Alın size komplo teorisi üreticilerinin arayıp da bulamayacakları bir malzeme:
İsveç Akademisi, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan yazarı 12 Ekim'de açıklayacağını duyurdu. Hani şu, bahis şirketleri ve eleştirmenlerin favoriler arasında Orhan Pamuk'u da saydıkları dünyanın en saygın ödülünü
Rastlantıya bakın! Fransız Ulusal Meclisi, Ermeni soykırımını inkarı suç sayan ve bu suçu işleyenlere bir yıla kadar hapis ile 40 bin Euro'ya kadar para cezası verilmesini öngören yasa önerisini de 12 Ekim'de görüşüp karara bağlayacak!
Geçen Mayıs'ta Meclis Başkanı Jean-Lous Debre'nin içtüzükteki açıklardan yararlanıp oylamasını ertelettiği önerinin bir kez daha boğuntuya getirilmesi olasılığı çok zayıf.
Cumhurbaşkanı Sezer'in Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a yazdığı mektuba, Başbakan Erdoğan'ın bugün Fransız işadamlarıyla yapacağı toplantıya, Dışişleri Bakanı Gül'ün Fransız meslekdaşı Philippe DoustBlazy'yi telefonla arayıp bu yasanın iki ülke arasındaki ilişkileri dinamitleyeceği uyarısına rağmen biz karamsarız.
Daha doğrusu, Fransız parlamenterleri ikna turundan eli boş dönen Meclis heyetinin karamsarlığını paylaşıyoruz.
3 AK Parti'li (Yaşar Yakış, Mehmet Dülger ve Musa Sıvacıoğlu) ile 2 CHP'liden (Onur Öymen ve Şükrü Elekdağ) kurulu heyet Paris'te sadece üç kişiyle görüşebildi: Meclis Başkanı Debre, AB'yle İlişkiler Komisyonu Başkanı Pierre Lequiller ve Sosyalist Parti'den Jack Lang.
Sonuç? Debre "Üzgünüm ama elimden birşey gelmez" dedi, Lang "Karşıyım ama arkadaşlarımı iknada zorlanıyorum" diye yakındı. (2005 yazında İstanbul'da uzun uzun sohbet ettiğimiz Türkiye hayranı ve Türk dostu Lang'a işte bunu yakıştıramadık! Çünkü teklifte onun da imzası var!)
Bir öneri ve bir ödül
Karamsarlığımız üç esaslı nedene dayanıyor:
1- Fransa seçim havasına girdi: Önümüzdeki ilkbaharda cumhurbaşkanlığı seçimi var, hemen ardından, yaz başında da genel seçim. Hiçbir siyasetçi Ermeni seçmenleri ve Türkiye karşıtlarını gözardı etme cesaretini gösteremez, gösteremeyecek.
2- Teklife sosyalistlerin sadece ağır topları değil, partinin cumhurbaşkanı adaylığı için yarışan Segolene Royal, Dominique Strauss-Kahn (O da Türkiye ve Türk dostu! Hele İstanbul'a bayılıyor!) ve Laurent Fabius de imza koydu. Başta iktidardaki UMP olmak üzere sağ partilerin teklife karşı çıkarak Ermeni oylarını sola kaptırmayı göze almaları düşünülebilir mi? Hele Cumhurbaşkanı Chirac'ın Erivan'da "Türkiye, Ermeni soykırımını tanımalı" çağrısından sonra?
3- 2007 Fransa'da sadece seçim değil, aynı zamanda "Ermenistan Yılı": Paris duvarları "Soykırımdan kurtulmayı başarmış" olanların fotoğraflarıyla süslenmeye başladı bile. Her fotoğrafın altında bir de kurtuluş öyküsü anlatılıyor.
Özetle Fransa cinnet geçiriyor. "Yanlış yapıyoruz. Düşmanlıkları körükleyecek bu tür yasalarla uğraşacağımıza, Türkler ile Ermeniler'ı barıştırma misyonunu üstlenmeliyiz" diyen güçlü kalem Alexandre Adler gibi sağduyu sahipleri ise sadece nefeslerini tükettikleriyle kalıyorlar.
İşte böyle bir ortamda, 12 Ekim'de kazara Nobel Edebiyat Ödülü eğer Orhan Pamuk'a verilirse Türk kamuoyu nasıl bir tepki gösterecek acaba?
İlk kez bir Türk'ün Nobel kazanmasının coşkusunu, mutluluğunu ve gururunu mu yaşayacak?
Yoksa "Aykırı bir kalem"in ödüllendirilmesi, hatta "Türkiye'yi karıştırmak isteyenlerin yeni nifak tohumu" olarak mı algılayacak?
Öyle bir durumda peki siz ne düşüneceksiniz? Vicdanınıza danışıp yanıtınızı hazırlamanız için önünüzde 6 gün var.