Günümüzde Afrika Boynuzu gündeminin temel konusu olan Etiyopya'daki Tigray Savaşı, 6 Temmuz 2021'de Debretsion Gebremichael liderliğindeki Tigray Halk Kurtuluş Cephesi'nin (TPLF) "Tigray Anneleri" olarak adlandırılan askeri operasyonlarıyla başlamıştır. Tigray bölgesinin başkenti Mekelle'nin TPLF tarafından ele geçirilmesinden iki hafta sonra gerçekleşen bu saldırılar, batı Tigray'ı kontrol etmeyi amaçlarken uzun vadede Etiyopya'nın Amhara ve Afar bölgelerine yayılma planının bir parçası olarak göze çarpmıştır. Bu çerçevede, önemli stratejik kazançlar elde eden TPLF güçleri, aynı zamanda bölgede bulunan sekiz diğer oluşum ile ittifak kurarak Etiyopya Federalist ve Konfederalist Güçlerin Birleşik Cephesi'ni (UFEFCF) kurmuşlardır. Bu oluşuma dahil olan gruplar arasında Oromo Kurtuluş Ordusu (OLA) da bulunmaktadır. Bir yılın geride kaldığı bu iç savaş sürecinde birkaç ay öncesine kadar TPLF ve müttefikleri, Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'ya kadar yaklaştığı görülürken, bu durum son yıllarda tersine dönmüştür. Buradan hareketle uluslararası medyanın temel gündem maddelerinin başında da Etiyopya Ulusal Savunma Kuvvetleri'nin (ENDF) söz konusu geri dönüşü gelmektedir.
İddialara göre Addis Ababa'nın 130 kilometre yakınına gelen UFEFCF güçlerinin elde ettiği kazançlar, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in kayda değer önlemler almasını gerektirmiştir. Nitekim Abiy Ahmed hükümeti, Tigray, Amhara ve Afar bölgelerinde artan çatışmalar nedeniyle 2 Kasım'da ülke çapında olağanüstü hâl ilan ettiğini duyurmuştur. TPLF ve müttefiklerinin ilerlemesi üzerine 22 Kasım'da Başbakan Abiy Ahmed, UFEFCF'ye karşı savaşa cepheden liderlik edeceğini açıklamıştır. Bundan sadece bir hafta sonra Abiy Ahmed, Etiyopya vatandaşlarını ilerleyen Tigray ve Oromo güçlerini engellemek için seferberliğe çağırmıştır. 26 Kasım ve 6 Aralık tarihleri arasında ENDF, Lalibela ve Shewa Robit de dahil olmak üzere Amhara ve Afar bölgelerinde bulunan birçok stratejik şehri geri aldığını açıklamıştır. Bu noktada özellikle Addis Ababa'ya giden önemli yollara sahip olan Dessie ve Kombolcha şehirlerinin geri alınması iç savaşın psikolojik dönüşümü açısından son derece önemli olduğu belirtilmelidir.
ENDF'nin tekrar işgal altındaki toprakların bir kısmını geri alması üzerine TPLF, Debretsion Gebremichael'in 19 Aralık'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e yazdığı bir mektupta, uluslararası toplumdan barış müzakereleri için adım atılması için teşvik etmek üzere güçlerini Tigray bölgesine geri çağrıldığını belirtmiştir. Gebremichael, BM'den hem Etiyopya hem de Eritre'ye silah ambargosu uygulamasını ve ayrıca Tigray hava sahası üzerinde silahlı insansız hava araçları (SİHA) da dahil olmak üzere uçuş yasağı uygulanmasını talep ettiği açıklamıştır. Bu adımlardan kısa bir süre sonra Etiyopya hükümeti, Afar ve Amhara bölgelerinde bulunan ENDF birliklerine Tigray bölgesine yönelik saldırıları durdurma emri verildiğini açıklamıştır. ENDF'nin TPLF'den kurtarılan bölgelerde kalmasına karar verildiği bilgisini de veren resmî açıklamada, TPLF'nin güvenlik tehdidi oluşturmaya devam ettiği takdirde Etiyopya'nın aynı şekilde karşılık vereceği taahhüt edilmiştir.
TPLF ve müttefiklerinin lehine ilerleyen Tigray Savaşı'nda Abiy Ahmed hükümetine bağlı güçlerin ivme kazanmasında birçok farklı neden bulunmaktadır. Ancak, Etiyopya'nın, askeri müttefiklerinden SİHA tedarik etmesi ve bu teknolojinin sahada kullanılması bilhassa askeri anlamda çatışmaların seyrini değiştirmek adına önemli bir rol oynamıştır. Bu bağlamda Etiyopya, son dört ay içerisinde bu teknolojiyi envanterine katarak UFEFCF güçleri karşısında önemli bir avantaj elde etmiştir. Bu durumun SİHA kullanımının günümüzün konvansiyonel çatışmalarında artan bir rolü olduğunu doğrulayan yeni bir gelişme olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra Etiyopya özelinde SİHA'ların tedarikinin Abiy Ahmed adına kritik bir vakitte geldiği de anlaşılmaktadır. Nitekim Tigray haricinde Sudan ile sınır sorunu el-Faşaga ve Nil çıkmazı gibi diğer bölgesel meseleler sebebiyle baskı altında olan Etiyopya Başbakanı, SİHA teknolojisinin sebep olduğu kazançlar sonucunda esneklik alanı kazanmıştır.
Sonuç olarak, Etiyopya ulusal ordusunun TPLF'yi Amhara ve Afar'dan temizlemesinin ardından Etiyopya resmi makamlarının TPLF güvenlik tehdidi oluşturmadığı sürece Tigray içlerine ilerlemeyeceğini açıklaması ve buna karşılık TPLF lideri Gebremichael'in 19 Aralık'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e yazdığı mektup göz önüne alındığında uluslararası aktörlerin yakın zamanda bölgede taraflar arasında arabuluculuk için pozisyon alabileceğine işaret etmektedir. Nitekim son haftalarda bölgede yaşanan krizlerin çözümü noktasında diplomasi trafiği yaşanmaktadır. Bu minvalde ABD'nin Afrika Boynuzu özel elçisi Jeffry Feltman'ın da geçtiğimiz hafta Türkiye, BAE ve Mısır'a ziyaret gerçekleştirmesi de anlam kazanmaktadır.