Büyük maça iki aydan az zaman kaldı. En hızlı çalımların İzmir'de atılacağı anlaşılıyor. O nedenle, önümüzdeki haftalarda Ertuğrul Günay adı gündemden düşmeyecek demektir. Önce onunla ilgili bir eleştirimi dile getireyim de, bu yazının "dost bakan yandaşlığı" uğruna yazıldığı düşünülmesin.
Önceki gün yine bir okur tepkisi aldım. "Uzmanlık dalınızla ilgili olduğu halde, Ankara Devlet Tiyatrosu'ndaki skandal konusunda niçin suskunsunuz?" diyor.
Suskun değilim. Söz konusu olaydan bir hafta önce bu sütunda kamuoyumuzun dikkatini o kuruma çekmiş, sanatçıların maddi manevi durumlarının düşünülmediğine değinmiştim. Geçen yaz başbakanlığın düzenlediği bir toplantıda da kayda geçirmiştim aynı konuyu. Dahası, Ertuğrul Bey'in bakan oluşundan birkaç gün sonra bir ikili görüşmemizde kendisine sözcüğü sözcüğüne şunu söylemiştim:
"Başınızı ağrıtacak en büyük sorun Devlet Tiyatrosu'dur. Onun içinde bugünkü yönetimin kabahati olmayan müzmin laçkalıklar ve gerginlikler var. Sorunun üstüne gidilip derinlemesine düzeltmeler yapılmazsa, akla gelmedik aksaklıklarla karşılaşılabilir her an."
Hatır gönül saydığından mı, bir şeylerden çekindiğinden mi, her nedense gitmedi sorunun üstüne. Şimdi başı ağrıyor.
***
Türkiye'nin genel tablosunda mikro bir konudur Devlet Tiyatrosu'nun durumu; ayrıntılarına ileride gireriz. Bugün makroya bakalım.
O planda hasımları Ertuğrul Günay'ı yıllardır
"döneklik" simgesi gibi göstermekteler. Gerekçe parti değiştirmiş oluşu.
Adaylığı açıklanır açıklanmaz da CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel
"İzmir'in sol seçmeni dönekliğin hesabını görmek için Ertuğrul Günay'ı bekliyor" dedi.
Şimdi lütfen sıkı durun. Size ilk bakışta şaka ya da kelime oyunu gibi geleceğini bildiğim, ama üstünde ciddiyetle düşünmenizi rica ettiğim bir soru:
Dönek olan Günay mı, eski partisi mi?
Daha önce de söylemiştim. Döneklik hedeften vazgeçmenin, ilkeye ihanetin adıdır. Hedefe ulaşmak için en uygun yolu aramak ise aklın gereğidir. Hastalarının sağlığına boş veren bir hekim meslek yeminine sadık kalmamış olur; ama yeni ilaçlar çıktıkça yazdığı reçeteleri değiştirmesi döneklik değil, o yemin uyarınca tutarlı davranıştır.
Dostum Günay toplumu inandığı ilkeler doğrultusunda düze çıkarmanın yollarını arıyor. Bunu CHP içinde yapmayı denedi, sürekli çelmelenince bıraktı. Erdoğan ustaca bir satranç hamlesiyle
"Gel hünerini bizde göster" deyince o adımı atmaktan da çekinmedi. Neler söyleneceğini, ne yuhları göğüslemek zorunda kalacağını bile bile...
Bugün
"laik darbecilik başörtülü şeriatçılığa karşı" kamplaşmasından sınıfsal koz paylaşma rasyonelliğine geçme aşamasındaki ülkemizde Günay olayı bana döneklik değil, medeni cesaret örneği gibi görünüyor.
***
Peki, CHP'nin rotası nasıl?
İnsanlarımızı padişah kulluğundan çıkarıp özgürlük düzeninin vatandaşlığına kavuşturmak için kuruldu, o atılımı büyük çapta başardıktan sonra durdu, daha sonra oluşan vesayetlere dayalı sömürü tezgâhının bekçiliğini üstlendi.
Büyük bir döneklik yaptı yani.
Toplumumuzun üst katlarındakiler asker ve sivil bürokratların dışa bağlı ortaklığından sıyrılıp yerel kapitalist üretime yönelirken alt sınıflar da sosyal adalet yönünde daha sağlıklı çaba gösterme olanaklarına kavuşacaklar. Başlangıçta bilinçle değilse de
"haliyle" yapacaklar bunu.
Ertuğrul Günay çizgisi o doğrultuda eksi değil, artıdır.
Günümüzdeki gelişmeleri izlerken
"dönek" gibi sözcük kalıplarını kullanmaktan kaçınırsak teşhislerimiz daha isabetli olur.