Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BİLGEHAN ÖZTÜRK

Libya’da Zorlu Seçim: Tekale mi, Mişri mi?

Libya'nın iki parçalı yasama yapısının birini oluşturan Yüksek Devlet Konseyi (YDK), her yıl ağustos ayının ilk haftasında, başkan adaylarının üyelerinin arasından çıktığı bir başkanlık seçimi icra etmektedir. Geçtiğimiz salı günü (6 Ağustos 2024) düzenlenen seçimde mevcut YDK Başkanı Muhammed Tekale, bir önceki Başkan Halid Mişri ve üye Adil Kermus birinci tur seçimler için yarıştı, mevcut Başkan Tekale 139 oyun 67'sini, bir önceki başkan Mişri 54'ünü alarak ikinci tura kalmayı başardılar. İkinci ve YDK başkanını belirleyecek nihai turda ise eski Başkan Mişri, mevcut Başkan Tekale'yi bir oy (69-68) farkla geride bıraktı. Ancak hatalı kullanılan bir oy pusulası, iki aday ve destekçileri arasında bir anlaşmazlığa sebep oldu ve seçim sonucu bir karara bağlanamadı.

Hatalı olan oy pusulasının ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğine dair taraflar, birbirlerinin aksi yönde argüman ve çözüm mekanizmaları önerdiler. Eski Başkan Mişri, hatalı oy pusulasının YDK'nin kendi iç hukuk komitesi tarafından değerlendirilmesi gerektiğini öne sürerken mevcut Başkan Tekale de bu şartlar altında seçim sonucunun Libya Yüksek Mahkemesi tarafından karara bağlanması gerektiğini iddia etti. Elbette iki aday da kendi başkanlıklarını ve seçim zaferlerini tescil edecek yöntem ve mecraları tercih edip öne çıkardılar. Söz konusu olan Libya'nın iki yasama organından birinin başkanlığı ve onunla gelen siyasi nüfuz olduğu ve seçim yarışı da yalnızca bir oy farkla bittiği için tarafların mücadele azmi ve anlaşmazlığın dozu doğal olarak yükseldi. Ancak anlaşmazlığın hararetini sadece adayların şahsi ikbal kaygısı ve aralarındaki şahsi rekabete bağlamak doğru olmaz. Zira adayların, içinde bulundukları siyasi ittifaklar ve bu ittifakların belirgin siyasi amaçları göz önünde bulundurulduğunda seçim sonucunun Tekale ile Mişri'nin şahsi ağırlıklarının çok ötesine geçen anlamlara sahip olduğunu söylemek mümkün.

Mişri, geçtiğimiz sene YDK başkanlığını Tekale'ye karşı kaybedene kadar sekiz yıl YDK başkanlığı yapmıştı. Geçen yıl Mişri'ye YDK başkanlığını kaybettiren ana unsur, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdülhamid Dibeybe'nin YDK seçimlerinde Mişri aleyhinde ağırlığını koymasıydı. Dibeybe, Mişri'nin rakibi Tekale'nin kazanması için aktif bir çaba göstermişti. Dibeybe'nin Mişri'yi bu şekilde tasfiye etmek istemesinin arkasında, Mişri'nin uzun süre Dibeybe için ciddi bir "baş ağrısı"na dönüşmesi vardı. Mişri, YDK başkanlığının özellikle son yılında Dibeybe'yi başbakanlıktan indirmeyi ve hükümetini düşürmeyi kendisine temel bir amaç ve misyon olarak benimsemişti. Mişri bu uğurda ideolojik ve siyaseten keskin ayrılık içinde olduğu doğu bölgesi aktörleriyle bile iş birliği yaparak Dibeybe üzerinde baskı oluşturmuştu. Mişri, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Agile Salih ile yasama güçlerini birleştirerek Trablus merkezli yürütmenin, yani UBH'nin değiştirilip yerine yeni bir geçiş hükümetinin kurulması için ciddi bir gayret gösterdi. Dibeybe ile Mişri arasındaki güç mücadelesi ve karşılıklı hamleler geçen yılki YDK başkanlık seçimlerine kadar tırmanarak nihayet Mişri'nin tasfiye olmasıyla sonuçlanmıştı.

Dolayısıyla YDK başkanlık seçiminin sonucu, başkanın kim olacağının ötesinde Batı bölgesinde yeniden bir güç mücadelesinin başlayıp başlamayacağı; UBH ve Dibeybe'nin görevde kalıp kalamayacağı gibi çok daha büyük soruları ve potansiyel belirsizlik kaynaklarını da bünyesinde barındırıyor. Elbette Dibeybe ile Mişri arasında bir mutabakat veya orta yol bulunması mümkün, ancak Mişri'nin Dibeybe'nin Tekale'ye olan güçlü desteğine rağmen YDK başkanlığını yeniden kazanması durumunda Dibeybe ile güç mücadelesini kaldığı yerden devam ettirmesi, çok daha bilenmiş ve kararlı bir şekilde Dibeybe'yi tasfiye hedefine kilitlenmesi çok daha güçlü bir ihtimal.

Peki geçen yıl Mişri karşısında Tekale'yi seçen YDK mensupları bu sene tercihlerini neden değiştirdi? Dibeybe'nin Mişri karşısında Tekale'ye olan desteği bu seçimde de devam etmiş, dolayısıyla geçen yılki seçim sonucunu mümkün kılan önemli bir unsur sabit kalmıştır. Ancak geçen yılki seçim sonucunda Dibeybe'nin aleyhteki desteği kadar YDK mensupları nezdinde Mişri'nin tutmuş olduğu yol ve izlediği siyasetin tasvip edilmemesi de etkili oldu. Bu defa ise YDK mensupları Tekale'nin başkanlık/liderlik performansı üzerinden bir tercihte bulundular. Bir taraftan, geçen yılki seçimde Tekale'nin desteklenmesi karşısında Dibeybe'nin YDK mensuplarına verdiği birtakım vaatler söz konusuydu ve bunların yerine getirilmediği, mezkûr YDK mensuplarının küstürüldüğü anlaşılıyor. Diğer taraftan ise Tekale'nin kendinden menkul bir "ağırlığı" ve "aktörlüğü" bulunmayan, Dibeybe'nin "emanetçisi" konumundaki bir başkan olmasının YDK mensupları tarafından menfi değerlendirildiği anlaşılıyor. YDK mensupları, nispeten daha düşük profilli bir başkan döneminde kendilerinin de itibar ve statü açısından irtifa kaybettiklerini, buna ilaveten YDK'nin tüzel kişiliğinin de müstakilliğini kaybederek UBH'nin "payandası" konumuna geldiğini düşünerek bir tepki gösterdiler. YDK mensuplarının tercihi, bundan sonra Libya siyasi sahnesinin alacağı şekli, Batı bölgesinin istikrarını ve Libya'ya müdahil bölgesel aktörlerin birbirlerine karşı nispi konumlarını belirleyici bir rol oynayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA