CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sayın Başbakan'a grup toplantısında kükreyişini gördünüz değil mi? "Mülkiye müfettişi gönderdin mi?" diyerek nasıl da haykırmıştı ama...
Konu temcit pilavına dönen malum mesele.
Aslında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da biliyor Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nde rüşvet yenmediğini ama adamın maksadı dereyi bulandırıp, avlamak.'
Başkan Mehmet Özhaseki'yi Yavuz Donat ağabey sayesinde tanıdım.
Belediye başkanları içinde şahsi oyu partisinden en yüksek olanıydı.
Adam Kayseri'nin kaderini değiştirmiş…
Yani ona boşuna oy verilmemiş.
Kayserili onu nasıl sevmesin ki?
***
Sayın Başbakan yazdığı mektupta, Kılıçdaroğlu'nun Kayseri'deki rüşvet iddialarına tek tek cevap verdi.
Kılıçdaroğlu tatmin olmuş mudur derseniz,
'olmamıştır' derim.
Çünkü niyeti üzüm yemek değil,
bağcıyı dövmek...
***
Kılıçdaroğlu dolandırıcının tezgahına gelerek
"Hacı Ali Hamurcu polise gidip rüşvet çarkını
ayrıntılarıyla anlattı" demişti.
Doğrusunu Başbakan anlattı. Asıl Özhaseki dolandırıcıyı polise ihbar etmişti.
Kıçıldaroğlu'nun, ifadelerin kayıp oluşu gibi diğer iddiaları da boş çıktı bilesiniz.
Başbakan'ın mektubu CHP liderinin sesini kesti…
Âdetidir…
İddiaları yalanlanınca derin bir sessizliğe bürünür.
Kimse de ona, "
Yahu kardeşim yalanın ortaya çıktı. Çıkıp özür dilesene" demez.
Ve maalesef o 'iftira' zihinlerde kalır.
Tabi bu durum her zaman Kılıçdaroğlu'nun işine gelir.
Adamın derdi malum.
Siyasi çıkar.