Rahmetli babam elimden tutup beni okula götürdü, sınıfıma soktu ve öğretmenime seslendi: "Eti senin, kemiği benim."
1950'li yılların ilk yarısıydı. Akhisar'da Gazi İlkokulu'nda öğretim hayatım babamın bu cümlesiyle başladı. Öğretmenim de her türlü yaramazlık girişimini bir bakışıyla önleyecek kadar otoriterdi. Adı, Lütfiye Koraltan'dı. Dönemin TBMM Başkanı Refik Koraltan'ın kız kardeşi.
***
Yarım yüzyıl öncesine ait bu anımı İngiltere Başbakanı David Cameron'un bir projesi çağrıştırdı.
Malum, geçen ay başta Londra olmak üzere birçok İngiliz kentinde sokak isyanları patlak verdi. Çeteler ülkenin altını üstüne getirdiler, önlerine çıkanı yakıp yıktılar.
Cameron bu isyanların kökeninde "Eğitim" sorununun yattığı görüşüne vardı. Yani? Okullarda disiplinin kaybolması. Eğitim-öğretimin laçkalaşması.
Teşhisini de çarpıcı bir cümleyle özetledi: "Öylesine haylaz bir kuşak yetişti ki, ya çetelerin saflarını dolduruyorlar ya da cezaevlerini..."
Çare?Disiplini geri getirmek. Bir de slogan üretti: "Tough love". Aşağı-yukarı "Sert sevgi" veya "Otoriter sevgi" diye çevirebiliriz. Aslında bu sloganın dilimizdeki en güzel karşılığı, "Hem severim, hem döverim..."
Ama İngiltere'de okullarda fiziki ceza, yani dayak 1987'de yasaklandı. "No touch rule" adı verilen yasa, çocuğa şöyle bir "Dokunan" öğretmen hakkında derhal soruşturma açılmasını emrediyor.
"Zaten sorun da bu" demeye getiriyor Cameron, her ne kadar alınan önlemler arasında dayak olmasa da.
Dayak belki olmayacak ama öğretmenler gerektiğinde "Fiziki güç" kullanabilecekler. Nasıl? Örneğin, yaramazlık yapan bir çocuğu kolundan tutup sınıftan atabilecek.
Başbakan Cameron ve Eğitim Bakanı Michael Gove'ın bir ilginç tespitleri daha var: "Okullarda disiplinin kaybolmasının başlıca nedenlerinden biri de erkek öğretmen sayısının azalması." Resmi verilere göre, temel eğitimdeki öğretmenlerin sadece yüzde 25'i erkek. Dahası, ülkedeki ilkokulların üçte birine yakın bölümünde hiç erkek öğretmen bulunmuyor. Oysa hükümetin görüşüne göre, sadece erkek öğretmenler "Hem güç, hem de duyarlılık" gösterebilir. Açıkçası, okullara erkek otoritesi getirmeyi amaçlıyor Başbakan Cameron.
Bunun için de en kısa zamanda erkek öğretmen açığını kapatmayı planlıyor. Nasıl? Cevap: "Ordu mevcudu azaltma programı, bu soruna çözüm getirecek. Subayların bir bölümü öğretmen yapılacak!"
Ve bundan böyle İngiltere'de eğitim sistemi üç temel üstünde yükselecek: "Sıfır hoşgörü", "Hemen ve hızlı disiplin", "Fiziki güç değerlerine övgü".
***
Aman yanlış anlaşılmasın; öğrenciye fiziki ceza uygulamasına ben de şiddetle karşıyım. Ama öğretmenin otoritesini geri getirecek bir "Yumuşak" yöntemin bulunması gerektiğine de inanıyorum. Çünkü sınıftaki otorite açığı, teneffüslerde okul bahçesinde, paydosta da sokakta şiddet olarak geri dönüyor.
Ve çünkü giderek daha pervasız, hatta daha dik başlı kuşaklar yetişiyor.
İngiltere'deki uygulamayı dikkatle izleyeceğim...