Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Altın ve su

Altının kıymetini sarraf bilirmiş.
Doğru.
Peki ya biz?

***
Dünyada en fazla altın madeni bulunan ülke,
Güney Afrika'dır.
Türkiye'nin ise ikinci sırada yer aldığını biliyor muydunuz?
Ben de bilmiyordum.
Yeni öğrendim. Prof. Dr. Ayhan Erler ile MTA'nın ortak çalışmasını okudum.
Ve nasıl kandırıldığımızı da o zaman anladım.
***
Bilimsel çalışmalar Türkiye'nin 6500 ton altını olduğunu gösteriyor.
Dile kolay 6 bin 500 ton altın...
Bu kadar altınımız var ama biz hâlâ fukarayız.
***
580 noktanın 8'inde yapılan sondaj çalışmalarında 287 ton altın bulundu.
Ve 8 madenden 7'sinin ekonomik açıdan işletilebilir olduğu anlaşıldı.
Yani Türkiye, Güney Afrika'dan sonra ikinci büyük altın madenine sahip bir ülke.
Ama ne yazık ki işletemiyor.
Sebep mi?
Alman vakfı FİAN.

***
Bu vakıf ülkemizde altın çıkarılmasına karşı olan tüm faaliyetleri organize etmişti.
Vakıf, çevreci kuruluşlara dünyayı ayağa kaldırmaları için milyonlarca Avro dağıtmış.
Bu vakfın Bergamalı köylüleri nasıl kışkırttığını iyi biliyoruz.
Alman vakıflarına yönelik çalışmalarıyla tanınan Dr. Necip Hablemitoğlu'nun bir suikast sonucu hayatını kaybetmesinin arkası iyi araştırılmalı.
***
Bergama'da siyanürle altın aranmasına direnen köylüler aslında bilmeden bir Alman komplosunun parçası olmuşlardı.
Almanya, ekonomik çıkarlarını korumak için "çevre koruma" maskesi altında Bergamalıları emellerine alet etti.
Konrad Adenauer gibi vakıflar da bu işte başrol oynadı.
Hablemitoğlu, Alman vakıflarının Bergama'daki rolünü belgeleyince öldürüldü.

***
Türkiye'nin altın üretirken siyanür kullanması 'engellenme' sebebi.
Siyanürü gerekçe gösteren çevreciler yüzünden bir gram bile altın üretemiyoruz.
Oysa, çoğu gelişmiş ülkelerde olmak üzere dünyada 553 altın madeninde siyanürle altın üretiliyor.
Amerika, Kanada, Avustralya, Güney Afrika, İsveç, Finlandiya, Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin tamamında hatta Yunanistan'da bile siyanürle altın üretiliyor.
Ama Türkiye hariç.
Dikkat çekici değil mi?
***
Kısacası memleketin taşı toprağı altın.
Çıkarıp işlememiz lâzım fakat, İzin vermiyorlar.
Engelleyen de maalesef kendi insanımız.
Bergamalıları ayaklandıran FİAN Vakfı daha önce de Hindistan'da kurulması planlanan Narmada Barajı'nı sabote etmek amacıyla 'Narmada'yı Kurtarın' kampanyasını yürütmüş ve başarılı olmuştu.
Alman vakfı, Hintli köylüleri baraj inşaatının onların sonunu getireceğine inandırmıştı.

***
Karadeniz'de yapılmaya çalışılan HES'lere karşı bölge insanı nasıl kışkırtılıyor görüyoruz.
Öyle ki; Fadime ninem bile, "Köyüm elden gidecek, ağaçlarım kuruyacak" safsatasıyla kandırılıyor.
Toprağın değil taşın üstünde bile ağaç yetişen bölgenin florasının HES'lerle birlikte değişeceği nasıl iddia edilebilir ki?
Ama yapıyorlar ve insanımız da buna inanıyor.
Zenginliğin üzerinde yaşıyoruz.
Ama fukarayız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA