NATO'nun Libya operasyonu uluslararası hukukta yeni bir sayfa açtı. Kimine göre tehlikeli, kimine göre gücü hukukun önüne koyan, kimine göre ise meşruiyet kavramını sorgulatacak ya da en azından yeniden tanımlatacak bir sayfa.
NATO daha önce, 1999'da aynı topraklarda hak iddia eden iki etnik topluluk arasındaki savaşta taraf olmuştu. Kosova'da.
NATO şimdi ise bir ülkede iki grubun iktidar savaşında taraf oldu.
İki müdahaleyi de aynı gerekçeye dayandırdı:
"Sivilleri koruma sorumluluğu".
İki müdahalede de bir tarafa sonuna kadar el verdi. Ve de iki savaşın da sonucunu belirledi.
Trablus'tan gelen haberlerde, Kaddafi muhaliflerinin başkent Trablus'a saldırılarıyla ilgili olarak bir hayli "İlginç" ayrıntılar yer alıyor.
İşte birkaç örnek:
"NATO savaş uçakları Kaddafi birliklerinin konvoyunu bomba yağmuruna tutarak kışlalarına çekilmeye zorladı. Böylece muhalif güçlere direnecek ya da başkenti savunacak hiçbir güç bırakmadı..." "Muhalif güçler Bingazi'den NATO savaş gemileriyle Trablus'a taşındı..." "Muhalif güçlerle birlikte NATO danışmanları da Trablus'a girdi. Aslında onlar danışman değil, muhalif güçleri yönlendiren ve yöneten Avrupalı askerlerdi..."
***
Kaddafi'nin ve hanedanının akıbetine elbette zerrece üzülmüyorum. "Albay"ın 42 yıllık iktidarı boyunca demir pençeyle yönettiği halkından da, terör saldırılarıyla yüzlerce masumun kanını döktüğü Avrupalılar'dan ve Amerikalılar'dan da, yaka silktirdiği Arap ve Afrika halklarından da onun için gözyaşı döken çıkacağını sanmıyorum.
Ama Kaddafi örneğinin faturasını ne yazık ki, diktatörlere karşı başkaldıran ve başkaldıracak olan diğer halklar ödeyecek. Çünkü NATO, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararında sadece "Sivil halkı saldırılardan korumak"la sınırladığı yetkiyi öylesine istismar etti, öylesine kötü niyetle yorumladı ki, Libya'nın olumlu bir "Emsal" oluşturması şansı ya da fırsatı sıfırlandı.
Tam tersine, BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyeleri (veto hakkına sahip Rusya Federasyonu ve Çin, 2 yıllığına görev yapan Brezilya, Güney Afrika gibi...) için 1973 sayılı karar bir utanç belgesine dönüştü; Libya operasyonu da NATO'nun "Küresel jandarma" görevinden ne anladığının turnosol kağıdı işlevini gördü.
Bundan böyle "Sivilleri koruma sorumluluğu" kavramı veya misyonu, ne yazık ki, hiç de iyi şeyler çağrıştırmayacak.
Bunun da bedeli başka ülkelerde, başka kıtalarda sivil halkın katledilmesine müdahale edememekle ödenecek.
Belki de en başta Suriye de.