Aşk, sürekli beslenmesi gereken bir ateştir.
Söner yoksa…
Aşkın ateşi söndüğünde umutlarla birlikte canlılık da gider.
Aşk da o zaman biter.
***
Hep istim üzerinde olmalı.
İçinizi yakan arzu ve duygular, hep ateşli olmalı.
Eğer, monotonluk başlarsa aşk da pencereye konmuş bir kuş gibi uçup gider.
Ben sevdayı böyle bilir, böyle tarif ederim.
***
Çok uzaklardan gelip yüreğinize çöreklenir aşk.
Dikenli çalı gibi batar kalbe.
İçini acıtır insanın.
Ama bağımlılık yaratır.
Canınız acır, sıyrılmak istersiniz ama söküp atamazsınız.
***
Çünkü tüm sıkıntı ve acılarına karşın, onu söküp atmak ruhsal bir ölüm gibidir.
İşte aşk böyle bir tatlı derttir.
***
Kelebek yüreğinize konmasın bir kere.
Onsuz edemezsiniz artık.
Dünyanın cıvıl cıvıl renklerini böyle keşfedersiniz.
Mucizevî bir boyutun keyfini yaşarsınız.
Kaybettiğinizde ise can suyundan mahrum kalmış çiçek gibi küsersiniz hayata.
Solarsınız.
Sevmek ve sevilmek kadar güzel bir şey var mıdır dostlar?
***
"Bir türlü gidemediğim tiyatro, kaçırdığım diziler ve yeni sinema filmleri.
Öteberi dolu odamda geçiyor hayat.
Kimilerine göre suratsız, hatta patavatsız.
Belki de sıkıntı anıtıyım.
Bazen huysuz, karamsar, çoğu kez stresli ve pimpirikli…
Üstelik yemek seçen biri oldum şu sıralar,
Eleştiren.
Belki de tahammülü güç,
Sabır taşıran,
Ve hiç susmayan.
Yani bir tanıyan bir de tanımayan pişman beni…"
Dedi bir arkadaşım…
"Deli misin nesin?" diye sordum.
"Hayır, aşığım aşık" dedi.