Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler şüphesiz tüm dünyada iş hayatını, ticaret hayatını, kültür ve sanat hayatını, dolayısıyla bireyi ve toplumu önemli ölçüde etkiledi. Özellikle son yıllarda gündeme sıkça gelen yapay zeka alanındaki gelişmeler, blokzincir ve benzeri dağıtık defter teknolojilerindeki yenilikler dijital dönüşüm sürecini merkezi idare ve yerel yönetimler nezdinde önemli odak noktaları haline gelmiş durumda.
Cumhurbaşkanımız liderliğindeki AK Parti iktidarı, Türkiye'nin dijital dönüşüm sürecinde ve yüksek teknoloji üreten bir ülke haline gelmesi yolculuğunda önemli atılımlara imza attı. "Milli Teknoloji Hamlesi" kavramı çerçevesinde, "Milli Uzay Programı", "Milli Yapay Zeka Stratejisi Dokümanı" ve benzeri stratejik yol haritaları çıkarıldı. Türkiye Uzay Ajansı ve Dijital Dönüşüm Ofisi benzeri kurumsal yapılar hayata geçirildi. Yüksek teknoloji sektörünü besleyecek nitelikli iş gücü noktasında teknolojik alanlardaki yetkinlikleri artırıcı eğitim programları ve YÖK nezdinde yeni lisans programları oluşturuldu. Bakanlıkların teşvik mekanizmaları çalıştırılarak Ar-Ge Merkezleri hayata geçirildi ve teknoparkların sayısı artırıldı. Tüm bu çalışmalara eş zamanlı olarak, ortaya konan yüksek teknoloji odaklı üretim iradesinin de etkisi ile, özellikle gençlerimizi inovasyon odaklı ekonomi iklimine kazandırmak noktasında ölçek açısından dünyada eşine rastlanmayan bir organizasyon olan "TEKNOFEST" etkinlikleri düzenlendi ve tüm gençlerimizin ilgi odağı haline gelerek Türkiye'de inovasyon kültürünün yaygınlaşmasına önemli katkı sağlandı.
Gelinen nokta itibariyle Türkiye'de etkin bir inovasyon sistemi hayata geçmiş durumda. Türkiye'de 2002 yılının başı itibariyle iki olan Teknopark sayısı 100'ün üzerine çıktı, Ar-Ge harcamalarının GSYH'ya oranı ise binde 5'lerden yüzde 1,32'e kadar yükseldi. Savunma sanayindeki yerlilik oranı yüzde yirmilerden yüzde seksenlere çıkarılarak sektörün ihracatı yaklaşık olarak 250 milyon seviyesinden 5.5 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2028 yılı için ise 15 milyar dolarlık bir ihracat düzeyi hedeflenmekte. Girişimcilik ekosistemi de önemli mesafe kat ederek 7 tane turcorn (değerlemesi 1 Milyar doları geçmiş girişim) oluşturmayı başardı.
Yaklaşık 22 yıldır devam eden AK Parti iktidarı sürecinde Türkiye, altyapı noktasında önemli eksiklerini gidermiş, devlet - millet kaynaşmasını sağlamış, özgüven tazelemiş bir noktaya geldi. Özellikle son yıllarda global konjonktürde gündeme gelen pandemi, Ukrayna - Rusya savaşı gibi gelişmeler, bir süredir küresel anlamda devam eden ve dünya düzeninde yeni bir yapılanma olarak tanımlanabilecek süreci hızlandırdı. Türkiye'nin iç dinamiklerindeki güçlenmenin küresel ölçekteki yenilenme süreci ile eş zamanlı olması şüphesiz Türkiye için uzunca süredir hedeflediği "muasır medeniyet seviyesine ulaşmak ve bu seviyeyi geçmek" amacı noktasında önemli bir fırsat penceresi aralamıştır.
Türkiye şüphesiz bu fırsatı Cumhurbaşkanımız liderliğinde "Türkiye Yüzyılı" vizyonu ile hakkını vererek kullanacaktır.
Tüm bu gelişmelere eş zamanlı olarak teknoloji dünyası da önemli kırılmaların eşiğine gelmiş durumda. Bir tarafta yapay zeka alanındaki ilerlemeler, diğer tarafta 5G/6G iletişim teknolojileri ve bulut bilişimdeki atılımlar, bir diğer tarafta ise "merkeziyetsiz" teknolojileri ön plana çıkaran blokzincir ve benzeri dağıtık defter teknolojilerindeki yenilikler, teknolojide de paradigma odaklı değişikliklerin eşiğinde olduğumuzun göstergesi. Geleceğin dünyası merkeziyetçi bir teknoloji yaklaşımı ile bulut bilişim mantığı üzerine mi kurulacak, yoksa merkeziyetsiz bir yaklaşımla mı şekillenecek? Yapay Zeka tüm bu sürecin neresinde olacak? Yerel ve merkezi yönetimler nasıl etkilenecek? Bu soruların varlığı, Türkiye'ye açılan fırsat penceresinin teknolojik boyutunu da gözler önüne sermekte ve Türkiye Yüzyılı vizyonundaki "Dijitalin Yüzyılı" vurgusunun önemine işaret etmekte.
