Yargı Reformu Stratejisinde öngörülen amaç ve hedeflere ulaşılmasına ilişkin gerekli olan kanun değişikliği teklifleri yargı paketi olarak ifade edilmektedir. Kamuoyunda "8. Yargı Paketi" olarak anılan, "Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ise 16.02.2024 tarihinde TBMM'ne sunuldu ve TBMM Adalet Komisyonunda 21.02.2024 tarihinde kabul edildi. 42 maddeden oluşan teklifte, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda öngörülen değişiklikler toplumdaki cezasızlık algısını bertaraf etmeye yöneliktir. Bu kapsamda suçla daha etkin mücadele etmek ve caydırıcılığın sağlanmak amacıyla bir günlük adli para cezası tutarları artırılmaktadır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi tarafından Ceza Muhakemesi Kanununun kaçak sanık, basit yargılama usulüne itiraz ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri hakkında verdiği iptal kararları dolayısıyla ortaya çıkan boşluklar giderilmektedir.
Anılan Kanun Teklifi pür bir ceza yargısı veya infaz paketi değildir. 8. Yargı Paketi, İcra ve İflas Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Türk Medenî Kanunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gibi toplam on beş kanunda değişiklikler içermektedir.
Sürelerde Yeknesaklaşma
Kanun yolları için farklı süreler öngörülmesi, hukuki çarelere başvurulmasında karışıklığa yol açmakta; bazı durumlarda hak kayıplarına neden olmaktaydı. İstinaf, temyiz gibi kanun yollarına aynı sürede başvurulması adalete erişimi kolaylaştırır. 1932'den beri yürürlükte bulunan İcra ve İflas Kanunu'ndaki süreler, 2011 tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndan farklı olarak daha kısa düzenlenmişti. Bu durum hak arama özgürlüğünün kullanımı bakımından eşitsizliklere yol açmaktaydı. Anılan sorunu bertaraf etmek üzere kanun yollarına başvuru süreleri Teklifte yeknesak hale getiriliyor. Kanun yollarına başvuru süreleri, hafta veya ay olarak belirleniyor.
Öte yandan sürelerin kararın tebliğiyle başlayacağı öngörülüyor. Sürelerin tefhimle (yüze karşı okumayla) başlamasına dair eski düzenlemede sürenin başlangıcının kısa kararın okunması ve gerekçeli kararın okunması olduğuna ilişkin farklı yargı kararları hak kayıplarına neden olmuştur. Bu duruma karşı, süre tutum dilekçesi verilmesi uygulamada gelişmiştir. Yapılan değişiklik, tutum dilekçesi verilmesi gereğini ortadan kaldırmaktadır. Tarafların kararın gerekçesini öğrenerek karara karşı kanun yoluna başvurup başvurmayacaklarını değerlendirebilmelerini sağlayan yeni düzenleme, bireylerin dereceli yargılanma hakkının etkinliğini artırıcı niteliktedir.
Hapis Cezaları Sebebiyle Kısıtlanma
Anayasa Mahkemesi, özgürlüğü bağlayıcı cezalar sebebiyle vasi atanması ve vesayetin kaldırılmasına ilişkin Türk Medenî Kanunu'nun 407 ve 471. maddelerini, ceza alanın kendi işlemlerini yapabilme hali değerlendirilmeden vasi tayinin özel hayatının korunması ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle iptal etmişti. Bundan doğan boşluğu gidermek üzere, Teklifte, ceza infaz kurumuna giren hükümlünün kısıtlanması, kural olarak, kendi isteğine bırakılmaktadır.
Ancak beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı halinde, hükümlünün kişiliğinin veya malvarlığının korunması kriterlerine bağlı olarak kısıtlanması hususunda vesayet makamına takdir yetkisi verilmektedir. Yeni düzenlemede, cezayı infazla görevli makam, hapis cezasının infazına başlandığını derhal vesayet makamına bildirmesi ve vesayet makamı hükümlüyü dinleyerek karar vermesi öngörülmektedir.
Tazminat Komisyonunun Görevlerinin Genişletilmesi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılmış bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümünü sağlayan Komisyonun görev ve yetkisi genişletilerek bu husustaki 6384 sayılı Kanundaki amaç, kapsam, çalışma esasları gibi hükümlerde değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişiklikler, Anayasa Mahkemesinde derdest olan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmesine ilişkin bireysel başvurular için Mahkemenin kabul edilemezlik kararı vermesine dayanmaktadır.
Özellikle uzun yargılamadan kaynaklı ihlal iddiaları bakımından daha kolay erişilebilir, hızlı işleyen bir yol oluşturulmakta, bu hususta Tazminat Komisyonuna başvuru bir hukuki çare olarak düzenlenmektedir. Buna göre, ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla manevi tazminat talepleri ile koruma tedbirleri nedeniyle oluşan her türlü zararın tazmini için Tazminat Komisyonu'na başvuru yapılabilecektir.
Kişisel Verileri Koruma
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na (KVKK) ilişkin değişikliklerle Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğüyle (GDPR) uyum sağlanması ve uygulamadaki ihtiyaçların karşılanması planlanıyor. Teklifte, kural olarak işlenmesi yasak olan özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin mümkün olduğu istisnai haller genişletilmektedir. Bu değişiklik esasen sigortacılık sektörü, çalışma mevzuatı, iş sağlığı ve güvenliği ile sosyal hizmetler alanlarında sağlık verilerine duyulan ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere, Teklifte, özel nitelikteki kişisel verilerin işlenebildiği haller sınırlı bir şekilde 8 bentte düzenleniyor.
Kişisel verilerin yurtdışına aktarılmasında ise mevcut düzenlemedeki açık rıza şartının yerine kademeli şartlar öngörülerek GDPR ile uyum hedefleniyor. Düzenlemeye göre, kişisel verilerin işlenme şartları ile özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarından birinin varlığı ve aktarımın yapılacağı ülke, uluslararası kuruluş veya ülke içerisindeki sektörler hakkında yeterlilik kararı bulunması halinde veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından kişisel veriler yurt dışına aktarılabiliyor.
Öte yandan Kişisel Verilerin Koruma Kurulu tarafından verilen idari para cezası kararlarına karşı sulh ceza hâkimliğine başvuru yerine idare mahkemelerinde dava açılması imkânı veriliyor. Bu suretle idari para cezalarının idari yaptırım niteliklerine uygun olarak idari yargıda inceleme konusu yapılması sağlanıyor.
Vekalet Ücreti
Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik yapılarak, vekâlet ücretinin taşra teşkilatına dağıtımındaki gecikmeleri önlemek üzere vekâlet ücretinin tahsil edildiği yerde dağıtımının yapılması, kalan tutarın merkez birimlere gönderilmesi düzenleniyor.
Farklı kanunlarda çeşitli değişiklikler içeren 8. Yargı Paketinin önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulunda görüşülecektir. Bu yıl açıklanacağı belirtilen Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde, adalete erişimi kolaylaştırma ve güçlendirmeye yönelik reform çalışmalarının yürütülmesi ve bu kapsamda yeni yargı paketlerinin hazırlanması beklenmektedir.