10 Ekim'deki tartışmalı seçimlerin ardından Irak'ta taşlar bir türlü yerine oturmuyor. Seçimlerde özelikle ağır bir hezimete uğrayan Haşdi Şaabi'ye bağlı çeşitli milis yapıları, ellerindeki silah gücünü araçsallaştırarak cebren siyasi sonuçlar alma arayışına girmiş durumdalar. İran'a bağlı hareket eden bu unsurlar Mukteda el Sadr'ın başını çektiği yükselen "Irak Milliyetçiliğine" karşı mobilize olurken aynı zamanda mevcut Başbakan Mustafa el-Kazımi'yi de hedef alıyorlar. Son olarak Kazımi'nin konutu saldırıya uğrarken, güvenlik kaynakları yaptığı açıklamada Bağdat'ın korunaklı yeşil bölgesinde bulunan konutun 3 SİHA ile hedef alındığı ifade etti. Konutta ağır hasar gerçekleşirken, Başbakan Kazımi yara almadan kurtuldu. Bu saldırı Haşd liderlerinin Başbakanı tehdit etmesinin hemen akabinde gerçekleşirken, mevcut istikrarsızlığın daha da tırmanarak bir iç çatışmaya dönüşmesi tehlikesi iyice belirginleşmiş durumda.
Seçimler Sonrası Kaos Yaşanıyor
10 Ekim'de gerçekleşen seçimleri Mukteda el-Sadr'ın oluşturduğu koalisyon kazanırken, yine Parlamento Başkanı Muhammed Halbusi'nin Takadddum Partisinin ikinci olması, Sünni hareketlerin siyasete yeniden dönmesi kuzeyde ise KDP'nin güçlenmiş olması İran'a yakın pozisyonları ciddi anlamda rahatsız etmiş durumda. Seçimlerin ardından Irak'ta siyasi kaos ve istikrarsızlık adım adım tırmanırken, özellikle hezimete uğrayan İran destekli Şii milisler askeri güçlerini sahada kullanmaya başlamış görünüyor. Bunun son halkası Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin konutunun SİHA'larla hedef alınması oldu. Iraklı güvenlik yetkilileri ve silahlı gruplara yakın kaynaklar, Başbakan Mustafa Kazımi'nin konutuna silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile düzenlenen saldırının İran destekli silahlı bir grup tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti. İsimlerinin açıklanmaması koşuluyla uluslararası basına konuşan kaynaklar, saldırıda kullanılan SİHA ve patlayıcıların İran yapımı olduğunu söyledi.
Kazımi'ye yönelik saldırıya dünyadan büyük tepki yükseldi. Türkiye dahil birçok ülke kınama yayınlarken, BMGK'nın 15 üyesi de yaptıkları basın açıklamasında Kazımi'nin evinin silahlı insansız hava aracıyla hedef alınmasını şiddetli bir şekilde kınayarak suikast girişiminde bulunanların tutuklanması ve adalete teslim edilmesi gerektiğini açıkladı. Yapılan basın açıklamasında tüm ülkelerin Irak hükümeti ile işbirliği yapması çağrısında bulunuldu.
Irak'ta Güç Boşluğu
ABD'nin Irak'tan adım adım çekilirken oluşturduğu güç boşluğunu İran doldurmaya çalışırken, Iraklı milliyetçi yapılar başta Mukteda el Sadr'ın hareketi olmak üzere İran'ın bu yayılmacı siyasetini engelleme çabasında oldular. Seçimleri de Sadr'ın oluşturduğu koalisyonun kazanması, ayrıca Sünnilerin de yüksek oy alarak boy göstermesini İran'a yakın Haşdi Şaabi unsurları hazmedememiş görünüyor. Siyasette düştükleri bu durumu telafi edebilmek için ellerindeki silaha başvuruyorlar. Daha önce de sık sık ABD üslerini ve konvoylarını hedef alan bu unsurular, Bağdat başta olmak üzere birçok noktada konuşlanarak Kazımi ve Irak Ordusu'nu tehdit ediyorlar. Yine bazı Haşd liderlerinin doğrudan Mukteda el-Sadr'ı ve onunla hareket eden siyasi figürleri tehdit ettiği görülüyor. Ancak doğrudan Başbakana yönelik bir suikast girişiminde bulunmuş olmaları yeni bir durum ve ciddi bir tırmanışa işaret ediyor.
Irak'ta İran'ın da içinde dahil olduğu ciddi bir güç mücadelesi yaşanıyor, ülkede bir an önce yeni siyasi iktidarın şekillenmesi ve merkezi ordunun Haşda bağlı milis güçleri silahsızlandırması gerekiyor. Bölge ülkelerinin de Bağdat'ta güçlü bir devlet otoritesi ve askeri hiyerarşinin oluşabilmesi açısından Irak'a destek vermeleri gerekir. Aksi takdirde çatışmaların daha da tırmanarak bir iç savaşa dönüşmesi, ne yazık ki çok olası görünüyor.