Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HATEM ETE

AK Parti'nin yeni Türkiye'yi inşa sorumluluğu

12 Haziran 2011'de yapılacak genel seçim, 2000'lerin başından itibaren statüko lehine mevzi kazanan değişim iradesinin en kritik duraklarından biri olacak. Son 10 yıldır, AK Parti öncülüğünde yol alan Cumhuriyet tarihinin en kararlı ve radikal değişim sürecinde, vesayet sistemini ayakta tutan bütün kurum, aktör ve zihniyetler değişmeye zorlanıp sistem içindeki ağırlıklarını yitirdiler. Bugün gelinen noktada gündem, yeni Türkiye'nin hangi parametreler üzerinden yeniden inşa edileceği konusudur. İnşa döneminin koordinatlarına yönelik en güçlü işaretlerden biri haziran seçimleri ile alınacak. Siyasal partilerin beyannameleri, kampanyaları ve milletvekili aday listeleri, yeni Türkiye'yi inşa sürecinin neresinde durduklarını ortaya koyacak. Hiç kuşkusuz, aldığı iktidar sorumluluğuyla, bu sürecin en önemli aktörü, AK Parti'dir. Şimdiye kadar, öncülük ettiği değişim iradesiyle eski Türkiye'nin kurum, aktör ve zihniyetlerini dönüştüren AK Parti, seçimlerle beraber yeni Türkiye'yi inşa etme sorumluluğunu üstlenecektir.

'Çatışma' dan 'müzakere'ye

AK Parti, milli iradenin lehine yaptığı her değişim hamlesinde statükonun devamından yana vesayetçi aktör ve kurumların direnciyle karşılaştı. 2002'den itibaren, açık - gizli, legal - illegal baskılarla iktidarsızlaştırılmak istenen AK Parti'ye yönelik direnç, özellikle, Cumhurbaşkanlığı ve 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinin yaklaşmasıyla, görünür bir çatışmaya dönüştü. 22 Temmuz 2007 - 12 Eylül 2010 arası dönem, statüko - değişim gerilimini değişim lehine sonuçlandırdı. 12 Eylül referandumu, statükocu aktörlere, çatışmanın doğru bir strateji olmadığını gösterince, CHP başta olmak üzere, medya, ordu ve yargı gibi aktörler, müzakere siyasetini çatışma siyasetinin yerine ikame etmeye yönelik gelişmelere maruz kaldılar. Çatışma süreci, derin fay hatları üzerinden beslenen Cumhuriyet'in yüz yıllık sorunlarını kristalize ederken, aynı zamanda toplumsal gerilimi zirveye taşıdı. Statükonun değişim karşısında mevzi kaybetmesi, AK Parti'ye yeni süreci müzakere ile inşa etme sorumluluğunu yüklemektedir. Bu çerçevede, AK Parti'nin, seçim söylemi, kampanyası ve milletvekili aday listeleri, bu etnik - dini fay hatlarında biriken sorunları ve bu sorunların ürettiği toplumsal gerilimi hangi enstrüman ve yetkinlikle çözüme kavuşturacağının göstergesi olacaktır.

Elit dönüşümü ihtiyacı

AK Parti'yi önümüzdeki dönemde bekleyen bir diğer sorumluluk, elit dönüşümüne zemin hazırlamasıdır. Türkiye'de siyasal elit dönüşümü, çok partili hayatın başlangıcından beri, büyük ölçüde, darbelerin siyasal sistemi yeniden dizayn etme hamleleriyle sağlanmıştır. Her darbe, farklı siyaset, parti ve aktörlere yaslanmakla toplumsal değişimi hızlandırdığı gibi, farklı siyasal elitlerin merkeze taşınmasına da aracılık ederek taşrada dinamizm üretmiştir. 2002'den beri iktidarda olan AK Parti, vesayetçi aktörlerin siyaseti dizayn etme kapasitelerinin azalmasıyla, önümüzdeki dönemlerde de iktidarını sürdürmeye aday en güçlü partidir. Bu nedenle, bu güne kadar darbelerin doğal sonucu olarak gerçekleşen elit dönüşümünü, reformcu siyasetin bir gereği olarak AK Parti üstlenmelidir. AK Parti, söylem, kampanya ve milletvekili aday listeleriyle, on yılda bir değişime alışmış kamuoyunu tatmin ederek, ciddi bir toplumsal hareketlilik umudu oluşturmalı ve hem siyasal söylemini hem de merkeze taşıdığı taşradaki siyasal elitleri değiştirmelidir.

AK Parti kimliği oluşturma

AK Parti, toplumsal teveccühün en geniş adresi olması hasebiyle, destek bulduğu tabanın çeşitliliğine uygun bir temsil çeşitliliğine yönelecektir. Bu çerçevede, 2011 seçimleri sonrası AK Parti milletvekili dağılımını şu üç başlık altında toplamak mümkündür: AK Parti'nin siyasal geleneğini ve Türkiye vizyonunu benimsediği için siyasal kimliği dolayısıyla AK Parti'yi benimseyen kesimler, Türkiye'nin değişim dinamiğini önemsediği ve demokratik siyasal kültürü benimsediği için reformcu kimliği dolayısıyla AK Parti'ye yönelen kesimler ve siyasal, toplumsal ve ekonomik statülerini korumak ve maksimize etmek üzere iktidar partisi olması hasebiyle AK Parti'de siyaset yapmak isteyen kesimler. Yeni Türkiye'yi inşa misyonunu yerine getirmek ve 2023 vizyonunu gerçekleştirmek için birçok badireden geçmesi mukadder olan AK Parti'nin, önümüzdeki dönemde en önemli sınavı, kitle partisi olması hasebiyle mecbur olduğu bu eklektik yapıyı bir kimlik etrafında toplayabilmesi olacaktır. Başka bir deyişle, AK Parti'nin çözmesi gereken en önemli denklemlerden biri, farklı toplumsal kesimlere kucak açarken, partinin siyasal kimliğini ve iç - dış baskılara karşı birlikteliğini muhafaza etmesi olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA