Bu yazımızda insani yardım kavramına, Türkiye'nin İnsani Diplomasi tecrübesine ve uluslararası toplumun 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketleri sonrasındaki duruşuna değinilecektir. Türkiye'de son bir aydır yaşanan bir dizi deprem ve sel felaketi, insani yardımın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu tür doğal afetler ve insan yapımı krizler, hayatları riske sokarak insanların temel ihtiyaçlarının karşılanmasını zorlaştırmakta ve insani yardım faaliyetlerinin gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Birleşmiş Milletler insani yardımı, doğal afetler veya insana neden olduğu krizler sırasında veya sonrasında hayat kurtarmayı ve insanların temel hak ve onurlarını korumayı amaçlayan bir faaliyet olarak tanımlamaktadır.
Bu kapsamda insani yardımların amacı; insani krizler, antropojenik tehlikeler, doğal afetler, savaş durumları, terör olayları, toplumsal olaylar, toplumsal çatışmalar gibi durumlarda, yardıma ihtiyaç duyan kişilere maddi ve manevi yardımların sağlanmasıdır. Uluslararası insani yardımlar ise bir ülkede meydana gelen krize/felakete yanıt olarak, diğer devletler, uluslararası örgütler veya sivil toplum kuruluşları tarafından sağlanan yardımları ifade etmektedir. Bu yardımlar, gıda, barınma, sağlık hizmetleri, eğitim ve temiz su gibi temel ihtiyaçların karşılanması için yürütülen küresel bir çabadır. Bir diğer deyişle uluslararası insani yardımlar, uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun bir parçasıdır. Devletlerin insan haklarına saygı göstermesi ve uluslararası toplumun insani krizleri müdahale etmesi ve insani yardım faaliyetlerinin koordine edilmesi gerektiği fikrinden can suyu almaktadır.
Birleşmiş Milletler, insani yardımı, doğal afetlerin veya insanın neden olduğu krizlerde felaketler sırasında veya sonrasında hayat kurtarmayı ve insanların temel hak ve onurlarını korumayı amaçlayan bir yardım şekli olarak tanımlamaktadır. Bu kapsamda, insani yardımlar vasıtasıyla; insani krizler, antropojenik tehlikeler, doğal afetler, savaş durumları, terör olayları, toplumsal olaylar ve toplumsal çatışmalar gibi durumlarda ihtiyaç duyan kişilere temel ihtiyaçlarının karşılanması için maddi ve manevi yardımlar sağlanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin insani diplomasi tecrübesine bakıldığında, hassaten Türk Dış Politikası'nın nüvesini oluşturan insan odaklı dış politika yaklaşımı zemininde yeşeren bir diplomasi pratiği olduğu görülmektedir. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Türk Kızılay'ı başta olmak üzere birçok kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşlarıyla hassaten geçtiğimiz on yıl içerisinde "insani diplomasi" bağlamında önemli adımlar atmıştır. Nitekim Küresel İnsani Yardım Raporları'na göre Türkiye, 2018 ve 2019 yıllarında peş peşe dünyanın "en cömert ülkesi" seçilmiştir. 2017 Küresel İnsani Yardım Raporu'na göre Türkiye, 6 milyar dolar bağışla dünyanın ikinci en büyük bağışçı ülkesi olmuştur. Türkiye'nin "en cömert ülke" seçildiği 2018-2019 yıllarında 170 ülkeye ulaştırılan 8,14 milyar $ miktarında dış yardımlarının olduğu görülmektedir. Bu miktarın 7,2 milyar doları ise doğrudan insani yardımlara ayrılmıştır.
2022 yılına bakıldığında ise Türkiye, 5,6 milyar dolarlık yardımıyla ikinci en cömert ülke konumunda yer almaktadır. Ancak, bu miktarın gayri safi milli hasıla zemininde değerlendirildiğinde Türkiye'nin birinci sıraya yerleştiği görülmektedir. Yani, Amerika Birleşik Devletleri'nin 9 milyar dolarlık yardımı, gayri safi milli hasılanın %0,04'üne denk gelirken, Türkiye'nin 5,6 milyar dolarlık yardımı, gayri safi milli hasılanın %0,80'ine karşılık gelmektedir. Bir bağışçı ülkenin ekonomisinin büyüklüğüne ve diğer harcama önceliklerine göre uluslararası insani yardımı inceleyerek insani finansmanın önemi görülebilir. Bir başka deyişle, bahse konu raporda dikkat edilmesi gereken, Gayri Safi Milli Hasılalar (GSMH) zemininde bakıldığında ise Türkiye'nin sağlanan insani yardım oranları temelinde birinci olduğudur. Türkiye, insani yardımlarını uluslararası toplumla koordineli bir şekilde gerçekleştirmekte ve dünya genelinde 170'ten fazla ülkeye yardımlar ulaştırmaktadır. Nitekim Türkiye; Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Orta Doğu'dan Latin Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerine dost elini uzatmış, mazlumların ve kimsesizlerin kimsesi olmuştur.
Küresel İnsani Yardım Raporlarına benzer şekilde BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yayınlanan Küresel Trendler 2022 Raporunda dünya genelinde korunmaya muhtaç, zorla yurtlarından edilmiş 104 milyondan fazla insan olduğu belirtilmektedir. Yine aynı raporda, Türkiye'nin insani diplomasisinin bir tezahürü olarak, 5.1 Milyon insani misafir ettiğine ve Türkiye'nin insani diplomasi bağlamındaki liderliğine vurgu yapıldığı görülmektedir.
Türkiye'nin insani yardım faaliyetleri, hem devletin hem de sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmasıyla gerçekleştirilmektedir. Kurumsal alt yapı, insani yardım faaliyetleri için önemli bir temel oluştururken, bu faaliyetlerin sürdürülebilirliği ve etkinliği için sivil toplum kuruluşlarının da katılımı gerekmektedir. Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının insani yardım faaliyetleri oldukça gelişmiş durumdadır ve sivil toplum kuruluşları, devletin yanı sıra insani yardım faaliyetlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle Suriye'deki iç savaş ve bölgedeki insani kriz, Türkiye'nin insani yardım faaliyetlerinde önemli bir rol oynamasına neden olmuştur. Türkiye, Suriyeli mültecilere ev sahipliği yaparken, aynı zamanda sınır ötesi insani yardım faaliyetleri yürütmektedir. Türkiye, Suriye'deki insani krizin yanı sıra Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi farklı coğrafyalarda da insani yardım faaliyetleri yürütmektedir.
Diğer taraftan özellikle 2019 yılı sonunda başlayan COVID-19 pandemisi sırasında, Türkiye TİKA, Kızılay ve AFAD vasıtasıyla birçok coğrafyaya medikal yardımlar, aşı dozları ve geniş bir yelpazede yardımlar ulaştırılmıştır. TİKA koordinasyonunda 200'e yakın proje ve faaliyet gerçekleştirilmiş olup, bu projelerin neticesinde 2 milyondan fazla insana doğrudan yardım sunulmuştur.
TİKA'nın başarısı, altmıştan fazla proje koordinasyon ofisine sahip bir yapıya ulaşması ve günümüze kadar 30 binden fazla proje gerçekleştirmesiyle de görülebilir. Bu projeler, TİKA tarafından öncülük edilerek, Kızılay ve AFAD'ın desteğiyle gerçekleştirildi. Dış yardım ve insani yardım kavramları, yumuşak güç kavramıyla da ilintili olup, bir devlete ait olumlu imajla ilişkilidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, uluslararası alanda sunmuş olduğu insani yardımlarla olumlu bir imaj kazanarak, dış politikasının daha da güçlenmesine ve meşruiyetinin zemin kazanmasına olanak sağlamaktadır.
6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen deprem felaketlerinin ardından Türkiye'nin 4. seviye alarmına binaen uluslararası toplum harekete geçmiş ve 103 farklı ülkeden yardım teklifi gelmiştir. Sunulan yardımlar neticesinde henüz felaketin ilk günlerinden itibaren 90 farklı ülkeden 11.000'den fazla uluslararası personel sahada arama kurtarma çalışmalarında yer almıştır. Türk Devletleri Teşkilatı, Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve NATO başta olmak üzere birçok uluslararası örgüt Türkiye'ye desteklerini sunmuşlardır. Birçok devletin üst düzey yöneticileri bizatihi gelerek deprem bölgelerine ziyaretlerde bulunmuşlardır. Yaşanan Asrın Felaketi'nin ardından Türkiye'ye gösterilen bu desteğin önemi oldukça büyüktür. Zira sunulan bu desteğin; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uzun yıllardır, herhangi bir hesap ya da amaç gütmeksizin; insan ve değer odaklı dış politikasının bir tezahürü olarak yürütmüş olduğu insani diplomasi anlayışı ve tüm dünyaya sunduğu yardımların geri dönüşü olarak okunması yanlış olmayacaktır.
Bu vesileyle 6 Şubat 2023'te yaşanan deprem felaketlerinde vefat eden tüm vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin, yaralılara da acil şifalar versin.