Yerel seçimin nabzı gezilerimizde Adana, Mersin ve Gaziantep'ten sonra dördüncü durak Antalya'dayız.
Yola çıkmadan önce "Ne var ne yok" diye uluslararası ajanslara göz atarken, Berlin çıkışlı bir haber dikkatimizi çekti. Berlin Turizm Fuarı'nda (dün sona erdi) Dünya Turizm Örgütü Başkanı Francesco Frangialli, 11 Eylül, Irak savaşı, SARS, ekonomik durgunluk gibi nedenlerle iki yıldır gerileyen sektörün 2004'te yeniden hareketleneceğini açıkladı ve ekledi: "Özellikle Türkiye'yi çok güzel günler bekliyor"
Bunu Frangialli'nin ikinci açıklaması izledi: "Madrid'deki saldırılar (Dünya Turizm Örgütü'nün merkezi orada) İspanya'da rezervasyon iptallerine yol açacak, bu da Türkiye'ye akını iyice hızlandıracak."
Altın sezon geliyor
Türkiye denince de elbette öncelikle Antalya'ya. Çünkü ülkemize gelen turistlerin (Geçen yıl 14 milyon kişiye yaklaştı) yüzde 40'ını Antalya ağırlıyor. Geceleme sayısı açısından ise Antalya'nın payı yüzde 70'lere yaklaşıyor.
Zaten gezimiz boyunca da bu parlak tahminleri doğrulayan birçok işaret gördük: Bizi İstanbul'dan Antalya'ya götüren uçağın yolcularının hatırı sayılır bölümü yabancıydı. Antalya Havaalanı'nda turist getirmiş en az bir düzine uçak apronda sıralanmıştı. Ve nihayet kaldığımız Larespark Hotel, Alman, Hollandalı, Belçikalı turistle kaynıyordu. Çevredeki diğer oteller de.
Gelelim turizmde "Altın yıl" heyecanı ve telaşıyla ikinci plana düşmüş gibi görünen yerel seçimlere.
1999'da Antalya adil bir dağılım yaptı: Büyükşehir'de CHP'yi seçti, "Alt kademe" denilen merkeze bağlı ilçe belediyelerinden Muratpaşa'yı DSP'ye, Konyaaltı'nı ANAP'a, Kepez'i de MHP'ye verdi.
3 Kasım 2002 genel seçimlerinde esen kasırga birçok partiyi darmadağın edince, hemen her yerde olduğu gibi Antalya'da da adres değişiklikleri başladı. Konyaaltı'nın ANAP'lı Başkanı Muhittin Böcek CHP'ye geçti, Baykal aday gösterdi. Muratpaşa'nın DSP'li Başkanı Süleyman Evcilmen CHP'ye geçti (bir de YTP ara durağı var), Baykal onu da aday gösterdi. CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Bekir Kumbul, o fırtınalı günlerde (1999-2002 arasında transferler bugünkünün tersi yöndeydi) dimdik partisinde durdu, Baykal onu aday yapmadı!
Hatırlatırız; 18 Nisan 1999'da yerel seçimlerle birlikte yapılan genel seçimlerde CHP baraj altında kalmış, Baykal partideki görevinden istifa edip Antalya'ya çekilmişti.
Yine hatırlatırız; o seçimlerde Kumbul tam 10 yıldır Antalya'yı yöneten ve kentte çok sevilen DYP'li Başkan Hasan Subaşı'nı devirmişti.
Koltukta son günler
Baykal'ın bu tercihinin sırrını çözmek için Antalya'ya iner inmez Kumbul'un kapısını çaldık ve sorduk: "Neden aday olmadınız veya gösterilmediniz?"
Derin bir iç çekti, hatta gözleri nemlendi. Hani o sırada önünde kazara rakı kadehi olsa efkarından bir dikişte bitirecekti. Kendini çabuk toparladı, sözcükleri özenle seçmeye çalışarak, tane tane konuştu;
"Ne yalan söyleyeyim; iki dönem başkanlık düşünüyordum. Ancak CHP il yönetimiyle aramızda sorunlar çıktı. Onlar belediyeyi, nasıl diyeyim, siyasileştirmek istediler. İzin vermedim. Bunlar birikti, birikti.
Tabii örgütle aramızdaki sorunlar Ankara'ya yansıdı. Yerel seçimler süreci başlarken benim aday gösterilmeyebileceğimi ihsas ettirdiler.
İşin dallanıp budaklanmaya başladığını görünce, bir basın toplantısı düzenleyip, aday olmayacağımı açıkladım. Hikaye özetle bu."
Şimdi ne partisinin seçim kampanyasına katılıyor Kumbul, ne Baykal'ın geliş gidişlerinde yanında görünüyor, ne de CHP'li adaylarla bir araya geliyor... Ama kafasında bazı planlar yok değil. Onları da yarın anlatalım.
