Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SİNAN DOĞAN

Meksika’nın Tarihi Seçimi

Meksika, modern tarihinin en sıradışı seçimlerinden birine hazırlanıyor. Devlet başkanlığı seçimini tarihi kılan en önemli etken ise çok büyük ihtimalle ve tarihte ilk kez bir kadının başkan seçilecek olması. Başkanlık seçiminin yanında federal ve yerel düzeyli seçimlerin de gerçekleşeceği 2 Haziran'da yaklaşık 100 milyon kişinin oy kullanma hakkı bulunuyor. Seçimlerin kazananının tek turda belli olacağı seçimlerde başkan seçilecek kişi ise Meksika'yı 6 yıl boyunca yönetecek.

Adaylar ve Kazanma Şansları

Seçimde 3 aday yarışıyor olsa da tüm kamuoyu araştırmalarında iktidar partisinin (MORENA) adayı eski Meksiko Belediye Başkanı Claudia Sheinbaum'un, en yakın rakibi muhalefet bloğu adayı ve eski Hidalgo Belediye Başkanı Xochitl Galvez'e 20 ila 25 puan arasında farkla önde olduğu görülüyor. Pazar günü düzenlenecek seçimi bu iki kadın adaydan birinin kazanması bekleniyor ve o kişi kuşkusuz Meksika tarihine adını yazdıracak.

Sheinbaum, son yapılan araştırmalarda halktaki popülaritesi yüzde 66'ya çıkan Obrador'un politikalarını devam ettirmeyi; genişletmeyi, eşitsizliği azaltmayı, yolsuzlukla mücadeleyi ve şeffaf bir yönetimi sürdürmeyi vaat etmesi seçmenlerde karşılık buldu. Sheinbaum, mitinglerdeki konuşmalarında, mevcut sosyal ve ekonomik programları güçlendireceğini, özellikle tarihsel olarak dışlanmış bölgelerde kapsamlı ekonomik kalkınmayı teşvik edeceğini paylaştı. Sheinbaum'i rakiplerine göre avantajlı kılan en önemli faktör ise Meksiko Belediye Başkanlığı süresince başarılı icraatlarıyla bilinmesi, deneyimi, akademisyen kimliği ve Obrador tarafından desteklenmesi.

Seçimin tek erkek adayı eski milletvekili Jorge Avarez Maynez'e ise neredeyse hiç şans tanınmıyor. Zira son yapılan kapsamlı ankette bile yüzde 12 çıktı. Maynez'in özellikle 23 Mayıs'ta hava koşullarının kötü olmasına rağmen Nuevo Leon eyaletinde düzenlediği miting esnasında sahnedeki dev metal ekranın halkın üzerine düşmesi sonucu 9 kişinin ölmesi ve 50 kişinin yaralanması kendisi için seçimi kazanma olasılığını tamamen ortadan kaldırdı.

"AMLO"nun Başarılı Başkanlık Dönemi

Mevcut Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador, kısa adıyla "AMLO"nun 6 yıllık iktidarı genel anlamıyla başarılı bulunuyor. Zira AMLO, heyecan verici "popülist" icraatlarıyla büyük bir kitleyi yanına çekmeyi başardı. AMLO'nun elbette en önemli başarısı 2018'deki seçimlerde 69 yıl boyunca iktidarda kalan Kurumsal Devrimci Parti'yi yenmiş olmasıydı.

Muhalefetin, "Ülkeyi Venezuela'ya dönüştürecek" iddialarının aksine Obrador, Meksika'yı yönettiği 6 yılda istikrarlı ve sürekli büyüyen bir ekonomiye dönüştürdü. Sadece pandemi döneminde ekonomisi duraklayan Meksika, 2023'te yüzde 3,2 büyüyerek hızlı bir toparlanma sürecine girdi.

Yoksulluk oranı 2020'de yüzde 43,9'a çıkmasının ardından harekete geçen Obrador hükümeti, açıkladığı sosyal programlar ve küçük işletmelere sağladığı uygun kredi imkanları ile yoksulluk oranını 2023'te yüzde 35'in altına düşürdü. Böylelikle kısa süre içerisinde sonuç vermesiyle 8,8 milyon Meksikalı yoksulluk seviyesinden çıkmayı başardı. Nitekim bu başarılar, AMLO'nun ve partisinin adayı olan Sheinbaum'un şansını artıran en önemli etken.

Dış Politika ve Türkiye ile İlişkiler

AMLO'nun dış politikada en önemli iki meselesi ABD ile ilişkiler ve Venezuela'ydı. ABD ile ilişkilerinde denge ve karşılıklı saygı politikası izleyen Obrador, göç politikaları konusundaki tutarsızlıkları nedeniyle zaman zaman ABD'ye ciddi eleştiriler yöneltti. Meksika'nın ABD karşısındaki saygınlığını korumak birinci önceliği oldu.

Venezuela meselesinde ise uygulanan tüm baskıya rağmen bağımsız bir politika izlendi. ABD, Avrupa Birliği (AB) ve bazı Latin Amerika ülkelerinin Venezuela'da "kendi kendini devlet başkanı ilan eden" muhalefet lideri Juan Guaido'yu meşru devlet başkanı olarak tanımasını kabul etmeyen Obrador hükümeti, mevcut Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu doğrudan muhatap aldı. Maduro'yu ülkesine davet eden Obrador, Venezuela'ya uygulanan insafsız ekonomik ambargoları eleştirdiği gibi Venezuela'nın maruz kaldığı haksızlıkları da açıkça söylemekten çekinmedi.

Bir diğer önemli mesele ise Peru ve Ekvador ile yaşanan diplomatik gerginlikti. Dış ilişkilerde genelde yapıcı ve barışçıl bir politika izleyen Obrador, Ekvador polisinin Meksika'nın Kito Büyükelçiliğine baskın yapmasının ardından bu ülkeyle diplomatik ilişkileri derhal askıya aldı. Bunun ardından Obrador hükümeti, Ekvador'u hem Uluslararası Adalet Divanına (UAD) şikayet etti hem de bu ülkenin BM'deki faaliyetlerinin durdurulmasını istedi. Ekvador'un skandal büyükelçilik baskınına sadece Arjantin'in sağcı Devlet Başkanı Javier Milei destek verirken buna karşılık Meksika, tüm dünyadan "büyük" destek gördü. Bu da diplomatik olarak Obrador'un elini güçlendirdi. Peru'da ise Kongre'nin eski Devlet Başkanı Pedro Castillo'yu görevden almasına "sert" tepki gösteren Obrador, Castillo'nın yerine gelen Devlet Başkanı Dina Boluarte'yi meşru kabul etmedi. Bu durum ise iki ülke arasında diplomatik krize yol açtı ve halen de belli oranda devam ediyor. Seçimi beklenildiği gibi Sheinbaum'ın kazanması halinde Peru ve Ekvador ile bozulan diplomatik ilişkilerin düzelmesi beklenmiyor.

Türkiye ile ilişkilerde ise Meksika, Latin Amerika ülkeleri içinde Türkiye'nin en çok ticaret yaptığı ikinci ülke konumunda. İki ülke arasında, Obrador döneminde karşılıklı üst düzey ziyaretler ve çok sayıda ikili anlaşmalara imza atıldı. Türkiye, Meksika'da TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü ofislerini açarak, bu ülkeyi ne denli önemsediğini projeleriyle kanıtladı. Meksika'da özellikle ticari anlamda yapılan anlaşmalarla iyi ilişkileri geliştirmeyi amaçladı. Obrador, 7 Ekim sonrası İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı saldırı sonrasında ise iki devletli çözümü daima desteklediğini açıkladı ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını da kınadı.

Seçim Sürecinde Tartışılan Diğer Konular

AMLO, uyuşturucu kartellerinin on yıllardır birbirleriyle olan amansız mücadelesinden, şiddet ve ekonomik zorluklardan bıkmış bir halkın isteklerine istihdam ve sosyal kalkınma programlarıyla karşılık verdi. Doğrusunu söylemek gerekirse birçok alanda başarılı işlere imza atan Obrador yönetimi, organize suç örgütlerinin yol açtığı şiddeti sona erdirme ve barışı getirme sözü hususunda pek de başarılı olamadı.

Kanlı bir seçim döneminin yaşandığı Meksika'da Eylül 2023'ten bu yana 30 politikacı silahı saldırılarda öldürüldüğünü hatırlatmakta fayda var ve bunun çözümü hiç de kolay görünmüyor. Ülkede son dönemlerde çete şiddetinin yeniden tırmanması ve belediye başkan adaylarının silahlı saldırılara maruz kalması halkta "derin" endişelere yol açtı. Seçimin mutlak favorisi Sheinbaum'ın güvenlik stratejisi ise pek net değil. Ancak kısa zamanda ulusal muhafızları güçlendirmek için çalışma yapacağını açıkladı.

Sıcaklık rekorlarının kırıldığı ülkede kuraklık ve su krizi, seçimlerin bir diğer önemli meselesi. Bu konu, yeni seçilecek devlet başkanı için önemli bir zorluğu beraberinde getiriyor. İklim değişikliğinin ülkeye getireceği sonuçları da göz ardı etmeyen Sheinbaum, yenilenebilir enerji kullanımının önemini vurguladığı gibi Meksika'yı çevresel sürdürülebilirlikte lider yapmayı amaçladığını ifade etti. Her ne kadar bu konudaki vurgularıyla dikkat çekse de herhangi bir adayın olası başkanlık döneminde sorunu tamamen çözebileceğini söylemek mümkün değil. Zira bu konunun derinliği ve problemin çözümündeki zorluklar ortada.

Özetle ulusal düzeyde sağlam bir destek, AMLO'nun desteği ve mevcut politikalarla uyumlu hedefler, ayrıca bölünmüş muhalefetin dağınıklığı Sheinbaum'in 2 Haziran'daki seçimlerde "güçlü" bir zafer kazanma olasılığını yüksek kılıyor. Muhalefet partilerinin çeşitli adaylar arasında bölünmüş olması ve iktidarın vaatlerine karşı kendi içinde konsolide olamaması şüphesiz kendi tabanında hayal kırıklığına yol açıyor. Sheinbaum ise neredeyse tüm demografik gruplarda güçlü bir desteğe sahip ve bu durum seçim sonuçlarını iktidar partisi lehine olumlu etkileyecek. Kamuoyu araştırma şirketleri, Brezilya ve Kolombiya seçimleri öncesi yayımladığı anketlerde kelimenin tam anlamıyla çuvallamıştı. Sheinbaum, anketlerde açık ara önde gidiyor ve benzeri bir fiyasko yaşanmazsa, Sheinbaum'ın popülaritesi de göz önünde bulundurulduğunda sandıktan sürpriz çıkmayacağı söylenebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA