CHP lideri Baykal şu sıralar her türlü solun zafer üstüne zafer kazandığı Latin Amerika'da.
Brezilya'da Lula da Silva bir hafta önce ikinci kez başkanlığa seçildi. Ondan önce Peru'da Alain Garcia, Şili'de Michelle Bachelet, Bolivya'da Evo Morales, bir zamanlar "ABD'nin arka bahçesi" denilen kıtada Başkan Bush'un tüylerini diken diken eden başarılara imza attılar. Onlardan önce de Venezüella'da Hugo Chavez. Böylece 50 yıl boyunca koca kıtada "Solun yalnız şövalyesi" olan Küba lideri Fidel Castro, ömrünün son yıllarında da olsa Latin Amerika'daki değişimi görebildi. (Listeye eski Sandinista lideri Daniel Ortega ile Nikaragua'nın da eklenmesi bekleniyor.)
Baykal bugün solun bu yeni kahramanlarından birkaçıyla bir araya gelecek. Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Konseyi'nin Şili'nin başkenti Santiago'da yapacağı toplantıda.
Konsey şu isimlerden oluşuyor: Yorgo Papandreu, Deniz Baykal, Hugo Chavez, Evo Morales, Massimo d'Alema, Piero Fassino, Jose Zapatero, François Hollande ve Michelle Bachelet.
Konsey'in duayeni olan 68 yaşındaki Baykal doğum tarihleri 1949 ile 1960 arasında değişen solun bu yeni ve genç liderlerinin arasında neler hissedecek, hangisine daha yakınlık duyacak acaba?
Örneğin kendini "Oligarşinin felaketi, yoksulların kahramanı" diye niteleyen Chavez'e sempati duyabilir mi? O Chavez ki, bir yandan toprak reformuyla zenginlerin elindeki toprakları kamulaştırıp yoksullara dağıtıyor, genetiği değiştirilmiş tarım ürünlerini yasaklıyor, gelecek kuşakların rızkına el sürmemek için balıkçılığa sınırlama getiriyor, Bolivya'nın yeraltı kaynaklarını millileştiriyor ama bir yandan da halka ayaklanma çağrıları yapan komutanlar için "İfade özgürlüğü haklarını kullanıyorlar" diyecek kadar hoşgörülü davranıyor.
Solda çok kulvar var
Ya Morales için ne düşünecek? Bolivya'daki neo-liberal modeli kökünden değiştirmek iddiasıyla yola çıkan, kendini ve politikalarını "Anti-emperyalist ve anti-Amerikan" diye özetleyen, petrol ve doğalgaz yataklarını millileştiren, çokuluslu şirketlerin işletme sözleşmelerini yırtıp yeniden hazırlatan Morales'i sevebilir mi?
Peki, kadın-erkek eşitliğinin her alanda ve tam uygulandığı (bakanlar kurulunu eşit sayıda erkek ve kadından oluşturdu), küreselleşmeyle uyumlu sosyal demokrasi savunan Şili'nin kadın Devlet Başkanı Bachelet onun için kafa dengi olabilir mi?
Haydi Avrupa'ya atlayalım; Bachelet gibi iki cinsiyetin eşit temsil edildiği bir hükümeti yöneten, eşcinsellere en ileri hakları tanıyan, din eğitimini zorunlu ders olmaktan çıkaran, güçlü Katolik Kilisesi'yle savaşı da, Bask ayrılıkçı hareketiyle masaya oturmayı da göze alan İspanya Başbakanı Zapatero'yu takdir eder mi dersiniz?
Daha "Zenginlerden nefret ediyorum" diyen François Hollande var. Birlikte yaşadığı Segolene Royal'in Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sosyalist Parti'nin adayı olması hemen hemen kesinleşen Hollande. (Royal ona göre epeyce sağ sosyal demokrat kalıyor!)
Daha PASOK'u ulusal sol çizgiden Avrupa soluna taşımaya çalışan Papandreu var. Komünist kökenlerini törpülemiş ama özlerine uygun dünya görüşlerini koruyan Massimo d'Alema ile Piero Fassino var.
Baykal'ın bu uzun sol modeller galerisinde CHP tablosunu asmak için neresini gözüne kestireceğini doğrusu merak ediyoruz. Hayır, bizim bir önerimiz yok.
Çünkü "Kimse bize sosyal demokrasi dersleri vermeye kalkmasın" diyen Baykal'a yol ya da yer göstermek haddimize mi? Haddinize mi?