2024 Türkiye yerel seçimlerinin yapılmasına sadece 3 ay kalmışken, yerel yönetimlerle ilgili farklı açılardan tartışmalar ve değerlendirmelerin yoğunlaştığı görülmekte. Mesele her ne kadar siyaset merkezli olsa da gündelik tartışmaların dışına çıkarak, ne kadar seçim geçerse geçsin, yerel yönetimlerde kronik sorunlardan birisi olan kültür stratejisi üretme meselesine odaklanılmalı.
Yerel Yönetimlerde Kültür Politikalarıyla İlgili Kronik Problemler
Bundan 2 yıl kadar önce hazırladığımız Geleceğin Türkiye'sinde Kültür Politikaları Raporunda detaylı olarak ele aldığımız konulardan birisi de Türkiye'nin nicelik yönünün ağır bastığı bir kültür planlamasının olduğu ama bir kültür stratejisinin olmadığıydı. Üstelik bu durum Kültür Bakanlığı'nın beş yıllık kültür stratejisi planında bizzat yetkililer tarafından dile getiriliyordu.
Öte yandan kültür stratejisinin olmaması yerel yönetimler için de geçerli bir olgu. Yerel yönetimlerin yıllık, mevsimlik ya da aylık kültür etkinliklerine, otobüs duraklarından, metro istasyonlarından ya da internet sitelerinden kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Ancak bu faaliyetlerin hangi plan ve stratejinin bir parçası olarak üretildiğini sorarsak kolay bir cevap bulunamıyor. Bu problemin temel birkaç sebebi bulunmakta.
İlk sebep belediye yönetimlerinde yaşanan olası istikrarsızlıklar. Seçimlerle belediye yönetiminin değişmesi, kültür politikalarının sürekliliğini zorlaştıran temel bir etkendir. Yerel yönetimlerdeki seçimlerle birlikte görevi devralan yeni belediye yönetimi, genellikle kendi önceliklerine ve vizyonuna dayalı olarak kültür politikalarını şekillendirme eğilimindedir. Bu durum, önceki dönemde başlatılan projelerin terkedilmesine veya hedeflerin değiştirilmesine neden olabilir.
Belediyelerin sürdürülebilir bir kültür stratejisi üretememesi de bir diğer sebeptir. Sürdürülebilir bir kültür stratejisinin olmaması, belediyelerin toplumsal ve kültürel ihtiyaçlarına uzun vadeli ve kapsamlı çözümler üretme konusundaki eksikliklerini vurgulamaktadır. Kültür projelerinin, mevcut belediye yönetiminin önceliklerine ve kısa vadeli hedeflere dayalı olarak belirlenmesi, uzun vadeli planlama ve stratejik bir vizyonun oluşturulmasını geri plana itmektedir. Bu nedenle, belediyelerin kültür stratejilerini sürdürülebilir, kapsamlı ve toplumsal beklentilere uygun şekilde geliştirmeleri, kültür alanında daha etkili ve sürekli projelerin hayata geçirilmesine olanak tanımamaktadır.
Yine özellikle seçim dönemlerinde belediyeler, genellikle popüler taleplere hitap etmek ve kitlesel beklentileri karşılamak amacıyla kısa vadeli projelere odaklanabilir. Bu durum, toplumun kültür seviyesini yükseltmeye yönelik uzun vadeli stratejilerin göz ardı edilmesine ve yerine geçici, yüzeysel, belki oy beklentisine yönelen faaliyetlerin tercih edilmesine neden olabilir. Belediyelerin seçmenin beklentilerine cevap vermekle birlikte, aynı zamanda kültür seviyesini artırmaya yönelik uzun vadeli bir vizyon oluşturmaları, toplumsal gelişime daha etkili bir şekilde katkı sağlamalarına imkân tanıyabilir. Bu, kültür politikalarının sadece popülizme değil, aynı zamanda toplumsal ilerlemeye de odaklanmasını gerektirir.
Öte yandan birçok belediyenin kültür politikalarını oluştururken, kültür yönetimi, sanat ve kültürel planlama konularında uzmanlaşmış personel eksikliği söz konusudur. Üstelik bu alanda dışarıdan uzman ve akademisyenlerle birlikte çalışma konusunda da birçok belediye çekimser davranmaktadır. Bu durum, belediyelerin kültür stratejilerini kapsamlı, sürdürülebilir ve toplumu geliştirecek bir şekilde oluşturamamalarına neden olabilir. Yeterli eğitim ve uzmanlığa sahip olmayan belediyeler, kültür politikalarını daha yüzeysel ve etkisiz bir şekilde planlayabilir, dolayısıyla uzun vadeli ve kalıcı stratejiler üretemeyebilirler.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda dikkat çeken bir diğer nokta, yerel yönetimlerin kültür ve sanat faaliyetlerine ayırdığı bütçedir. Zira bu faaliyetlere ayrılan yerel bütçe incelendiğinde Türkiye, OECD üye ülkelerin ortalamasının üstündedir. Yerel yönetimler kültür işleri için geçmişe nazaran çok daha büyük bütçeler ayırıyor. Üstelik aynı durum kültür faaliyetlerinin yoğunluğu için de geçerli. Bu sebeple artık kültür ve sanat işlerinin uzun vadeli bir stratejiye oturtulması için hem şartlar yeterince olgunlaşmış hem de bu bir zorunluluk haline gelmiştir.
Kültür Stratejisi Üretmek İçin Öneriler
Bu eleştirileri yapmakla birlikte belediyelerin kalıcı bir strateji üretebilmeleri için takip edebilecekleri adımları da kısaca yazmakta fayda var.
Kültürel Haritalama: Planlama ancak dayandığı bilgi kadar iyidir. İyi bir strateji için her şeyden önce bir kültürel haritalandırma yapmak gerekmektedir. Kültürel haritalama, toplumun kültürel kaynaklarını belirleyip belgelemeyi amaçlar. Araştırma sürecinde somut unsurlar (galeriler, el sanatları endüstrileri, yapılar, yerel etkinlikler) ve soyut unsurlar (anılar, kişisel geçmişler, tutumlar) kaydedilir. Temel amaç, toplulukların kültürel çeşitliliği tanıması ve desteklemesidir. Kültürel tesisler, endüstriler, maddi olmayan varlıklar, kültürel miras, doğal miras, festivaller ve etkinlikler gibi kategorilerle kapsamlı bir kültürel varlık veri tabanı oluşturulur. Sonrasında, bu veriler web tabanlı bir haritaya aktarılır, böylece kültürel kaynakların dağılımı görsel olarak anlaşılır. Bu haritalama, toplumun kümeleri, boşlukları, fırsatları ve zorlukları belirleyerek ekonomik, sosyal ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlar.
Geniş Ölçekli Kültür Planlaması: Kültürel haritalandırma tamamlandıktan sonra, kentin kültürel kaynaklarını stratejik ve bütünsel bir yaklaşımla kullanarak, kültür perspektifinden kent planlamasına geçilebilir. Geleneksel şehir planlama süreçlerinden farklı olarak, kültürel planlama mahallelere öncelik verme, belirli kültür alanlarına odaklanma veya kültürel haritalandırma çalışmaları gibi lokal olarak ihtiyaç duyulan projelerin geliştirilmesine olanak tanır. Sanat etkinlikleri planlamasıyla karıştırılan kültürel planlama, sadece tiyatrolar, galeriler ve müzelerin faaliyetlerini değil, aynı zamanda bağımsız sanatçıları, kültür ve sanat kurumlarını, kültür profesyonellerini ve eğitim projelerini içeren entegre bir planlama türüdür. Üstelik bu planlama yerel ihtiyaçların belirlenmesinden sonra üretildiği için, yönetim değişse bile uygulanmaya devam edilebilir.
Sonuç olarak, yerel yönetimlerin kültür stratejileri oluştururken karşılaştığı kronik sorunların, seçimle değişen yönetimler, sürdürülebilir bir stratejinin eksikliği, kısa vadeye odaklanma eğilimi ve yetersiz uzmanlık gibi faktörlerle ilişkili olduğu gözlemlenmektedir. Bu zorlukları aşabilmek için kültürel haritalama ve geniş ölçekli kültür planlaması gibi adımlar atmak, uzun vadeli, kapsamlı ve toplumsal beklentilere uygun stratejilerin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.