"İsrail ordusu Gazze'de savaş suçu, hatta belki de insanlığa karşı suç olarak kabul edilebilecek operasyonlar yaptı..."
Cenevre'deki BM İnsan Hakları Komisyonu'nca görevlendirilen Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone başkanlığındaki 4 hukukçudan oluşan komisyonun İsrail'in 27 Aralık 2008 ile 18 Ocak 2009 tarihleri arasında yürüttüğü Gazze operasyonuyla ilgili 574 sayfalık raporu bu cümleyle başlıyor.
Sonra da "Savaş suçu", hatta "İnsanlık suçu" kapsamına girebilecek eylemler şöyle sıralanıyor:
İsrail operasyondan önce Gazze'yi ablukaya aldı. Bu, orantısız güç kullanarak toplu cezalandırma anlamına geliyor.
İsrail operasyonda insan kayıplarını mümkün olduğunca sınırlandırmak için uluslararası hukukun öngördüğü önlemleri dikkate almadı.
Askeri operasyonda sadece Hamas değil, halkın tamamı hedef alındı. Yiyecek stoklarının, sağlık sisteminin, fabrikaların ve konutların imha edilmesi, planlı, sistemli ve kasıtlı bir politikaya dayanıyordu.
Operasyon boyunca İsrail askeri ve sivil hedefler arasında ayrım gözetmeyerek uluslararası insan hakları hukukunu alenen çiğnedi. Beyaz bayrak sallayan sivillere ateş açılması gibi birçok olay, savaş suçu anlamına geliyor.
Operasyonda ayrıca sadece halkı dehşete düşürmeyi amaçlayan saldırılar düzenlendi.
İsrail ordusu Filistinli sivilleri canlı kalkan olarak kullandı.
Gazze halkı, özellikle de çocuklar bugün bile birçok travma yaşıyor.
İsrail, politikacıları tutuklayarak ve tutuklulara kötü davranarak, Filistin siyasal yaşamını felç ediyor.
Raporda elbette Hamas da suçlanıyor ama tek maddeyle: "İsrail yerleşim merkezlerini hedef alan roket saldırıları savaş suçu olarak değerlendirilebilir."
Dokunulmazlığı bitti
Komisyonun 188 kişiyle görüşerek ve 10 bini aşkın belgeyle 1200 fotoğrafı inceleyerek vardığı sonuçlar, İsrail'de tam anlamıyla şok yarattı.
Nasıl şok yaratmasın? Raporda İsrail'e "Bağımsız" ve "Uluslararası kriterlere uygun" biçimde iç soruşturmasını yapması ve sonuçlarını BM İnsan Hakları Komisyonu'na iletmesi için sadece 6 aylık süre tanınıyor. Yoksa konu BM Güvenlik Konseyi'ne aktarılacak. Gazze operasyonuna karar veren ve yürüten İsrail yetkililerinin Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaları talebiyle!
Nasıl şok yaratmasın? İsrail, 60 yıllık tarihinde ilk kez "Devlet" olarak sanık iskemlesine oturtuluyor. Hem de dünyanın en yetkili kurumu, "Küresel parlamento" diyebileceğimiz BM tarafından.
İsrail geçmişte de Filistinliler'e yönelik operasyonları ve saldırıları nedeniyle suçlanmıştı ama "Devlet" değil, bazı yöneticileri hedef alınmıştı.
Nasıl şok yaratmasın? ABD ile "Et-tırnak" denilen ilişkilerinin Barack Obama döneminde neredeyse temelinden değişmesinin, yeniden tanımlanmasının yol açtığı depremin etkileri sürerken bir de BM'den gelen bu darbe İsrail'e artık "Dokunulmaz" olmadığını gösteriyor. İsrail'in büyüsünü ilk Başbakan Erdoğan bozmuştu. Davos'taki "One minute" çıkışıyla. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e duymaya alışık olmadığı gerçekleri haykırarak.
Ardından Obama yönetiminin politika değişikliği ve nihayet BM raporu, İsrail için toplama kamplarına ve Naziler'in Yahudi soykırımına dayalı meşruiyet döneminin sona erdiği anlamına geliyor.
Daha açıkçası; İsrail artık tarihin hilkat garibesi olmaktan çıkmak, tüm devletler gibi "Normalleşmek" zorunda.
