Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Sömürgecilik bitti mi?

Dün resmen bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan en az bir yazıyı daha hak ediyor. Çünkü, göreceksiniz, bu bağımsızlık birçok "Dondurulmuş ihtilaf" için emsal oluşturacak.
Güney Sudan'ın bağımsızlık törenlerine BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da katıldı.
Oysa BM Şartı'nda "Sınırların değiştirilemezliği" ilkesi altı çizilerek vurgulanıyor.
Ama Ban Kimoon, Güney Sudan'ın bağımsızlığını bir başka meşru gerekçeye dayandırabilir ve hiç de haksız sayılmaz: Yine BM Şartı'nda halkların "Self-determinasyon", yani "Kendi geleceğini belirleme" hakkına sahip oldukları da altı çizilerek belirtiliyor.
"Sınırların değiştirilemezliği" ya da "Devletlerin toprak bütünlüğü" ile "Halkların kendi geleceklerini belirleme hakkı" birbiriyle çelişen, birbirini imha eden iki ayrı kavram gibi görünse de, BM ve uluslararası hukuk uzmanları buna da gerçekçi bir yorum getiriyorlar: "Self-determinasyon hakkı, sömürge Afrika halkları için getirildi. Böylece bu halklar bağımsızlıklarını ve özgürlüklerini elde etme mücadelesinde uluslararası meşruiyet kazanmış oldular."
Eh, Güney Sudan da Afrika'da yer aldığına göre, o toprakların halkı da BM Şartı'nda vurgulanan "Self-determinasyon" hakkından yararlanmış oldu.
Güney Sudan'ın başkenti Juba'daki bağımsızlık şenliklerine Afrika'dan 30 devlet başkanı ya da başbakan da katıldı.
Oysa aynı Afrika ülkelerinin liderlerinin 25 Mayıs 1963'te Etiyopya'nın başkenti Adis Ababa'da düzenlenen zirvede kabul ettikleri "Afrika Birliği Örgütü Şartı" nda aynen şöyle deniyor: "Zorlu mücadelelerle kazandığımız bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi ve de toprak bütünlüğümüzü korumaya ve güçlendirmeye kesin kararlılığımızı vurgulayarak Afrika Birliği Örgütü'nü kurmak için anlaştık."
Anlamı: "Afrika devletlerinin sömürgecilik döneminde kolonyal güçler tarafından çizilen sınırları değiştirilemez."
İşte Juba'daki bağımsızlık şenliklerini izleyen Afrika liderleri kendi sözleşmelerini ihlal etmiş oluyorlar ve tehlikeli gelişmelere kapı aralıyorlar. Hem kendi kıtalarında hem de dünyanın başka bölgelerinde.
Bir de anekdot aktarayım: Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwell, Güney Sudan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını bir yazılı açıklamayla kutladı.
Almanya'nın BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığını üstlenmesi nedeniyle Westerwell'in geçen hafta ziyaret ettiği başkentler arasında Juba da vardı.
Kalabalık bir heyetle giden Westerwell'i Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir "İşim başımdan aşkın" diyerek bir saat kapısında bekletti. Kabul edince de söze şöyle başladı: "Bağımsızlık savaşımız döneminde bizi öldürmesi için Ömer El-Beşir yönetimine epey silah sattınız. Şimdi kendimizi savunmamız için bize de silah satacak mısınız?" Westerwalle'in donup kaldığı söyleniyor.
Ve bir bilgiyle noktalayayım. Dünkü yazımda Güney Sudan'ın yüzölçümünü 589.745 kilometrekare olarak belirtmiştim. Yanlış. Yüzde 9'unu düşmek gerekiyor. Zira 5,74 milyon hektarı daha bağımsızlık ilan edilmeden yabancılar tarafından kapatıldı. Son olarak 600 bin hektarını Amerikan şirketi "Nile Trading and Development Inc." satın aldı. Ne kadara dersiniz? Söyleyeyim; 600 bin hektar toprağa 25 bin dolar ödedi! Hektarı 4 cent'e geliyor!
Kim demiş "Afrika'da sömürgecilik tarihe karıştı" diye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA