İsrail'in Batı Şeria'da ördüğü duvarı protesto gösterilerinde yaralanan 36 yaşındaki bir Filistinli kadının hastanede can verdiği saatlerde, uluslararası ajanslar Atina mahreçli bir haber geçtiler:
"Yunanistan 206 kilometrelik Türkiye sınırının büyük bir bölümüne duvar örmeye karar verdi."
Haberde, Yunanistan'ın ABD'nin Meksika sınırına ördüğü duvardan esinlendiği özellikle belirtildi.
Açıklamayı yapan Kamu Güvenliği Bakanı Hristo Paputsis ise, Başbakan Yorgo Papandreu'nun son derece kararlı olduğunu vurguladı.
Aslında Paputsis bu planın ilk mesajlarını üç gün önce bir Yunan ajansına verdiği demeçle sızdırdı. Şöyle diyordu:
"Kaçak göçmenler konusunda sabrımız taştı. Daha fazlasına katlanamayız, kaçakları daha fazla barındıramayız. Sadece uluslar arası hukuka göre sığınma hakkına sahip olanlar kalacak, diğerleri gidecek. Ya kendi rızalarıyla gidecekler, ya da sınırdışı edeceğiz. İnsan kaçakçılığı yapan çetelere karşı da iyice acımasız olacağız."
Paputsis demecinde, soruna köklü çözümün Türkiye ile AB'nin uzlaşmasından ve Ankara'nın işbirliğini güçlendirmesinden geçtiğini eklemeyi de ihmal etmedi tabii.
"Duvar" veya "Yüksek tel örgü" örme kararı işte bu demecin ardından geldi.
Türkiye'nin komşuya karşı ilk tepkileri bir hayli ihtiyatlı.
Ancak biz bu konunun sadece "Yunanistan'ın iç sorunu"na, sınıra duvar örülmesini de "Atina'nın egemenlik hakları"na indirgenmesinin doğru olmayacağı görüşündeyiz.
Çünkü, Meriç boyunca örülecek duvar ya da tel örgü, Türkiye'nin uluslararası imajının örselenmesini de peşinden getirir.
ABD'nin güney sınırı boyunca yüksek ve kalın duvar örmesi, Meksika'ya itibar kazandırmadı. Tam tersine ekonomik ve sosyal sorunlarını sınır ötesine ihraç etmeye çalışan aciz ve parya bir devlet konumuna düşürdü.
Mısır'ın Sina'da, İsrail'in ise Batı Şeria'da örmekte olduğu duvarlar Filistin halkının hem onuruyla oynadı, hem de milyonlarca kişiyi uçsuz bucaksız bir açık hava cezaevine mahkûm etti.
Meriç sadece Yunanistan'la değil, AB ile de aramızdaki sınır. Bu sınıra örülecek duvar ya da tel örgü, sadece komşumuzla değil, AB ile, özellikle de "Sınırsız dolaşımın somut simgesi" olan "Schengen Bölgesi" ile de aramıza aşılmaz engeller dikilmesi anlamına gelir.
Bu bölge ile aramızdaki vize güçlüklerine bir de fiziki "Yasak bölge" eklenmesi sonucunu getirir.
Hayır, Meriç'e duvar sadece Yunanistan'ın değil, bizim de sorunumuz.
"Duvar" konusuna yarından sonra devam edeceğiz. Çünkü yarın "SABAH'tan Mektup" günü.