Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUNÇ DEMİRTAŞ

Türk Savunma Sanayii Ürünlerine Afrika İlgisi

Savunma sanayiinde son yıllarda önemli atılımlar yapan Türkiye, küresel ve bölgesel çapta ilgi uyandırmaya devam ediyor. En son Karabağ Savaşı'nda görüldüğü üzere Türk savunma sanayii, bir yandan Türkiye'nin dışarıya bağımlılığını azaltmasını sağlayarak stratejik özerkliğini artırırken diğer yandan giderek iddialı dış politikasını güçlendirmek için çevresini etkilemesine olanak tanıyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre 2015-2019 yılları arasında silah ithalatını %48 oranında azaltan Türkiye'nin aynı dönemde küresel silah ihracatındaki payı %0,8'e yükseldi. Türkiye'nin ürettiği insansız hava araçları (İHA'lar), silahlı insansız hava araçları (SİHA'lar) ve kara araçları başta olmak üzere üretilen ürünler Türkiye'nin küresel silah ihracatındaki payını artırıyor. Covid-19 pandemisi nedeniyle savunma sanayi sektöründe yaşanan genel düşüş trendi Afrika bağlamında incelendiğinde tersine yön çiziyor. Nitekim Türk savunma sanayii ihracatı 2020 yılında bir önceki yıla göre genel olarak %16,8 düşerken; Afrika ülkeleri özelinde %9,2 büyüme göstermekte.

Özellikle son 5 yılda Libya, Somali, Tunus, Ruanda, Nijerya, Uganda, Senegal, Burkina Faso, Çad, Fas, Gana, Güney Afrika gibi kıtanın çeşitli ülkelerinin Türk silahlarına ilgisi artmış durumda. Örneğin Somali'ye yönelik Türk savunma sanayii ihracatı 2019'dan 2020'ye %4957, Cezayir ile %270, Burkina Faso ile %1985, Çad ile %1904 artarken 2020'den 2021'e de artışlar gerçekleşti. Tunus ve Ruanda ile 2021'de milyonlarca dolarlık savunma ihracatı için imzalar atıldı. Ayrıca Etiyopya ile 2020'den 2021'e %5000 oranında artış kaydedildi. Türkiye'nin Eylül 2021 itibarıyla toplam savunma sanayii ihracatı 2 milyar doları aşmış durumda. Türkiye'nin savunma sanayii ihracatının yükselmesinde en büyük pay hiç şüphesiz İHA ve S/İHA'ların.

Dünyanın ilk üç büyük drone üreticisinden birisi olan Türkiye'nin, savunma sanayiinde bu konuma gelmesindeki iki büyük etken var: Uzun yıllar mücadele ettiği terör örgütleri ve terörle mücadele için destek isteyip çeşitli bahanelerle geri çevrildiği müttefikleri. Bu nedenle terörle mücadelede karşılaştığı engellemeleri iyi bilen Türkiye, başından beri Afrika'ya Batı'dan farklı bir perspektiften yaklaştığını ifade etmişti. Afrika ülkelerine insani açıdan yaklaşım sergileyen Türkiye, güvenlik boyutunda da çıkarları için devletdışı aktörleri desteklemekten ziyade, Libya'da, Somali'de, Etiyopya'da olduğu gibi devletlerin bütünlüğü ve istikrarı için resmi hükümetlerin yanında yer almakta. Onlarca yıl ASALA, PKK, FETÖ ve YPG gibi terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye'nin tecrübelerini özellikle sömürgecilik ve Soğuk Savaş sonrası dönemde terörizm ve iç savaşla mücadele eden Afrika ülkelerine aktarması, ikili diplomatik ilişkileri geliştirmenin yanı sıra Türk savunma sanayiine de olumlu yansımaktadır.

Suriye, Libya, Karabağ gibi savaş alanlarında S/İHA'ların göstermiş olduğu başarı, dünyada devrim niteliğinde bir algıya sahip. Sahadaki başarılarından sonra Türk S/İHA'ları için Angola, Nijerya, Fas, Cezayir gibi ülkeler sıraya girmiş durumda. Ancak dikkat çekilmesi gereken önemli noktalardan biri, Afrika'ya yönelik silah ihracatının artış nedenlerinden birinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kıtaya yönelik gerçekleştirdiği ziyaretler olduğu. Görev süresi boyunca 30 Afrika ülkesine 46 ziyaret gerçekleştiren Erdoğan, bugün Afrika'yı en çok ziyaret eden lider konumunda. Bu ziyaretler Türkiye'nin Afrika'ya olan ilgisinin düzeyini gösterir nitelikte. Son olarak, 17 Ekim'den başlayarak Angola, Nijerya ve Togo'ya dört günlük ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu gezisinde başta S/İHA'lar olmak üzere Türk savunma sanayiinin ürünlerine yoğun ilgi gösterildi.

Sonuç olarak, Türkiye, Afrika'daki jeopolitik mücadeleye ve rekabete yeni bir boyutla girmiş durumda. Daha önce kıta genelinde siyasi, kültürel ve ekonomik alanlarda etkisini artıran Türkiye, S/İHA'lar başta olmak üzere çeşitli savunma sanayii ürünleriyle sahaya girmiş bulunuyor. Türkiye'nin kıtadaki diğer aktörlerden farklı olarak kazan-kazan odaklı yaklaşımı güvenlik alanında da kendisini gösteriyor. Kıtanın en büyük silah tedarikçileri olan ABD, Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya gibi küresel aktörlerin silah tedarikinde öne sürdükleri ağır şartlar ve zaman zaman terör örgütlerini kullanarak yürüttükleri vekâlet savaşları kıta ülkelerinin çıkarlarından ziyade satıcı ülkelerin ekonomik ve stratejik çıkarlarını desteklemekte. Afrika ülkelerinde güvenlik ve istikrarın sağlanması için silah tekeli döngüsünün kırılması gerekiyor. Bu nedenle Türk savunma sanayiinin geliştirdiği ürünler diğerlerine kıyasla daha uygun fiyatlı, kullanışlı ve alıcı ülkeye ağır koşullar yüklemekten uzak olması dolayısıyla Afrika ülkelerine kolay erişilebilir, çekici ve cazip gelmekte. Bu nedenle Türk S/İHA'larının son dönemde savaş alanlarındaki başarısı ve Afrika ülkelerinin Türk silahlarına artan ilgisi birleşince Afrika'daki jeopolitik mücadele ve rekabet ortamında Türkiye'nin daha avantajlı hale geldiği görülüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA