Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YILDIRIM TURAN

Siber Alanda Rusya – Ukrayna Mücadelesinden Çıkarılacak Dersler

Rusya Ukrayna'ya karşı savaşını 24 Şubat 2022'de başlattı ancak Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik siber saldırıları 2014 Kırım'ın tartışmalı ilhakından bu yana devam ediyordu. 2022 işgalinin hemen öncesinde bu saldırılar yoğunlaşmıştı. Bu yüzden Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesinin hemen ardından hem Ukrayna'nın hem de onun müttefiklerinin kritik altyapılarına da büyük dijital saldırıların olacağı bir büyük siber savaş ihtimali düşünülüyordu. Fakat yaklaşık 8 ay sonra savaşan tarafların, büyük ölçekli siber saldırılar yerine çok sayıda küçük ölçekli çatışmaları, taktiksel/stratejik manevraları tercih ettiği görülüyor.

Büyük bir siber savaş beklentisinin neden gerçekleşmediğinin sebeplerini sıralamadan önce neden böyle bir beklenti doğduğunu kısaca belirtmek gerekiyor. Öncelikle uzun bir süredir başta ABD olmak üzere Batı'nın çeşitli yollarla siber saldırı altında olduğu iddia edilmekte. Özellikle, 2016 ABD seçimleri, ardından Brexit ve Avrupa'daki seçimlerde Rusların sosyal medya aracılığıyla siber alandaki müdahalelerinden bahsedildiğini gördük. Bunun bir nevi siber savaş olduğu da yorumlandı ve Facebook–Cambridge Analytica veri skandalı gibi örneklerde olduğu gibi Batı demokrasilerinin geleceği tartışmaya açıldı.

Fakat siber dünyada riskler bunlarla sınırlı değil. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden çok öncesinde, kritik altyapılara yönelik büyük ölçekli Rus Siber saldırıları olabileceğine dair uyarılar çokça yapıldı. Örneğin 2018 yılında, Almanya'da yayınlanan bir raporda belirtildiği gibi Rusya "Gelişmiş Kalıcı Tehditleri (APT)" vasıtasıyla potansiyel olarak Batılı ülkelerin elektrik şebekelerini hedef alabilirdi. Elbette bu yorumların oluşmasında dijitalleştirilmiş ülkelerin uzaktan kapatıldığı ve ekonominin ve sivil toplumun tamamen durma noktasına getirildiği stratejik bir siber savaş korkusu yatıyordu.

İşte bu noktada Ukrayna müdahalesinin siber savaşların geleceği açısından birçok belirsizliği ortadan kaldıracak bir izleme / tatbikat sahası da olma potansiyeli var. Çünkü Irak, Afganistan ve Suriye gibi savaşlardan farklı olarak Ukrayna, Avrupa ve Batılı ülkelere altyapı ve gelişmişlik açısından daha çok benziyor. Ukrayna savaşı bu açıdan gelişmiş, sanayileşmiş ve altyapısı tamamlanmış bir ülkenin konvansiyonel bir savaş yanında geniş çaplı siber savaştan ne kadar zarar görebilir sorusunun da cevabını verebilecek potansiyele sahip.

Ukrayna'nın en azından 2014'te Kırım'ın ilhakından bu yana Rus siber saldırılarının daimi hedefi olduğu görülüyor. Politico'da yayınlanan bir rapora göre bu tarihten itibaren her ay binlerce saldırı gerçekleşmiş ve bu da Ukrayna'yı 'yeni siber silahları', taktikleri ve araçları test etmek isteyenler için mükemmel bir kum havuzu haline getirmiştir.

Fakat beklentilerin aksine 24 Şubat 2022'den bu yana saldırıların sınırlı bir ölçekte gerçekleştiği söylenebilir. Elektrik şebekelerine yönelik beklenen büyük çaplı saldırının şimdilik engellendiği görülüyor. Geçen süre boyunca, tüm siber saldırılarla beraber ülkenin altyapısının çökmesini engelleyen Ukrayna, ağır saldırı altında olmasına ve altyapısı ağır hasar almasına rağmen hala "çevrimiçi" kalabilme başarısını gösterdi. Uzmanlar, hem siber saldırıların bu 'göze çarpan yokluğunun' hem de Ukrayna'nın bu alandaki başarısının ardında birkaç sebebin olduğunu öne sürüyorlar.

