Şırnak ve Çukurca'da PKK'nın kalleş saldırılarında 5 askerimizin şehit olduğu saatlerde hükümetin Lübnan tezkeresi Meclis Başkanlığı'na ulaştı.
Van'ın Saray ilçesinde bölücü terör örgütünün sınırın öte yakasından açtığı ateşle bir erimizin daha şehit olduğu, böylece bu yıl Anadolu'ya gönderilen bayrağa sarılı tabut sayısının İsrail'in Lübnan savaşındaki kaybını aştığı saatlerde de AK Parti Grubu'nun tezkere için olağanüstü toplantı başvurusu da Meclis Başkanlığı'na sunuldu.
Ne diyelim; hayırlı-uğurlu olsun. Bundan sonrası milletvekillerinin "Özgür" iradelerine ve "Hür" vicdanlarına kaldı.
Ancak 545 milletvekilinin gerçekten "Özgür" iradeleri ve "Hür" vicdanlarıyla karar verebilmeleri için, konuyla ilgili "Eksiksiz", "Tarafsız", "Çarpıtılmamış" bilgiye ihtiyaçları olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye bu bilgiyi verebilecek bir kaynağa sahip: 1978'den bu yana Güney Lübnan'da görevli BM Barış Gücü'nün 24 yıl sözcülüğünü yürüten, 3 yıldır da Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapan Timur Göksel.
Göksel gerek 34 günlük İsrail-Hizbullah savaşı boyunca, gerekse ateşkes sürecinde Türk ve Batı medyasına epey açıklama yaptı:
*- "Lübnan'la ilgili kararların Hizbullah dahil tüm tarafların desteğiyle alınması gerekir."
* "BM Gücü 'Caydırıcılık' işlevini de üstlenmeye kalkarsa, işgal gücü olarak görülecek. Lübnanlılar işgal gücüne hayatı nasıl zehir edeceklerini çok iyi biliyorlar. 19821983'te Amerikalı, Fransız ve İtalyanlar'dan oluşan Çokuluslu Güç trajedisini unutmayın." (Not: 1983 Ekim'inde bombalı kamyonla intihar saldırılarında 241 Amerikalı ve 58 Fransız askeri öldü.)
* "Türkiye, Barış Gücü'ne hassasiyetle yaklaşmazsa Ortadoğu'da taraf haline gelir ve bu iyi olmaz."
* "Türkiye asker gönderecekse, sonradan güç durumda kalmamak için Hizbullah'la aracı kullanmadan diyalog kurmalı."
* "Güney Lübnan'da kontrolü elinde bulunduran Hizbullah'tan onay almadan asker göndermek, felakete davetiye çıkarmak olur."
Göksel'in son günlerde daha iyimser olduğunu da belirtelim: "Lübnan ordusu, BM Gücü ile halk ve Hizbullah arasında çıkacak çatışmaları giderecek. Bundan emin olabilirsiniz. Türk ordusunun başarılı olacağına inanıyorum..."
Korkular ve sorular
Ancak bir tavsiyede de bulunuyor: "Türkiye muharip birlik yerine, ağır iş makineleriyle donatılmış istihkam birliği göndermeli. Bu istihkam taburu Lübnan'da kahraman olur."
Hükümet tezkeresinde Türk birliğinin daha çok Doğu Akdeniz'de devriye görevi yapacak denizcilerden oluşması öngörüldüğüne göre, bu tavsiye veya uyarının dikkate alınmadığı anlaşılıyor.
Önerimiz şu: Salı günü tezkere görüşmelerinden önce Timur Göksel'in milletvekillerine Lübnan'daki son durumla ilgili ayrıntılı değerlendirme yapması çok yararlı olabilir. Bu, Göksel'i Ankara'ya davet ederek de sağlanabilir, telekonferans sistemiyle de.
Milletvekilleri böylece kaygı ve korkuların bir temeli olup olmadığını, konunun bir numaralı uzmanından öğrenebilirler. Ayrıca birçok can alıcı soruya da yanıt bulabilirler.
Örneğin, "İsrail Güvenlik Bakanı Binyamin Ben Eliezer'in 'Hizbullah hızla yeniden silahlanıyor. Ufukta yeni bir çatışma göründü bile' açıklaması gerçeği yansıtıyor mu?" gibi.
"Hizbullah silahsızlandırılmazsa birkaç ay sonra ikinci raund kaçınılmaz" diyen İsrail Savunma Bakanı Amir Peretz'in tehdidini ne kadar ciddiye almak gerektiği gibi.
Milletvekillerinin Göksel'i dinlemeleri gerçekten ilginç ve yararlı olabilir. Bizden hatırlatması.
