Nedense politikacılar "Değişim" sözcüğüne bayılıyorlar. Kaç lider kaç seçimde "Değişim"li sloganlara sarıldı, kaç politikacı miting alanlarında sesini mümkün olduğunca gürleştirip hançeresini yırtarcasına "Değişim" diye haykırdı... Saymakla bitmez. Ama birkaç örneği hatırlatmakta fayda var.
Yunanistan'da 1981 seçimlerinde PASOK lideri Andreas Papandreu'nun sloganı "Allagi" idi. Türkçesi: "Değişim". Baba Papandreu'nun "Değişim"den kastı meğer AB fonlarıyla ve devlet kesesinden bir "Sahte cennet" yaratmakmış. Fonlar kesilip devlet kesesinin de dibi delinince, o "Sahte cennet" yerini "Gerçek cehennem"e bırakıverdi.
Yine 1981'de Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçiminde Sosyalist Parti'nin adayı François Mitterrand da slogan olarak "Değişim"i seçti.
Onun "Değişim"den anladığı "Kapitalizmle bağları koparmak"tı. Öyle bir "Değişim"in ancak bir "Hayal" veya solculara özgü bir "Ütopya" olduğunu iki yıl sonra anlayıp vazgeçti.
Önümüzdeki hafta cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak olan François Hollande da seçim kampanyasında "Değişim"li bir slogan kullandı: "Le changement c'est maintenant". Dilimize "Değişim, şimdi tam zamanı" diye çevirebiliriz.
Hollande "Değişim" ile "Normalleşme"yi kastetti. Çünkü Elysee Sarayı'nda son günlerini geçirmekte olan Nicolas Sarkozy, "La rupture" sloganıyla iktidara gelmişti. Anlamı: "Kopuş". Yani geçmişle bağları koparmak. "Beyaz sayfa" açmak. (Eski Başbakan Tansu Çiller'in kulakları çınlasın.) "Değişim"in en yüksek dozlu, en şiddetli türlerinden biri olan "Kopuş"u lafta bırakmadı Sarkozy, "Hiper başkan" iddiasıyla Fransa'nın da, Avrupa'nın da altını üstüne getirdi.
***
Sarkozy'nin "Kopuş"unun "Değişim"in en yüksek dozlu, en şiddetli türlerinden biri olduğunu söyledim.
"Değişim", bir durumdan bir başka duruma geçmek anlamına geliyor. Ve "Geçiş", cinsine, süresine ve yoğunluğuna göre farklı dozlar içeriyor.
Örneğin,
"Değişim"in en doğal, en sakin türü "Evrim". En radikali ise "Devrim".
Merhum Turgut
Özal'ın vizyonunu anlatırken kullandığı "Transformasyon" da aslında "Değişim"in bir başka adı.
Aynı şekilde, "Modifikasyon", tıpkı "Transformasyon" gibi bizde pek karşılığı olmayan bir "Değişim" türü.
Görüyorsunuz; Türkçe'de "Değişim" diye tek sözcükle ifade ettiğimiz kavramın Batı dillerinde ne çok karşılığı ya da eşanlamlısı var.
Bitti mi? Hayır. Derin, sürekli ve kalıcı "Değişim"i anlatmak için iki farklı sözcükten yardım istemek zorundayız: Şu sıralar bilim kurgu filmlerinin en gözde malzemelerinden biri olan
"Mutasyon" ve nice ozana ve yazara esin kaynağı oluşturan
"Metamorfoz".
Bu ikisi için "Değişim" yerine "Dönüşüm" demek, galiba daha doğru olacak.
***
"Bir sabah tedirgin düşlerden uyanan Gregor Samsa, kendini bir böceğe dönüşmüş buldu..." Franz Kafka'nın dilimize kimi çevirmenlerce "Dönüşüm", kimilerince de "Değişim" adıyla aktarılan "Metamorfoz" öyküsünün bu giriş cümlesini hatırladınız mı?
Kafka'nın böceği edebiyatta tek "Değişim" veya "Dönüşüm" örneği değil. Ondan 1800 yıl önce Berberi kökenli Romalı yazar Apulee, "Metamorfoz" adlı eserinde Lucius adlı bir soylu, metresi tarafından eşeğe dönüştürülmüştü.
***
Ne "Mutasyon", ne "Transmorfasyon"... Ölçüyü kaçırmamak şart. O nedenle François Hollande "Değişim" ile "Normalleşme"yi hedeflemekte haklı. Hele 5 yıllık "Kopuş"tan sonra...