Gazze'ye İsrail ablukası üçüncü yılını doldurmak üzere. Bu üç yılda Gazzeliler çok ama çok ağır bedel ödediler: Halkın yüzde 70'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor, yüzde 60'tan fazlası besin yardımlarıyla hayatını sürdürebiliyor, işsizlik yüzde 40'larda dolaşıyor...
Abluka boyunca İsrail keyfine göre değişen "Yasak ürünler" listeleri hazırlayıp uyguladı. BBC'nin ele geçirdiği son listeye göre, Gazze'ye her türlü inşaat malzemesi; demir, çelik, çimento sokulması yasak.
O kadarla bitmiyor; at, eşek, keçi sokmak da yasak.
O kadarla da bitmiyor; müzik aletleri, laptop, A 4 kâğıdı sokmak da yasak.
O kadarla da bitmiyor; adaçayı, kakule, kimyon, kişniş, zencefil sokmak da yasak.
O kadarla da bitmiyor; dondurulmuş meyve-sebze, nohut, bezelye, cips, sirke, maden sodası, çikolata, hindistancevizi, fındık-fıstık, reçel, hatta helva sokmak bile yasak.
Paket margarin serbest, teneke margarin yasak! Çay serbest, kahve yasak!
Bu kadar zıvanadan çıkmış bir abluka sürdürülebilir mi? Uluslararası hukukta "Toplu cezalandırma" diye tanımlanan bu işkenceye dünya daha ne kadar seyirci kalabilir?
BM Güvenlik Konseyi'nin 2009 başında kabul ettiği 1860 sayılı karar daha ne kadar görmezlikten gelinebilir? O kararda İsrail'e şu çağrılar yapılıyor: "Gazze'ye geçiş noktalarının sürekli açık kalmasını sağlayacak önlemlerin alınması... Gazze'de yiyecek, akaryakıt ve ilaç, tıbbi malzeme dahil her türlü insani yardımın hiçbir engellemeyle karşılaşılmadan dağıtılmasının sağlanması..."
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu istediği kadar "Gazze'ye abluka uygulaması devam edecek" desin. İsrail genelkurmayı istediği kadar, "Ablukanın alternatifi yok" görüşünde dirensin...
Bu gaddarlık, işkence, toplu cezalandırma artık sona erecek.
Sadece Türkiye, Arap ülkeleri, İslam ülkeleri dayatmıyor.
Sadece Batı'nın vicdanları uyanmaya başlamış bazı liderleri, politikacıları çağrı yapmıyor.
En üst düzeyde seslendirilmeye başlandı bu talep.
Örneğin, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon. Üstüne basa basa şöyle dedi: "İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka derhal kaldırılmalı."
Hepsi bir yana, İsrail'in en etkili gazetelerinden "Haaretz" dün başyazısında İsrail'in bu badireden çıkışının tek yolunu gösterdi: "İsrail için krizden çıkış stratejisi, başarısız olmuş bir politikayı sürdürmek yerine, Gazze'deki ablukayı kaldırmaktır."
1.5 milyon Gazzeli'nin acısı, anlatmaya sözcüklerin yetmediği çilesi bitmek üzere. Zaten Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in telaşla Refah geçiş noktasını açtırmasıyla abluka bir tarafından delinmiş ya da yarıya indirilmiş oldu.
Mavi Marmara'nın 9 kahramanı boşuna ölmediler...