Cesur yüreklerin, deli sevdaların memleketi…
Düne kadar kapalı kutu sayılan gizem dolu bir yer.
Yıllardır gözden ve gönülden ıraktı.
Orada ne oluyor, bilmezdi kimse.
Yolu da yoktu elektriği de…
Çay ve fındıkla geçinir, Ama ürün bedelini zor alırlardı devletten.
Oysa hasta da düğün de çay parasını beklerdi.
Balıkçılık karın doyurmuyordu ki.
***
Eski siyasetçi,
"Vur ensesine, al lokmasını" derdi, Öyle de davranırdı… Yolu olmayan da, Çay parasını alamayan da, Yine döner ona oy verirdi.
***
Sır kalan güzelliklerini,
Yeşilin bin bir tonunu, Mavinin insanı yakan güneşle dansını,
Aşklarını, hele de iflah olmaz sevdalarını,
Saman alevine benzeyen öfkesini, Dağı ve bayırındaki renk cümbüşünü...
Doğa harikası bir yeri,
Karadeniz'i anlatacağım bugün.
***
Becerebilirsem insanımın deli coş sevdasını yazacağım…
Karadenizlimin, televizyon ve sosyal paylaşım sitelerinin gün yüzüne çıkardığı temiz, saf sevgisine değineceğim az biraz…
O kimseye benzemez…
Kimseyle de bir tutulamaz…
Bu uçuk bir sevdadır…
***
İnternette dolaşan yaşlı bir Karadeniz anasının fındık bahçesinde 14'lüsünü peş peşe sıktığı video görüntüleri hit oldu…
Neden?
Pehlivan bile silahı sektirirken, yaşlı ana 18'lik delikanlı gibi dimdik ayakta durmuştu.
Ya dünyayı kasıp kavuran
'kolbastı', O da öyle...
Horonu ve insanın içini yakan türküleri...
Çılgın bir aşkı anlatır hepsi...
***
Cep telefonlarıyla kaydedilen benzeri birçok görüntü internette fırtına gibi esiyor… Hepsi de dünyanın en masum ve en kutsal şeyini anlatıyor.
Sevdayı…
Yalansız, riyasız, yalın ve içten...
***
Karadenizli zordur biraz.
Karadeniz'e benzer, Hem sakin hem de hırçın…
Biraz coşkulu, biraz deli...
Biraz şakacı, Gülmeden güldürür.
Güneşi görmeye umudu, doğmasına da sabrı vardır.
***
Güçlüdür...
Kadını vakur, Erkeği gözü pek ve cesurdur.
Eli silah tutar, ama savaşmak için değil.
Dokunmak için sevdasına deli olur.
Ama sevdiğinin elini tutmaya korkar.
Bakışları atmaca gibi keskindir.
Denizi yar, yaylayı diyar bilir.
Burnu uzun ama havada değildir.
Pancarın tadına, sahilin rüzgârına, yaylanın da sisine doyamaz.
Kemençeye bayılır, tulum ise aklını alır.
Sevdiğine türkü yakmadan
'ben sevdim' diyemez.
Karadenizli biraz can, biraz insandır sizin anlayacağınız.
***
Şu türkünün güzelliği ne çok şey anlatıyor değil mi?
Ben dinlerken uzaklara gittim.
Şimdi sıra sizde…
Ben seni alamadum Şu yalan dünya batsun İstemem bundan sonra Güneşum hiç doğmasun
Birak sevduğum birak Gözlerum hep ağlasun Ne kadar sevduğumi Belki bir gün anlarsun
Kar yağdi dağlaruma Sevduğum uşumedum Seni böyle severken Sonini düşünmedum
Her seven yüreğumden Payini aldi gitti Daha kimseyi sevmem Yürek kalmadi gitti…