DANIŞTAY Başkanı Hüseyin Karakullukçu'yu televizyonda izleyenler,
Hem duygulandı hem de ona olan hayranlıkları arttı.
Her Karadeniz uşağı gibi,
Dobra dobra konuştu,
Kasıntı değil, içten ve samimiydi…
***
Başkan seçildiği günlerde bir arkadaşının hediye ettiği,
"Muhteşem Süleyman" yüzüğüyle gündeme gelmişti…
Sonra bu önemli hukuk adamının çok iyi su böreği yaptığını öğr
endi Türkiye…
Trafik kazasında kaybettiği eşine üzüldü insanlar.
Ve sonrasında evlenmediğini de öğrendiler…
***
Danıştay Başkanı olunca malum matbuat onu
"Danıştay ile davalı başkan" olarak sunmuştu kamuoyuna.
Danıştay'ı dava etmişti çünkü o günkü yetkililer, eşini kaybettikten sonra Danıştay'a ait lojmanda bakmakla yükümlü olduğu çocuğuyla oturan
Karakullukçu'ya
"Burada oturmuyorsunuz artık" şeklinde bir tebligat göndermişlerdi.
Dava konusu buydu, Başkan da davayı kazanmıştı.
***
Danıştay'ı halka açan ve halkla kucaklaşan ama asla adaletten taviz vermeyen bir hukuk adamıdır Karakullukçu…
Hayat felsefesi
"Ben köyden gelen, çocukluğu çok mutlu geçmiş birisiyim. Felsefem çok basit. Yaşa, nasıl anlıyorsan öyle yaşa, hayatı nerede yakalıyorsan orada yaşa" diyor.
***
Karakullukçu şık giyinen biridir…
Özgüveni tamdır.
Manşet kolsuz gömlek giymez.
O milletin alıştığı tarzda biri değildir ama Danıştay'a büyük katkıları olacağını biliyoruz.
***
Karakullukçu yönetim anlayışını belirtirken,
"Fransız tabiriyle beni irregulier (kuralları takip etmeyen)
birisi olarak düşünebilirsiniz. Hukukun genel kuralları ve toplumun değer yargılarını alın, içerisine din, ahlak ve genel hukuk kurallarını koyun... Bu çerçevede kimsenin hakkına, hukukuna zarar vermeksizin rahat yaşamayı kendine ilke edinmiş bir adamım. Kimsenin keyfi için de ilkelerimden vazgeçmem. Benim için insanın onuru, şahsiyeti her şeyden önce gelir. İnsansak insan onuruna göre yaşayacağız, tabi toplumun değerlerine ters düşmeden" demişti.