Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Hangi özgürlük nerede demokrasi (!)

Bizde "Basın özgürlüğü yok."
Demokrasi mi?
Hak getire!
Eleştirmenin e'si bile suç (!) Taraf'taki 'odun' fotoğrafı basın özgürlüğü sayılmaz ki (!)
O sadece bir hatırlatma...
Fotoğrafın altında "Bakan İdris Naim Şahin NTV'de Uludere hakkında yöneltilen soruları cevapladı" yazılması, sakın ola ki size başka bir çağrışım yaptırmasın.
O başka şey.
O odun fotoğrafı oraya insanlara "Yaz sıcaklarında kışı unutmayın. Yoksa yumurta dayanınca iş işten geçmiş olur" demek için konmuştur.
Kış ağır geçecek kış.
Adamlar 'odun'luk yapmamış,
Bizi düşünmüşler.
Ne var bunda.
O fotoğrafı Bakan Şahin'le ilişkilendirenler fesattır.
Öküzün altında da buzağı aramaktadırlar...
Hem o fotoğraf Türkiye'de basın özgürlüğü olduğunu da göstermez ki (!)

***
Demokrasi de yoktur bizim ülkemizde...
Örneğin BDP'li Hasip Kaplan'ın, Bakan Mehdi Eker'e, "O emri hangi hayvan verdi?" şeklindeki sorusu TBMM'yi karıştırmamalı.
Kaplan, doğası gereği zaman zaman dağda bayırda gezer, kaplan gibi olur.
Bunun için herkesi kendisi gibi sanabilir.
'Hangi hayvan' demesi kaplanların demokratikliğinin somut göstergesidir.
Bu tepki niye?
Bizde 'demokrasi' olsa Kaplan'a kızar mıydık?
***
Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun gibi yazarlarımızın da değerini bilmeyiz biz.
Aslında onlar korunması gereken birer nadide çiçektir.
Onlara laf etmek basın özgürlüğünü kısıtlamaktır.
Müjdat Gezen, Fazıl Say ve Levent Kırca gibi mümtaz değerlerimize de kötü davranıyoruz...
Çünkü özgürlükleri yok ettik.
Bu çok değerli sanatçılarımızın bize hakaret etme haklarına laf etmemeliyiz.
***
Tıpkı Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil gibi...
Beyefendilerin "Göbeğini kaşıyan adam" ve "Bidon Kafalı" gibi laflarını basın özgürlüğü kapsamında değerlendirmeliydik.
Tepki verince Coşkun asıl tespiti yaptı...
"Bu rejimin adı faşizm" dedi...
Gerçekler acıdır (!) Niye kızıyoruz ki...
Mesela Levent Kırca, AK Parti'yi eleştireyim derken 'özgürlük' adına İslam'a hafiften dokunabilir (!) Çünkü o bir sanatçıdır (!) Sanatçı (!) siyasileri hicvedeyim derken dini sembolleri de aşağılayabilir (!)
Asıl ayıp tepki göstermektir (!) Dini motiflerle alay, sanat içindir (!) Ve medar-ı iftiharımız, büyük sanatçımız Fazıl Say, 'gitme' çağrısı yapan Ertuğrul Günay'a "Kültür Bakanı kes zırvalamayı" diyebilir (!)
Bakan bey de buna kızamaz (!) Ülkemizin demokrasi ve özgürlükler tablosu budur.
***
Velhasıl BDP Milletvekili Hasip Kaplan'ın "O emri hangi hayvan verdi?" üslubuyla sormasını hakaret olarak görüp de "İşte eleştirinin sınırı" demenin, deyip de olayı abartıp havayı germenin alemi yok.
Bu ülkede Mehmetçikler şehit edilmez, 'kirli bir savaşın ölüsüdür' onlar.
PKK'lılar ise özgürlük davasının şehitleridir (!) Mehmetçik 'ölür' ama PKK'lı şehit düşer ve siz bunun adına da demokrasi dersiniz.
Devlet, güvenlik için önlem alır adı faşizm olur, 13-15 yaşında aklı çelinen sabiler, başlarında poşu, yüzlerinde maskeyle molotof atar ama adı "masum direniş" olur.
Yaralı PKK'lı kurtulsun diye asker helikopter kaldırır, "görülmez" ama Wall Street Journal'ın Uludere haberi, Türkiye'deki Ana Muhalefet için "manşetten malzeme"ye dönüştürülür.
Adına da 'ulusalcılık' filan denir...
***
Uludere ve o bölgeden sınır ötesine gümrüksüz mal alınıp satılması da 'kaçakçılık' sayılmaz.
Irak çimenlerinden papatya toplayıp dönenleri bombalayanlar suç işlemiştir (!)
Sözün özü sevgili okurlar...
Türkiye'de ne demokrasi var ne de iletişim özgürlüğü.
Burası Türkiye, bol keseden atılır, hatta peynir gemisiyle savaş bile çıkartılır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA