1994'ten beri sistematik olarak çocuk asker kullanan PKK gibi PYD'nin de çocukları zorla silahaltına aldığına dair bir sicili var.
PYD bölgelerinde -fizyolojik ve duygusal gelişimlerini tamamlayabilmeleri için güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamaları gereken çocuklar- istismarın her boyutuyla karşılaşma olasılıklarının bulunduğu silahlı örgüte dahil ediliyorlar. Bu durum karşısında Batı'nın çocuk askerlerin öykülerini birer kahramanlık hikâyesi olarak sunması ise endişe uyandırıcıdır.
Örgütün savaşçı olarak yetişen çocuklarının, örgüt üyelerinin YouTube'da hâlâ izlenebilen videolarında propagandaya konu edildikleri, ABD'nin Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM'un resmi Twitter hesabında PYD ve çocuk askerlerini "savaşa hazır" sloganıyla desteklediği, Marie Claire isimli moda dergisinin "Bu Dikkat Çekici Kadınlar DEAŞ'a Karşı Savaşıyor. Şimdi Onları Tanımanın Zamanı" başlığıyla 12, 14 ve 17 yaşlarında çocukların hikâyelerini servis ettiği görülse de çocuk asker kullanımı aslında mazereti olmayan bir savaş suçudur. Roma Statüsüyle kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (ICC) bazı kararlarında çocukların silahaltına alınması devletler dışında iki örgüt liderinin yargılanmasına yol açmıştır. Bu yargılamalarda Bosco Ntaganda hakkında tutuklama kararı verilmiş, Kongo Vatanseverler Birliği lideri Dylio ise 14 yıl hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
Bazı sorunlar
Çocuk askerliği ilk etapta akla çocuğun çatışmaya katılarak ölüm, yaralanma, sakat kalma gibi risklere maruz kalmasını getirmekle beraber başka pek çok soruna da yol açan bir uygulama.
Öncelikle terör örgütlerinin yaşam koşulları bir çocuğun barınması ve gelişimi için uygun imkanlar sunmuyor. Bu durumun en somut örneklerinden biri PKK üyesi çocukların durumudur. PKK hakkında yapılan araştırmalar Kandil'de çocukların ortalama 4-6 yıl hayatta kalabildiklerini ortaya koyuyor.
Öte yandan terör örgütünde çocuklardan beklentiler ve bunun yol açtığı problemler de ayrı bir sorun kategorisi.
Bu sorun kategorisini çocukların örgüt için bir araca dönüştüğü gerçeğiyle birlikte ele almak doğru olur. Çocuklar örgütte, örgütün ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri oranında kullanılırlar. Çocuğun araçsallaşması örgütün genel olarak ortaya çıkan fiziki ihtiyaçlarına yönelik olabileceği gibi, örgüt içinde çocuğun kendisinden güçlü olan kişilerin taleplerini yerine getirmesine yönelik de olabilir. Bu çerçevede örgütte çocuktan yemek pişirmesi, çatışmalara katılması ya da hafiyelik yapması beklenebildiği gibi cinsel köle olarak kullanılması da yaygın uygulamalar arasındadır. Nitekim 2007 tarihli BM "Paris Prensipleri"nde çocuğun düzenli ya da düzensiz bir silahlı grupla ilişkili olması çerçevesinde yer verilen eylemler arasında çatışmaya katılma, yemek pişirme, bilgi taşıma, teçhizat transferi, hafiyelik gibi görevler ya da cinsel amaçlarla kullanılmak bulunur. Bu doğrultuda örgütlerin çocukların silahaltına alındıkları ancak çatışmalarda kullanılmadıkları yönündeki savunmaları da çocuğun korunduğu anlamına gelmez.
Tüm bu risklerle karşılaşma olasılığı bulunan çocuğun örgüt tarafından kaçırılması ya da kandırılması durumunda iradesinden söz edilemez. Öte yandan öfke, dışlanmışlık, korku ya da adanmışlık gibi duygular sebebiyle örgütlere gönüllü olarak katılan çocuğun iradesi de hukuken rıza olarak nitelenemez. Çocuğun aleyhine sonuç doğuracak bir eyleme göstereceği rızanın geçersiz sayılmasının gerekliliği bir yana hukuka aykırı olan rıza zaten geçersizdir. Hukuki boyutu bir yana bırakılırsa çocukların gönüllü olarak örgüte katılabilmeleri, örgütten gönüllü olarak ayrılabilmelerini de gerektirir ki terör örgütlerinde bu mümkün olmamaktadır.
PYD'nin 13 yaşında iken 2014 yılında Kamışlı'da kaçırarak saflarına kattığı Nurman İbrahim Khalifa, Irak'taki kamplarda tutulan çok sayıda çocuğun kaçma girişiminin ciddi biçimde cezalandırıldığını, çocuk yaşta silahaltına alınan ve 18 yaşında sekizinci kaçma denemesinde de yakalanan bir kişinin halkın gözü önünde infaz edilerek cesedinin göle atıldığını söylemiştir.
PYD'nin zorbalığı
Avrupa Kürt Araştırmaları Merkezi Direktörü Eva Savelsberg'e göre PYD'nin çocukları silahaltına almasının sebebi 18-40 yaşları arasındaki çok sayıda erkeğin zorla silahaltına alınma korkusu ve örgütün diğer politik baskıları dolayısıyla PYD bölgelerini terk etmiş olması.
Dolayısıyla PYD ele geçirdiği bölgelerde meşruiyet sağlayamadığı için kadro edinemiyor. Gerek savaşmaları gerekse ideolojik olarak devşirilmeleri için çocukları kullanıyor. Örgüt eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla 13 Temmuz 2014'te Cezire kantonunda zorunlu askerliğe ilişkin bir sözde düzenleme de yaptı. Hükümler incelendiğinde zorunlu askerliğin, 2. maddede bölgedeki her aile için üyelerinden birini askere gönderme mecburiyeti ve 3. maddede ise 18-30 yaş arası tüm erkekler bakımından askere gitme zorunluluğu olarak düzenlendiği görülüyor. Bu iki hüküm birlikte ele alındığında eğer bir ailede 18-30 yaş arası erkek yoksa ailenin diğer fertlerinin de silahaltına alınabilecekleri anlaşılır.
Dolayısıyla düzenlemede çocukların da askere alınmalarına imkân veren bir boşluk mevcuttur. Bu düzenleme öncesinde 2013'te Kandil'de Cenevre Çağrısı isimli bir STK ile PKK/PYD'nin kendilerini bağıtladıkları Çocukların Silahlı Çatışmalardan Korunmasına Dair Taahhütname imzalanmıştır. Ancak bu taahhüt kadro edinme güçlüğü çeken örgütün çocuk asker kullanımını sona erdirmemiştir.
Devletlerin taraf olarak sorumluluklarını yerine getirmeleri savaş suçu olarak düzenlenen çocuk askerliğinin ortadan kalkmasına katkı sağlayabilir. Bununla birlikte terör örgütlerinin varlık amaçları ve eylemlerinde meşruiyet aranmaz. Bu yüzden PYD'nin de çocukları amaçlarına alet etmesi şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan bu insanlık suçunu destansı bir mücadele algısı oluşturarak yayımlayan medya organlarının desteğidir.