Robot terimi ilk kez Çekoslovak Karel Capek tarafından 1921 yılından kullanılmış ve 'robota' kelimesinden türetilmiştir. O günden beri robotlar, küçük işleri halleden basit makinelerden, çok karmaşık işlemleri yapabilen yüksek teknolojili cihazlara doğru gelişim göstermiştir. Üretim, bilgisayar, araştırma gibi birçok alanda kullanılan robotlar tıp alanında da son 25 yıldır kullanılmaktadır.
İlk olarak, NASA tarafından uzayda çalışan astronotları dünyadaki cerrahların ameliyat edebilmesi için geliştirilmiştir. 1997 yılında prototipi geliştirilen teknoloji, 2000 yılında onay almıştır. Temelde laparoskopik bir teknik olan sistem "robot yardımlı laparoskopik cerrahi" olarak tanımlanmaktadır. Robotik cerrahi, başta üroloji olmak üzere kalp damar cerrahisi, jinekoloji ve genel cerrahi gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Üroloji alanında robotik cerrahiyi en çok prostat kanseri, mesane kanseri ve böbrek kanserlerinin cerrahi tedavisinde uyguluyoruz.
Robotik Cerrahi Sistemi; Cerrah konsolu, robotik ünite ve hasta başı ünitesinden oluşmaktadır.
Cerrah konsolu: Cerrahın rahat bir şekilde oturarak operasyonu gerçekleştirmesine olanak sağlar. Cerrah operasyon bölgesinin 3 boyutlu görüntüsünü net bir şekilde görüntüleyerek robotik enstrümanları kontrol edebilmektedir.
Robotik ünite: Bu üniteyi hasta başında yer alan ve konsol cerrahına yardım eden robotik asistan kontrol eder. Toplam 4 adet robotik kol yer almaktadır. Konsol cerrahının yaptığı hareketler, bu kollara aynen yansıtılarak operasyon gerçekleştirilir. Bu aletlerin uçları kendi eksenleri etrafında 540 derece dönebilmektedir ve insan el bileğinin hareketlerini taklit edebilmektedir. Enstrümanlar insan elinden çok daha ufak boyutlarda olup, ameliyatlarda insan elinin uzanamayacağı yerlere ulaşabilmektedir. Tamamen cerrahın kontrolü altında çalışan bu enstrümanlar insan elinin fizyolojik titremesini hiçbir şekilde yansıtmazlar.
Hasta başı ünitesi: Bu ünitede yüksek çözünürlüklü görüntü sağlayan monitör ve konsol ile robotik ünite arasındaki koordinasyonu sağlayan elektronik parçalar bulunmaktadır.
ROBOTİK CERRAHİNİN AVANTAJLARI
Robotik cerrahi yönteminin operasyon süreci boyunca hem hasta için hem de doktor için sağladığı birçok avantaj bulunmaktadır.
Cerrah operasyonu oturarak gerçekleştirdiği için daha az yorulur. Özellikle uzun süren operasyonlarda daha az stresli ve yüksek konsantrasyonla odaklanabilir.
Gelişmiş görüntü kalitesi ve el becerisi ile etkili cerrahi yapma olanağı sunan sistem, anatomik yapıların daha iyi görülmesini sağlar. En karmaşık müdahaleler bile kolaylaşmakta ve vücudun her noktasına ulaşılabilinmektedir. Bu sayede kesme, dikiş atma gibi işlemler küçük alanlarda bile mümkün olmaktadır. Ayrıca operasyon sırasında yaralanma riskini en aza indirmektedir. Küçük kanamaların bile anında durdurulması ile kan kaybı azalmakta ve hastaya kan verilme ihtiyacı ortadan kalkmaktadır.
Geleneksel yöntem olan açık ameliyatta olduğu gibi büyük kesilere ihtiyaç duyulmaz. Kesi boyutları oldukça küçüktür. Böylece hastanın iyileşme süreci çok daha kısadır. Ayrıca vücutta kesi izi de oluşmamış olur.
Kesi bölgesinin küçük olmasının bir diğer avantajı ise enfeksiyon riskinin çok daha düşük olmasıdır.
Operasyondan sonra hastanın bağırsak faaliyetleri oldukça kısa bir süre içerisinde normale döner. Böylece hastanın normale hayata dönüşü de açık ameliyata göre çok daha hızlıdır.
Hastanın normal beslenmesi de açık ameliyata göre çok daha kısa sürede normale döner. Bu da hastanın çok daha kısa sürede eski haline kavuşmasını sağlar.
Tüm bunlar bir araya gelerek hastalar açısından aşağıdaki avantajları sağlar.