Onca uyarı, hatta gözdağı boşuna. "Sürücü bağlantılı terör" yine yığınla ocağa incir dikti... Bayram tatilindeki trafik faciasının bilançosunu kastediyoruz. 9 günlük tatilde kanlı ve utanç verici rekorumuzu bir kez daha yeniledik. Ölü sayısı 120'ye ulaştı. Jandarma bölgesindeki kazaların dökümüyle, herhalde 150'ye yaklaşacak. Yazık. Her uzun bayram tatili Türkiye'de onulmaz yaralar açıyor. Birkaç rakam daha verelim: 1990 ile 2002 yılları arasındaki 13 yıllık dönemde Ramazan ve Kurban bayramlarındaki toplam 196.5 gün tatilde, 4.215 vatandaşımız trafiğe kurban gitti. Günde ortalama 21 ölü. Her uzun tatil öncesi olduğu gibi bu kez de polis vatandaşları uyardı, denetimlerin 24 saat sürdürüleceğini duyurdu. Ancak bu çalışmalar ne ölü sayısını azaltabildi, ne de sürücülerde etkili oldu. Demek ki, yasalarda, yollarda, sürücü eğitimindeki önlemler yetersiz ve eksik. Daha önce trafik konusuna ayırdığımız, sonuncusunu henüz 15 gün önce yayınladığımız yazılarda ısrarla vurguladığımız gibi, sorunun yalnızca yasal düzenlemelerle çözümü imkansız.
Fransa nasıl başardı?
"Peki ne yapalım" diye soracaklara göstereceğimiz somut bir örnek var. Fransa'da da trafik kazalarında can kaybı yılda ortalama 6 bin dolaylarında. 15 üyeli AB'de, trafik kurbanlarının yüzde 20'sini Fransa veriyor. Ancak son 1.5 yıldır Fransa bir mucize gerçekleştirdi. Her şey geçen yıl ulusal bayram günü olan 14 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın halka seslendiği konuşmayla başladı. Şöyle dedi: "Fransa yollarının Avrupa'nın en tehlikelileri olması beni dehşete düşürüyor..." Ve karayollarında can güvenliğinin sağlanması, ölü sayısının düşürülmesi için köklü önlemler alınacağı sözünü verdi. Ardından Ulaştırma Bakanlığı sıkı bir önlem paketi hazırladı. Hızla uygulamaya konulan ve "Pasif güvenlikten aktif güvenliğe geçmeyi" öngören önlemlerin başlıcaları şöyle sıralanıyordu: Genç sürücülere deneme süresi getirilmesi. Alkollü araç kullananlara, kemer takmayanlara ve direksiyon başında cep telefonu kullananlara cezaların artırılması. Yaralamalı ve ölümlü kazalarda cezanın ağırlaştırılması. Kaza tekrarında ise iyice sertleştirilmesi. Ciddi kural ihlallerinde ehliyetlerin uzun süre geri alınması. Yolların kalitesinin artırılması. Alkol kontrolünün sıklaştırılması. Hızlı aracın fotoğrafını çekip cezanın sürücü adresine gönderilmesine imkan veren otomatik radarlar yerleştirilmesi. Bu önlemler sonucu Fransa'da kesintisiz 16 aydır ölümlü kazalar geriliyor. Örneğin bu yıl ölü sayısının yüzde 23-24 düşüşle 4.500'ün altında kalması kesinleşti. En az 1.500 kişinin hayatı kurtuldu. Yine Türkiye'ye dönelim. İçişleri Bakanlığı bir dizi önlem getiren ya da mevcut önlemleri pekiştiren tasarı hazırladı. Bu tasarı "Trafik Yılı" öngörülen 2004 başına kadar yasalaşmalı. Yetmez; imkanların elverdiği ölçüde trafik polislerinde kadro artırılmalı, karayolları yeni cihazlarla donatılmalı. Geçen şubatta 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde yollardan 114 vatandaşımızın cesedini topladık. Yine 9 günlük tatil fırsatı yaratan 31 Ocak-8 Şubat arasındaki Kurban Bayramı'nda da böyle bir bilançoyla karşılaşmak istemiyorsak, hemen ama hemen harekete geçmek zorundayız.