Ülkenin çevrimiçi kalabilmesi büyük ölçüde Batılı ülkeler ve NATO ile arasındaki iş birliğine ve elbette Elon Musk'ın erişime açtığı uydu internet sistemi ve Microsoft gibi özel sektör desteğine dayandırılıyor. Ukrayna tarafında siber mücadelede bu çok taraflılık ve çeşitlilik görülürken Rusya tarafında merkeziyetçi ve hantal bir yapı görülüyor. Ukrayna'nın Dijital Dönüşüm Bakanı Mykhailo Federov, Moskova'nın Kırım'ı ilhak ettiği 2014 yılından bu yana siber alanda hem ülke olarak hem de müttefiklerinin hazırlık yaptıklarını dile getiriyor. Elde ettikleri başarının ülkeler arasındaki yapısal farklılıklardan kaynaklandığını belirten Federov iki taraf arasındaki sistemsel farklılıkların başında "Rus sisteminin merkezi ve tekelleşmiş durumda olmasını" ve "savaş devam ettikçe yolsuzluk ve rüşvetin sonuçlarının giderek daha belirgin hale gelmesinin" siber kapasite alanında da sonuçlar doğurduğuna dikkat çekiyor.

Siber alanda da uluslararası desteğin Ukrayna'nın en büyük avantajı olduğunu belirtmemiz gerekir. AB, daha Haziran 2021 tarihinde AB-Ukrayna siber diyaloğunu başlatarak ülkenin telekomünikasyon hizmetlerinin altyapısını güçlendirmiş, siber saldırılara karşı koyma konusunda Şubat 2022'de "Siber Hızlı Müdahale Ekipleri"ni göndererek Ukrayna'yı aktif olarak desteklemiştir. Bu ekiplere Şubat 2022'de bir ABD Siber Komutanlığı ekibi de katılmıştır. NATO müttefikleri de bilgi paylaşımı ve sahada destek yoluyla Ukrayna'nın siber savunmasına yatırım yaptılar. Ayrıca Microsoft, Amazon ve Google gibi özel sektör oyuncuları da işgal sırasında siber saldırıları tespit etme ve bunlara karşı koyma konusunda Ukrayna'ya yardımcı olmaktadır.

Tüm bunlar ABD ve Avrupa başta olmak üzere Batılı müttefiklerin Rusya karşısında uzun bir zamandır siber alanda hazırlıklı ve bir paradigma değişiminin olduğunu gösteriyor. ABD'nin Siber Komutanlık Yöneticisi ve Ulusal Güvenlik Ajansında (NSA) direktör olan General Paul Nakasone, ABD ordusunun Rusya'nın işgaline karşı Ukrayna'yı desteklemek için ofansif siber operasyonlar yürüttüğünün altını çizerek ABD'nin bu konuda oldukça ciddi bir açık yardım yaptığını ortaya koyuyor. Yine Wilson Center'da siber politikadan sorumlu araştırmacı Tom Kellermann, yaptığı bir açıklamada "2013'ten bu yana Ruslar Amerikan siber alanında bir isyan başlattılar ve buna yönelik misillemelerimiz susturuldu", "Paradigma değişti, Rusya şimdi savunmaya ağırlık vermeli. Siber alan, savaş için yeni bir cephe" ifadelerini kullanırken ABD'nin ofansif siber mücadele aşamasına geçtiğini doğruluyordu.

Ukrayna savaşı, siber savaş konusunda artık ulusal siber altyapıların güvenliğinde savunma ağırlıklı önlemlerin bir anlam ifade etmediği ve mutlaka devletlerin ve devlet dışı aktörlerin iş birliğinde çok taraflı ofansif girişimlerin daha etkin olduğu gerçeğini bize gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA