Bundan tam bir sene önce Türkiye, Cumhuriyet tarihindeki en büyük felaketi yaşadı. AFAD'ın verilerine göre en şiddetlileri 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde, 11 ilimizde 53.537 kişi hayatını kaybetti, 107.213 kişi yaralandı. Depremlerin büyüklüğü ve zemine yakın olması nedeniyle 14 milyon kişi doğrudan depremden etkilendi. Sonrasında "Asrın Felaketi" olarak hafızalarımıza kazınan bu afet, 120 bin kilometrekarelik bir alanda hissedildi.
Türkiye, millet ve devletiyle depremin ilk dakikalarından itibaren tek vücut olmasını bilmiş, zor da olsa yaraların sarılması için elinden geleni yapmaktadır. Deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak depremden önce alınması gereken önlemlerin hayati olduğu gerçeğiyle bu felaketle bir kez daha yüzleştik. Ancak afet gerçekleştikten sonra da asrın birlikteliği başladı ve devlet, vatandaşların da yardımıyla ilk andan bugüne kadar çalışmalarını sürdürdü.
6 Şubat'ta 04.17'de meydana gelen ilk depremden 45 dakika sonra Türkiye Afet Müdahale Planı'ndaki en üst seviye olan ve "Uluslararası Acil Yardım Çağrısını" kapsayan 4. Seviye Acil Durum ilan edildi. Böylece derhal diğer ülkelerden de yardım istenildi ve 93 ülke arama-kurtarma çalışmaları için seferber oldu.
Asrın Felaketinde 38 bin 901 bina yıkıldı. 26 bin binada arama-kurtarma faaliyeti yürütüldü. Bölgede enkaz çalışmalarının yapıldığı alanlarda afetzedelere yardımları ulaştırmak adına binlerce ekip bölgeye sevk edildi. 32 bin 250'si arama-kurtarma, 142 bini güvenlik personeli olmak üzere 650 bin personel depremzedeler için alandaydı. Depremzedelerin her türlü ihtiyacına yönelik olarak 150 bin yardım tırı, 20 milyon gıda kolisi, ayrıca ek olarak 4 milyon yemek hizmeti gönderildi. Yine 11 ili kapsayan depremin yaralarını sarmak için bölgeye 106 milyar 728 milyon lira kaynak aktarıldı. Ayrıca Türkiye Tek Yürek Kampanyası ile yaklaşık 129 milyar lira bağış toplandı. Bunun büyük bir bölümü de yardım olarak yine harcandı.
Kışın en şiddetli zamanında depremi yaşayan afetzedeler için 1 milyon çadır bölgeye sevk edildi. 350 çadır kentte 645 bin çadır kuruldu. 2,5 milyon kişi kaldı. Aynı zamanda 414 konteyner kentte 215.224 konteyner kuruldu, buralara 690.644 afetzede yerleşti. Bulundukları illeri terk etmek isteyen aileler için ise diğer şehirlerdeki KYK ve MEB yurtları hizmete sunuldu. KYK yurtlarında 478 bin, MEB yurtlarında ise 1 milyon 188 bin kişi misafir edildi. Öte yandan geçici barınma hizmeti kapsamında bugüne kadar 349 bin haneye toplam 14 milyar 453 milyon lira kira destek ödemesi yapıldı. Bu kapsamda ev sahiplerine 7 bin 500, kiracılara ise 5 bin lira kira destek ödemesi ise devam ediyor.
Deprem bölgesinde yaralar sarılmaya devam ediyor. Bu kapsamda 6 Şubat'tan bu yana en çok konuşulan konulardan biri ise depremzedeler için konutların yapılması ve teslim süreciydi. Yaraların olabildiğince hızlı sarılması ve depremzedelerin bir an önce yeniden bir hayata başlayabilmeleri amacıyla depremden 18 gün sonra kalıcı konutlar için ilk temel atılmış, 80 gün sonra ise ilk köy evleri teslim edilmiştir. Bu büyük dönüşüm sürecinde son verilere göre ise 45.901 konutun kurasının Şubat ortasında tamamlanması ve Mart sonu 75 bin, yılsonuna kadar ise 200 bin konutun kura çekiminin yapılması planlanmaktadır. Bu süreçte yalnızca konut değil hastaneler de inşa edildi. Buradaki en önemli husus ise şüphesiz hızdı. Buna mukabil, Hatay Defne Devlet Hastanesi iki ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak hizmet vermeye başladı.
Sonuç olarak büyük kayıpların ve yıkımın ardından bir sene geçti. Binlerce insan için hiçbir şey eskisi gibi olmasa devlet ve milletin birlikteliği ile yaralar olabildiğince sarılmaya çalışılıyor. Depremin yarattığı yıkımın büyük bir alanda etkin olmasına rağmen bu veriler, bir yıl içerisinde devletin vatandaşının yanında durduğunu ve desteklediğini gözler önüne seriyor. Zira 11 ilde milyonlarca kişi doğrudan devlet yardımlarıyla hayatlarını sürdürdü ve sürmeye de devam ediyor. Yine benzer şekilde depremzedelerin bölgede veya başka şehirlerde kurmaya çalıştıkları yeni hayatlarının en önemli destekçisi de yine devlet ve kurumları. Dolayısıyla geçen sene asrın en büyük felaketini yaşamış olsa da Türkiye bir senedir, devlet ve milletin el ele vermesiyle yaraları sarıyor ve sarmaya da devam ediyor.