Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

İç-dış dinamikler

Bugün yazımıza bir öyküyle başlayacağız. Ama gerçek bir öyküyle. On yıllar boyunca bölücü terörle boğuşan bir ülke vardı. Sayısız kurban verdi. Kentlerde patlayan bombalar, güvenlik güçlerine saldırılar günlük yaşamın parçası oldu.
Gelip geçen iktidarlar "Sıfır ödün" politikası yürüttüler. Örgütün uzantısı olduğundan kuşkulanılan partileri peş peşe kapattılar, yöneticilerini cezaevine koydular. Ama terör bitmedi.
Son seçimde sandıktan sorunu askeri değil siyasal yöntemlerle çözmeyi denemek isteyen bir iktidar çıktı. O iktidarın başı örgüte bir iyiniyet jesti gösterirse, makul süre sonunda diyalog kapısı açılabileceği mesajı gönderdi. Örgüt olumlu karşıladı. Aracılarla yürütülen temaslar sonunda anlaşma sağlandı: Önce örgüt ateşkes ilan edecekti. Bu adımın "kalıcı" olup olmadığını görmek için bir süre beklenecekti. O süre içinde ateşkes bozulmazsa örgüt üyelerine af çıkarılacak, siyaset yapmalarının yolu açılacak, bölgelerine de geniş özerklik tanınacaktı.
"Kabul" dedi örgüt, eylemleri durdurup ateşkes ilan etti. Ama "Kesin çözüme kadar silahlarını gömmeyeceğini" belirterek. Yine aracılarla görüşmeler başlatıldı.
Ama başbakan "Siyasal konsensus" için muhalefetten destek isteyince kıyamet koptu. Ana muhalefet "Ben kesinlikle bu sürecin içinde olmam" dedi. Dahası iktidara gelirse, o güne kadar varılmış sonuçları kabul etmeyeceğini açıkladı.
Örgüt üyelerine af gündeme gelince bu kez ana muhalefetin yanı sıra terör kurbanlarının yakınları da sokağa döküldüler.
Başbakan köşeye sıkışmıştı. Örgüt de "Silahlı mücadeleyi yeniden başlatmaya hazırız" demeye başlamıştı.
Başbakan sonunda elini güçlendirmek için, sorunu uluslararası platforma taşıdı, ülke dışından destek arayışına girdi. Buldu da. Batı liderleri, etkin ve saygın isimler devreye girip "Soğukkanlılıkla görüşmeleri sürdürmeleri" telkinleri yaptılar.
Rahatlayan başbakan örgütle görüşmeleri yeniden başlattı.

İspanya
ve Türkiye
Öykümüzün geçtiği ülke İspanya. Kahramanları da Başbakan Jose Luis Zapatero ile ETA terör örgütü.
İki taraf arasındaki diyaloga destek verenler ise "Bu kadar eski bir sorun birkaç günde çözülemez, sabırla devam edin" diyen İngiltere Başbakanı Tony Blair ile Bask sorununa siyasal çözüm bildirisi yayınlayan Portekiz eski Cumhurbaşkanı Mario Soares, İtalya eski Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, Nobel Barış Ödülü sahibi Arjantinli sanatçı Adolfo Perez Esquivel, IRA'nın (Kuzey İrlanda) siyasal kolu Sinn Fein'in lideri Gerry Adams, Meksika'nın en büyük sol partisi olan Devrimci Demokratik Parti'nin kurucusu Cuauhtemoc Cardenas ve Güney Afrika'daki iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresi'nin lideri Kgalema Motlanthe.
Madrid'deki gözlemcilere göre bu gelişme iki tarafı keskin bıçak. Çünkü Zapatero'yu yüreklendiriyor ama örgütün taleplerine de uluslararası meşruiyet kazandırıyor. Zaten 6 etkin ismin bildirisinde ETA'nın söylemlerine paralel üslup kullanılması da bunun kanıtı.
Bu öyküyü CHP lideri Baykal'ın "PKK sorunu artık bir uluslararası sorun haline dönüşmeye başladı" tespiti nedeniyle aktardık.
Doğru, örgütü ateşkes ilanına götüren süreç dış dinamiklerce başlatıldı. Doğru, "Yeni süreç" dış çevrelerce teşvik ediliyor.
Ama sorunun uluslararası boyut kazanmasında Ankara'nın askeri mücadeleyi siyasal araçlarla desteklememesinin hiç mi payı yok?
DYP lideri Ağar'ın cesur ve gerçekçi çıkışını bu açıdan, Kürt sorununun kendi irademizle çözümü için son şans olarak görüyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA