29 yıl…
Koca bir ömür demek…
Yani yolun yarısına 6 yıl kalmış…
O da geçer.
Zaman su gibi akıyor nasılsa.
Arkadaşım Ali'nin oğlu 29 yaşını bitirip 30'una girmiş…
Onu görünce neler anımsadım bilseniz.
Hey gidi günler hey…
Hey gidi Ali hey…
Ne sıkıntılardan sonra doğdu ilk oğlun Servet, bilmez miyim.
Parasız, pulsuz o doktor senin, bu doktor benim az koşturmadın ya!...
Çocuğun olsun diye nefesi kuvvetli hocalara bile gittiğine gözlerimle şahidim arkadaş.
***
Bizim oralarda uşaklar erken evlendirilir.
Benimki de öyle oldu.
Askere gittiğimde evliydim mesela.
Gözümüz açılmadan baş göz edilirdik demek ki…
Bizim memlekette erken evlilik, aynı zamanda hem bir iş gücü hem de bela savuşturmak demektir.
Onun için gelinler balayını çay bahçelerinde çile çekerek yaparlar.
Çoğunun ilk yıl bebeği olur.
Olamayan da var tabii.
En büyük eziyet olmayanındır.
Ali'nin de uzun yıllar bebeği olmamıştı.
***
Ne doktora gidecek parası ne de bir sosyal güvencesi vardı…
Aldığı borç para ile gitmişlerdi bir kadın doğum doktoruna.
Bir yığın tahlilin ardından,
"Merak etme çocuğun olacak" demişti doktor…
Ama lafta kalmıştı…
Köylük yerde gizli bir şey olmazdı.
Kimi gelinin kimi de Ali'nin kısır olduğunu yıllarca konuşup durmuştu.
Karı koca ise çok üzülmüştü.
***
Dayanamadım.
Ünlü bir kadın doğumcu buldum.
Yayınlanmış şiir kitapları olan.
Beni tanıyınca Ali ve eşiyle bayağı ilgilenmiş, para da almamıştı.
Tedaviye tam uyulmasına rağmen sonuç maalesef yine olumsuzdu.
***
O evin büyük oğluydu…
Herkes torun peşindeydi,
Ama olmuyordu işte.
Arkadaşım ve eşi doktorlardan umudunu kesmiş bu kez hoca peşine düşmüştü.
Karşılaştığımızda, kara sakallı hocanın zabit kalemi ile yazdığı muskaları su dolu tasta sabaha kadar bekletip mürekkepli suyu 'çare' diye nasıl içtiğini hala gülerek anlatır bizim uşak.
***
Onlar bıkmıştı.
Ama ben yılmamış ötede beride iyi bir doktor arayışına girmiştim.
Bir gün
'Ankara'dan iyi bir doktor geldi' dediler…
Hemen Ali'ye koştum…
Durumu anlattım…
Umursamadı bile…
Yılları
'çocuk' peşinde koşmakla geçmişti garibimin…
Haliyle yorulmuşlardı da.
Eşiyle birlikte köşelerine çekilmişlerdi…
***
İkna etmek zor oldu onları…
Dr. Naci, tedaviye başladı…
Müjdeli haberi bir ay dolmadan aldık.
'Demek ki yüce Allah şimdi nasip etti' demiştik…
Önce
Servet doğdu, üç yıl sonra da
Zeki isminde bir çocukları daha dünyaya geldi…
***
Servet dün 30'una bastı…
Zeki de geçen ay 27'sine girdi.
Ali ve Nezahat'ın her şeyi onlar.
Acaba çocuklarını bu kadar seven kaç anababa vardır?
***
30 yılda Türkiye çağ atladı.
Merhum Özal'ın başlattığı değişimi Başbakan Erdoğan tamamlıyor şimdi.
Yıllar çok çabuk geçiyor.
Farketmiyoruz bile.
Neyse.
Servet'in doğduğu gün -bugün hayatta olmayan-
o doktor arkadaşımın hastaneyi inleten sevinç dolu narası kulaklarımdan hiç gitmedi…