Soğuktan Gelen Casus, Köstebek, Bizim Oyun, Single ve Oğlu, Panama Terzisi, Gizemli Melodi, Sıkı Dostlar, Aranan Adam...
Bunlar Soğuk Savaş döneminin en ünlü casusluk romanlarına imza atan, Berlin Duvarı'nın çökmesinden sonra ise küresel sorunlara (AIDS, mafya, uyuşturucu kaçakçılığı, kanlı elmas ticareti gibi...) eğilen John Le Carre'nin hepsi de çok satan kitaplarından birkaçı...
80 yaşındaki John Le Carre dilimize henüz çevrilmeyen yeni romanında küresel finansal krizin karanlık dehlizlerine fener tutuyor.
Romanın adı: "Our Kind of Traitor". Türkçe'ye "Bizim istediğimiz türden hain" ya da "Kafa dengi hain" diye çevirebiliriz.
Bu romanında Le Carre'ye 13 Aralık 2009'da "The Observer" gazetesinde çıkan bir haber esin kaynağı oldu. Haberde "Küresel krizde bankaları uyuşturucu parasının kurtardığı" iddia ediliyordu ve kaynak olarak da "BM Uyuşturucu ve Örgütlü Suçla Mücadele Bürosu"nun (ONUDC) o dönemki başkanı Antonio Maria Costa gösteriliyordu. Costa'ya göre, kriz günlerinde bankalararası borçlanmalar kokain ticaretinden gelen fonlarla finanse edilmişti. Bankalar sistemi kurtarmak, daha doğrusu batmamak için bile bile uyuşturucu mafyasının paralarını aklamışlardı. "Observer"in haberinde bankaların akladığı uyuşturucu parasının tutarı da belirtiliyordu: 352 milyar dolar!
John Le Carre işte bu haberden yola çıkarak bankacılar-küresel mafya-gizli servisler arasındaki ilişkileri konu alan, gerçekler ile hayal gücünün iç içe geçtiği muhteşem bir eser yarattı.
Şimdi, Batı medyasında her gün "Our Kind of Traitor" üstüne birçok yazı yayınlanıyor.
Roman "The Observer"ın haberini de yeniden güncelleştirdi. Meğer bankaların akladığı kokain parası 352 değil, 378.4 milyar dolarmış.
Kara parayı aklayan banka da deşifre edildi: "Wells Fargo" grubundan "Wachovia" bankası. Tabii kara paranın sahibi mafya da belirlendi: Sinaloa Karteli. Meğer "Wachovia" bankası işlediği bu suç için ceza da ödemiş: 160 milyon dolar!
Bir haberin ardından neler çıkıyor; görüyor musunuz?
Şu sıralar Arap medyasında da ilginç bir haber gazeteler arasında dolaşıp duruyor. İlk kaynağı "Washington Times" gazetesi olan habere göre, Fransa, İngiltere ve ABD'nin Libya'ya savaş açmalarının nedeni bu ülkeye demokrasi getirmek değil, para.
Şöyle deniyor: "Batı, özellikle de İngiliz ve Fransız bankalarında Libya'nın 200 milyar doları aşkın kamu fonları var. Bu para Başkan Barack Obama'nın, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ve Başbakan David Cameron'un ağızlarının suyunu akıtıyor. Çünkü ağır mı ağır kamu borçlarının ve sürekli büyüyen bütçe açıklarının pençesinde kıvrandıkları bugünlerde Libya'nın 200 milyar doları onlara ilaç gibi gelecek."
Doğru mu? Kim bilir... "The Observer" 13 Aralık 2009'da "Bankacılık sistemini kokain parası kurtardı" haberini yayınladığında da pek kimse ilgilenmemişti. Sonra ardından neler sökün etti...
Libya'nın Batı bankalarındaki fonlarının akıbetini de herhalde silahlar sustuğunda, daha doğrusu Kaddafi devrilip silahlı direnişçiler iktidara geldiklerinde öğrenebileceğiz...