Birgün mutlaka terör bitecek. Birgün elbette terör bitecek. Kürt toplumunun önemli sözcülerinden Leyla Zana'da bile bıçağın kemiğe dayanması, Başbakan Erdoğan'ın herkesi "Elini taşın altına koymaya" çağırması, o "Birgün"ün pek de uzak olmadığı umutlarını doğrusu güçlendiriyor.
Bu da Türkiye'ye yeni bir ev ödevi yüklüyor: Terör sonrası döneme şimdiden hazırlanmak. "Terör sonrası" ile hem Türk, hem Kürt toplumlarının, hem dağdakilerin, hem bağdakilerin "Rehabilitasyon" sürecini kastediyorum.
Gerçi terörle mücadele eden her ülkenin koşulları farklı, dolayısıyla terör sonrası dönemle ilgili reçeteleri de değişik. Ama hepsinde yararlanılabilecek bir şeyler bulmak mümkün.
Örneğin, İngiltere, IRA terörü sonrası döneme nasıl hazırlandı?
İspanya, can çekişen ETA terörü sonrası dönemi nasıl planlıyor?
Ve de en önemlisi Sri Lanka, dünyanın en güçlü terör örgütü olarak gösterilen Tamil Kaplanları'nın kökünü kazıdıktan sonra Tamil halkıyla barış sürecinde ne adımlar attı ve atmaya devam ediyor?
***
"Tamil Kaplanları"nın sonunu Türk kamuoyunun gündemine ben getirdiğime göre, Sri Lanka'daki terör sonrası dönemde yapılanları anlatmak da bana düşüyor. Buyurun...
***
İzleyenler hatırlayacak; ayrılıkçı "Tamil Kaplanları" örgütü, 18 Mayıs 2009'da liderleri Velupillai Prabhakaran'ın öldürülmesiyle tarihe karıştı. Ama ardında ürkütücü bir bilanço bıraktı: 27 yıl süren iç savaşta en iyimser tahminlere göre 70 bin kişi öldü. Kimileri bu rakamı 100 bine kadar çıkarıyor. Ayrıca en az 200 bin Tamil de evinden-barkından oldu, Sri Lanka'nın başka bölgelerine göç etmek ve devletin hazırladığı kamplarda yaşamak zorunda kaldı.
Terör örgütünün hayatta kalan üyelerinin silah bırakmasından sonra Sri Lanka Devlet Başkanı Mahinda Rajapaksa hiç vakit yitirmeden ülke nüfusunun yüzde 18'ini oluşturan (Bizdeki Kürt nüfus oranına yakın) Tamil halkına elini uzattı:
"Bu ülkenin her bireyi güvenlik içinde, korkmadan, kuşkulanmadan yaşamalıdır. Ve bu ülkenin her bireyi eşit haklara sahip olmalıdır."
Rajapaksa yine vakit yitirmeden yerel yönetimlerin yetkilerini artıran, Tamil bölgesine kısmi özerklik sağlayan anayasa değişikliğini parlamentodan geçirdi.
***
En önemli sorun silah bırakmış örgüt üyelerinin "Yeni hayat"a hazırlanmalarıydı. Çok cesur bir öneride bulunuldu onlara: "İki yıllık rehabilitasyon programına katılanlara genel af ilan edeceğiz ve tüm terör geçmişini sileceğiz."
Örgütün hayatta kalmış ve silah bırakmış 10.500 kadar üyesinin 10.200'ü bu öneriyi kabul etti.
"Rehabilitasyon" programı 6 aşamalı olarak hazırlandı ve şu hedefler belirlendi: Meslek edinme kurslarını bitirmek, sivil hayata hazırlanmak, psikolojik destek görmek, etnik gruplar arasındaki sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesi eğitiminden geçmek...
Bu amaçlara ulaşabilmek için oluşturulan "Rehabilitasyon ve Cezaevlerinde Reform Bakanlığı", sanatçılardan, eğitimcilerden ve girişimcilerden yardım istedi. Eğitimciler sivil hayata hazırladı eski teröristleri, girişimciler ise iş hayatında başarılı olabilmenin koşullarını anlattı, hatta iş vermeyi vaat etti.
Sonuç? Tamil Kaplanları'ndan bugün sadece 300 kadar terörist cezaevinde. Onlar da epey esnediler, peyderpey rehabilitasyona alınıyorlar.
Ve Sri Lanka 27 yıl boyunca ayrılıkçı terörle mücadeleye harcadığı kaynaklarını şimdi halkının refahı, ülkenin gelişmesi için değerlendiriyor. İktisatçılara göre, bir aksilik olmazsa, en geç 10 yıl sonra Hint Okyanusu'nun en müreffeh ülkesi olacak...