Yukarıda sıralanan soruların cevapları şu aşamada net olmamakla birlikte, açık bir biçimde kendini gösteren bazı gerçekler de karşımızda durmaktadır. Her şeyden önce teknolojik gelişmelerin toplum üzerindeki etkisi çok önemli bir noktaya gelmiş durumda. Hayata geçirilen ürünler kendi kullanım kültürlerini oluşturarak zaman içerisinde toplumu çok boyutlu olarak etkilemekte. Sosyal medya mecralarının toplumların iletişim kültürünü önemli ölçüde etkilemesi bunun en güzel örneklerinden biri. Bunun da ötesinde, söz konusu etkinin oluşması noktasında teknolojilerin nasıl kullanıldığının yanında nasıl tasarlandığının da önemli olduğu görülüyor. Başka bir deyişle bazı teknolojiler doğru tasarlanmadıkları zaman suiistimallere "doğuştan" yatkın oluyor.
Tüm bu gözlemleri birleştirdiğimizde Türkiye'nin "Dijitalin Yüzyılı" sürecinde teknolojileri doğru konumlandıran, doğru ve etkin kullanan, bunun da ötesinde insan dostu, insan odaklı "adil" teknolojileri hayata geçiren bir ülke olması gerekiyor. Tüm bu hedefler, şüphesiz gençlerin, kadınların ve yerel yönetimlerin söz konusu teknoloji iklimini, Türkiye'nin kendine özgü teknoloji geliştirme kültürünü oluşturmasına katkıları ile mümkün olacak.
Bu kapsamda, 2024 yerel yönetimler seçimleri sürecinde, AK Parti Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığı olarak düzenlediğimiz "Teknoloji, Şehir ve Kadın" ve "Dijital Gençler, Teknolojik Şehirler" buluşmalarında çeşitli şehirlerde AK Parti belediye başkan adaylarını akademisyenler, kadınlar, gençler ve AK Partili siyasetçileri ile bir araya getiriyoruz.
Bu etkinliklerde öncelikle "AK Parti Belediyeciliğinin" özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın ortaya koymuş olduğu "Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı" doğrultusunda hayata geçirmiş olduğu dijital dönüşüm süreçleri, e-belediyecilik noktasındaki ilerlemeler, AK Partili belediyelerin gençlere yönelik sunduğu dijital imkanlar ve kadın-teknoloji ilişkisi üzerine başkan adaylarının vizyonları tartışılmaktadır.
Özellikle gençler noktasında, gelinen nokta itibariyle AK Parti Belediyeciliği, Türkiye'nin pek çok şehrinde bilim ve teknoloji merkezlerini hayata geçirmiş durumda. Bu merkezlerde birçok farklı alanlarda teknoloji eğitimleri verilmekle birlikte gençlerden oluşan takımların TEKNOFEST yarışmalarına hazırlanmaları ve bu yarışmalara katılmaları noktalarında önemli destekler sağlanıyor. Finans, uzay ve havacılık, İHA, sosyal inovasyon ve benzeri alanlarda çeşitli eğitimler sağlayan bu merkezler, bölgelerinde önemli cazibe merkezleri haline gelmiş durumda.
Kadın-teknoloji ilişkisinde ise kadınların teknolojiyi kullanarak gündelik yaşamda karşılaşabildikleri zorlukları nasıl aşabilecekleri, kadın girişimcilerin e-ticaret ve benzeri olanaklardan nasıl faydalanabilecekleri, özellikle gençlerimize doğru teknoloji kullanım kültürünün anneler yoluyla nasıl aktarılabileceği üzerine fikir alışverişleri ve belediye başkan adaylarını tarafından vizyon paylaşımları gerçekleşiyor. Kadınların teknoloji geliştirme sürecine etkin katılımının adil teknoloji geliştirme sürecinde kritik önem taşıdığı sıkça vurgulanıyor. Özellikle girişimcilik noktasında kadınların takipçi ve detaycı doğaları gereği önemli başarılara imza atabilecekleri fikri sıkça seslendiriliyor.
Öte yandan kadınların teknoloji üretim sürecinde aldığı rol Türkiye'de giderek artıyor. Hali hazırda Türkiye'de Kurulu olan 7 turcornun 3'üünün kadın girişimciler tarafından hayata geçirilmiş olması bunun bir göstergesi. AK Parti belediye başkan adayları ise teknoloji eğitim merkezleri, "Dijital Çırak" programları, dijital oyun akademileri, bilim uzay ve gözlemevi projeleri, dijital sanatlar ve gösteri merkezleri, tarım teknoparkları, kadın kooperatifleri ve e-ticaret platformları gibi birçok proje üretmiş ve seçmenlere sunmuş durumda. Bu projeler sayesinde kadınlar ve gençler teknolojiyi etkin kullanmak ve daha da önemlisi teknoloji geliştirme süreçlerinin içinde yer almak anlamında yerelde önemli fırsatlar yakalayacaklar.
Etkinliklerimizi Elazığ, Samsun, Konya, Rize ve Ankara'da gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde Gaziantep, Eskişehir, Kastamonu ve bazı başka illerde de gerçekleştirerek özellikle başkan adaylarımıza çizdikleri yol haritalarında katkıda bulunmak niyetindeyiz.