Genelkurmay Başkanlığı dün internet sitesine tek cümlelik açıklama koydu: "Bir gazetede yer alan ve World Net Daily isimli yabancı kaynaklı bir siteye dayandırılan haber tamamen gerçek dışıdır."
Açıklamada kastedilen gazete biziz.
Yani, SABAH.
Açıklamada ipucu bile verilmeyen haber ise Amerikalı gazeteci Joseph Farah'ın bir iddiası. Genelkurmay, "World Net Daily" adlı yabancı kaynaklı sitenin haberi yayınladığını belirtiyor. Doğru. Ama o site de Joseph Farah'ın "g2bulletin" adlı sitesinden aldı.
Haberde ne vardı?
Haberde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Pakistan Genelkurmay Başkanı General Eşfak Pervez Kayani'ye telefon edip "Hükümeti devirmeye çalışmayın" mesajı verdiği belirtiliyordu. Biz haberde "İddia edildi", "Öne sürüldü" gibi ihtiyatı elden bırakmayan fiilleri kullanmayı tercih ettik.
Genelkurmay'ın açıklaması, "Hayır, Orgeneral Başbuğ, Pakistanlı mevkidaşını arayıp 'Hükümeti devirmeye çalışmayın' mesajı vermedi" anlamına geliyor.
Bu elbette Genelkurmay'ın Pakistan'daki olası darbeye en azından hoşgörüyle bakacağı anlamına gelmiyor.
Bu elbette, Genelkurmay'ın bir başka ülkenin içişlerine müdahale anlamına gelecek girişimlerden uzak durduğu mesajını içeriyor.
Ama biz de, "Keşke Orgeneral Başbuğ, General Kayani'ye bir fırsatını bulup, örneğin geçen ay, 12-15 Ekim tarihleri arasında Pakistan'a yaptığı ziyaret sırasında, askeri darbelerin artık çözüm olmadığını çıtlatsaydı" diye iç çekiyoruz. Çünkü Pakistanlılar darbe beklentisi veya korkusuyla yatıp kalkıyor.
Türkiye ve Pakistan
Org. Başbuğ bundan önce Pakistan gizli servisini yöneten ve "Time" dergisinin "Dünyanın en güçlü 100 kişisi" listesine aldığı, Pakistan derin devletinin demir leblebisi Kayani'ye keşke şöyle diyebilseydi:
"Son 40 yılda Türkiye'de iki açık (27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980), bir yarım (12 Mart 1971) ve bir de postmodern (28 Şubat 1997) darbe oldu. Bedeli ağır ödendi: Bir başbakan idam edildi, hapis cezaları, yasaklar ve parti kapatmalarla siyasi kadrolar biçildi, siyasal ve ekonomik krizler patlak verdi, bölücü terör ortaya çıktı, Teröre 50 bine yakın kurban verildi..."
Sonra Pakistan'ın bilançosunu çıkarabilseydi keşke: "Sizin tarihiniz de farklı değil. Üç darbe yaptınız veya yaşadınız: 28 Ekim 1958'te General Eyüp Han, 5 Temmuz 1977'de General Ziya Ül-Hak, 12 Ekim 1999'da General Pervez Müşerref darbeleri. Arada iki kez tek adam diktatörlüğü denediniz: 23 Mart 1956'da General İskender Mirza ve 1969 Mart'ında General Muhammed Yahya Han diktatörlüklerini ilan ettiler. Siz de bir başbakanınızı, 1979'da Zülfikar Ali Butto'yu astınız. 62 yıllık Pakistan cumhuriyetinin 35 yılı ya askeri cuntalarla ya da askeri diktatörlüklerle geçti. Demokrasideki sık ve uzun kesintilerin bedelini de çok ağır ödediniz: Yoksulluk, yolsuzluk, terör, savaş, hatta bölünme... Bu kadar darbe ve bu acı yetmedi mi?"
Keşke diyebilseydi...