Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

İskelede sevimli dükkân

17 Ocak 1925 günü Rodos'ta doğdum, kardeşim Selman ise bir yıl sonra 16 Haziran 1926'da yine Rodos'ta doğdu. Kızkardeşimiz Güler de Türkiye'de, İzmir'in Karşıyaka'sında 1930'da gözlerini dünyaya açtı.

Rodos'taki evimiz kale içindeki Türk mahallesinde idi. Çarşıya ve iskeleye yakındı; iki katlı klasik Türk evlerinin doluştuğu dar bir sokak içindeydi. Babaannem Dilber Hanım, Mihriye ve Bedriye halalarım ile birlikte yaşıyorlardı. O yılları çok ayrıntılı olarak hatırlayamıyorum; ancak sokağımızın çok dar olduğunu biliyorum.

Rodos'ta o sokaklar, o evler hala duruyor. Evlerin sıra sıra oluşu, evimizle dükkanımız arasında aşağı-yukarı 500 metrelik bir mesafe bulunuşu hatıralarımdaki belirgin izlerdir.

RODOS'TA BİR SÜNNET...
Dükkan,
deniz kenarındaydı. Denizcilik ve boya malzemeleri, çoğu kaptan ve tayfa kılıklı müşteriler, mavi körfeze girip çıkan tekneler, sandallar, rıhtım kalabalığı.. Akdeniz'in veya dünyanın her ada limanı gibi, Rodos'un iskelesi de buna benzer görüntülerle doluydu.

Rodos'ta benim en net hatırlayabildiğim görüntü; şehre (Rodos'a şehir derdik) şöyle iki kilometre uzaklıkta, üç katlı evimizdeki yaşantımızdır. Biz, bağ evi derdik oraya; hatta ben orada doğmuşum. Sünnet düğünü o bağ evinde oldu. İzmir'e geldiğimiz yıllarda da her yaz okullar tatil edilince Gülcemal vapuru ile Rodos'a gider ve iki ay adada kalırdık.

Çocukluğumu gayet renkli bir peyzaj olarak süsleyen bağ köşkü dediğimiz eve, 2. Dünya Savaşı'nın ilk kıpırtılarına kadar, yani 1937'ye kadar gittik. Babamın sağlığında satılan ev daha sonra yıkılmış. Ancak altında Roma dönemine ait duvar kalıntıları çıktığı için inşaat yapmak yasaklanmıştı. Aslında büyük bir ören yerinin üzerinde oturmuşuz yıllarca...

İTALYANLAR FİLME ÇEKTİ
Bu
evde gerçekleşen, İtalyan olan bir adada, düğün tamamen Türk-Müslüman adetlerine göre yapıldı. Büyük bir merasim oldu, çünkü 7 çocuk birden sünnet edildi. Bedriye halamın oğulları Halit, Feyyaz, Asım ve Bülent, büyük dayımın küçük oğlu Şaban ve benimle kardeşim Selman, tam 7 kişilik küçük bir "sünnet çocukları ordusu" gibiydik. Kıyafetler giyildi, atlar kiralandı, bütün Rodos'un içinde tıkır tıkır gezildi.

Bağ köşkü otel gibi olmuştu, her yer kalabalıktı, tüm akrabalar yanımızdaydı. Bir çocuk için en güzel anıların oluştuğu sünnet düğününü, böyle bir aile mutluluğu içinde yaşadım. Bu mutluluğumuzu filme çeken İtalyanlar, adanın turizmi gelişsin diye bu görüntülerimizi kullandılar.

Halamın büyük oğlu Halit çok güzel resim yapardı. Benden 4-5 yaş büyüktü. Mandrake'de yani İskele'de oturur, resim yapıp turistlere satarak para kazanırdı. 15 yaşında, nefis tablolar yapan bir adalı çocuk düşünün. Turistler sıraya girerlerdi. Halit daha sonra mimar oldu. O günleri hala hatırlıyorum.

NE ADAMMIŞ SENİN BABAN
1920'li
- 30'lu yıllarda Rodos'taki 10 bin kişilik Türk cemaati, ziraat ve esnaflıkla uğraşırdı. Epey tarlaları, inekleri ve varlıkları mevcuttu. Buğday ekerler, sütçülük yaparlardı.

Vali İtalyan idi. Nüfus olarak ekseriyet Rumlarda idi. Yaklaşık 30 bin Rum yaşardı, 2-3 bin İtalyan, biraz da Musevi cemaati vardı. Türkler'le Rumlar, iyi geçinirlerdi. Babamın Rum dostu çoktu. Dükkana gelip giderlerdi. Babamın Rumlarca çok sevildiğini şimdi bile anlatırlar Rodos'ta. Babam, gerçekten çok sevilen, herkesle iyi geçinen, takdir edilen, dürüst, doğrucu, kalıbı yerinde, boyu posu heybetli bir adamdı. Gümrük işlerini yapan bir Rum komisyoncu tanımıştım Rodos'ta yıllar sonra. "Ne adammış senin baban" diye söylemeden edememişti. Halat, çıpa, zincir, üstübü, gemi araç gereci ve boya dolu dükkanımıza malzemeler Avrupa'dan gelirdi. Boyalar, İtalya, Almanya, Hollanda gibi ülkelerden ulaşırdı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA