Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEHMET BABACAN

G-20 dünyasında değişen ne?

G-20, bir forum şeklinde kurulduğu 1999'dan bu yana hiç bugünkü kadar tartışılmamıştı. Dünya nüfusunun %85'i, ekonomik büyüklüğünün yaklaşık %65'ini ve küresel ticaretin %80'ini temsil eden grup, 1997 Asya krizini müteakip gelişmekte olan ülke piyasalarında yaşanan sıkıntıların ortaya çıkardığı geniş tabanlı bir koordinasyon ihtiyacına binaen kuruldu. G-7 ülkelerine ilave olarak periferinin hemen ilk halkasında yer alan ülkeleri de dâhil eden grubun toplantılarına IMF, Dünya Bankası, AB gibi uluslararası kuruluşlar da dâhil olunca bir başka boyut kazandı.
Gelinen noktada, dünyanın eskisi gibi olmadığını hemen herkes kabul etse de, cari sistemin değişip değişmeyeceğine ve G-20'nin rolüne dair neredeyse hiçbir ipucu mevcut değil. Bir yaklaşıma göre, G-20 eğer Washington Konsensüsün öngördüğü dört aşamalı eylem planını; yani krizlere karşı tedbir için mali ve finansal mekanizmaları, birincil reformlar olarak işgücü piyasasında liberalizasyonu ve ticaret alanında reformları, ikincil olarak kurumsal reformları ve nihayet gelir dağılımı ve sosyal uygulamalar konusunu ele aldığı bir reform gündemini hayata geçirebilirse bütün bir küreselleşme süreci için bir mihenk taşı olabilir. Neo-liberal pencereden akseden bu temennilerin ne kadarının gerçekleştiği ise koca bir soru işareti!
Asıl işi küre ölçeğinde finansal hareketlerin takip ve yönlendirilmesi ve mali istikrarı sağlamak olan grubun, bugünlerde daha çok krizin etkilerini kontrol altında tutmak ve aşılması için gerekli adımları belirlemek üzerinde yoğunlaşması tıpkı kuruluş sürecinde olduğu gibi yine bir krizin sonrasına tekabül ediyor. Grubun çalışmalarına ortak olan ülke maliye bakanlıkları ve merkez bankaları ise sürecin ayrılmaz parçaları halindeler. G-20 içinde kriz sonrası tartışmanın ana eksenini oluşturan Atlantik yakası ekonomilerinin gidişatına ilişkin ayrılıklar gerek teknik gerek siyasi düzeyde tam bir koordinasyonu zorlaştırıyor. Örneğin, 2009'da ABD'nin yapmış olduğu kurtarma hamlelerinin ardından yöneltilen sosyalizm eleştirilerine inat, kurtarma paketleri halen gündemin en ön sırasındaki yerini de koruyor. Mali destek paketleri ve kemer sıkma politikaları arasında kalan Avrupa'da ise tartışma daha esaslı biçimde Avro bölgesinin ve AB'nin geleceğine ilişkin kaygılarla yönlendiriliyor. Özetle, bugün ABD'de ve Avrupa'da sürecin nasıl yönetileceğine ilişkin yaşanan ayrışma ile krizin gelişmekte olan ülke piyasalarına olan farklı etkileri, aslında G-20'nin içinde bulunduğu karmaşık hali de ifade ediyor.

Küresel finans düzeni olur mu?

Bir yandan küresel ekonominin ağırlık merkezi Çin başta olmak üzere Doğu'ya kayarken; diğer yandan ABD ve Avrupa ekonomilerinin zayıf performansı sürdürülebilirlik sorununu ortaya çıkarıyor. Meksika'nın Los Cabos şehrinde yapılan G-20 toplantısında ortaya konan Büyüme ve İstihdam Eylem Planı küresel ekonominin canlandırılmasına dair genel ifadelerin ötesine geçemedi.
Ülkelerin, özellikle de G-20'nin (19 ülke+AB) krizle mücadele performansını şu ana dek koordine edebildiği ve üzerinde mutabakat sağladığı yegâne alan ise kriz sonrası ortaya konan mali destek paketleri oldu. Bununla beraber, ABD ve Çin hariç hemen hiçbir güçlü üye yeterli desteği sağlayacak paketleri açıklamayı başaramadı. G-7'nin küresel ölçekte azalan rolüne karşılık G-20'nin henüz tam bir gerçek güce dönüşmeyişi dünya ekonomisinin geleceğine dair belirsizlikleri artırıyor. Dünya gerçeklerinin G-20'yi kaçınılmaz kıldığını ve sağlıktan çevreye, güvenlikten ticarete kadar pek çok alanda böylesi bir işbirliğine ihtiyacın şiddetlendiğini ifade edilse de grubun şimdiye dek ortaya koyduğu performans aslında bir gölge oyunundan farksız. Değişen ekonomik ve politik dengeler küresel "müesses nizam"ı zorladığı halde büyük güçler halen paylaşmaya hazır değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA