Paris Saint Germain-Borussia Dortmund maçını hatırlıyor musun? Aslında saçma bir soru öyle değil mi? Bir ay önce oynanan maçı nasıl unutur ki insan ama sanırım sen de benim gibi düşünüyorsun. Bu hayatımızın en uzun ayıydı, ben yıl geçmiş gibi hissediyorum mesela. PSG'nin Almanya'da 2-1 kaybettiği maç seyircili oynanmıştı, baktım takvime 18 Şubat'mış. Avrupa'da hiçbir haber bülteninin ilk haberi koranvirüs değildi o günlerde oysa ki virüs ocak başından beri varmış kıtada, Milano'dan Aurelio ile ben de konuştum, o da ısrarcı, İtalya'da ilk hastanın 21 Şubat'ta belirlenmiş olması onlarda da bizde de büyük bir ihmal zincirinin sadece bir halkası. 11 Mart'ta Paris Saint Germain taraftarı maçın seyircisiz oynanacağını öğrendiğinde bunun haksızlık olduğunu söyleyip isyan etmişti, Almanlar seyircili oynamış, biz neden takımımıza destek veremiyoruz deyip Parc de Princes Stadı'nın çevresinde toplanmışlardı.
Turu geçtik ve futbolcular o taraftarlarla kolkola zaferi kutladılar. Bugün dönüp geriye baktığımda acı acı gülümsüyorum, nasıl büyük bir delilikmiş...
***
O hafta sonu maçlar ertelendi de ne oldu, Paris sokakları yine doluydu, daha karantina kararı alınmamıştı, İtalyanların başına gelenleri haberlerden izliyor, korkuyor ama hayatımıza devam ediyorduk. Liberation'un 16 Mart Pazartesi günü birinci sayfasına attığı manşet aslında tetiği çekti. Paris'te güzel hafta sonunda meydanları parkları dolduranların fotoğraflarını çekmişler ve bilinçsizlik devleti manşetini atmışlardı.
O günün akşamında Macron resmen Fransa halkını fırçaladı canlı yayında, düşman orada ve göremiyorsunuz diyerek savaş hali ilan etti.
İtalyan ve İspanyollar gibi biz de futbolun haziran ayında döneceği haberlerini okuyoruz gazetelerde ama bana inandırıcı gelmiyor. Wimbledon yönetimi turnuvanın bu sezon oynanmayacağını açıklamıştı, bizimkiler Paris'teki Rolland Garros'u ekim ayına aldılar, sanırım sezonun tek büyük Grand Slam'i bu olacak.
Bizde Paris Saint Germain yıllardır sezonun birinci haftasında şampiyon olduğundan asıl kavga kimin Avrupa kupalarına gelecek sezon gideceği yönünde çıktı. O. Lyon Başkanı Aulas'ı bilirsin, işi iyi bilir, yaşlı kurttur ama önerdikleriyle nasıl bir fırsatçı olduğunu bir kez daha gösterdi. Ona göre sezonu iptal etmeliymişiz ve geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ne giden takımlar gelecek sezon da gitmeliymiş. Yani PSG, Lille ve kendi takımı O. Lyon.. Bu sezon ligde kabus yaşadıklarından ve gelecek sezon ilk üç arasında olmayacaklarını bildiğinden böyle konuşuyor Aulas, zaten onu çok ciddiye alan da olmadı...
Ben de seninle aynı fikirdeyim, mektubunda yazdığın gibi liglerin kalanının ağustos ayında oynanması en doğrusu olacak. İki aydır evlerinde olan futbolcuların haziran ayında oynanır diyenlere söyleyecek iki çift lafı olmalı öyle değil mi? Kolaysa çıkın siz oynayın mesela. Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi bir ay gecikmeli başlayabilir ama benim aklıma gelen ilk problem her ülke acaba birbirlerine uçuş izni verecek mi? Roma, Madrid, Barselona, Londra gibi biz de bu yaz Paris'te turist göremeyeceğiz ama sonbaharda hayat normale döner diye düşünüyorum. Lakin kim ne zaman Mona Lisa'yı görmek için uçağa atlar ve Paris'e gelir, bunu hesap edemiyorum..
***
Şimdi merak edip İstanbul'un hava durumuna baktım, o çok sevdiğim özlediğim şehrin... Ne güzel bahar gelmiş şehrine, burada da güneş açtı ama sevdiklerimizle sokakta yürümedikçe, yorgun düşüp oturup bir kahve içmedikçe o güneş benim içimde açmıyor. Biliyorum bu zor günler geçecek, sokaklar, tribünler yine dolacak, başka insanlar olacak mıyız, başka bir dünyaya uyanacak mıyız, sosyal mesafe denilen uymamız gereken ama bir taraftan da içimi acıtan gerçek hayatımızdan çıkacak, ben yine İstanbul'a gelip derbi izleyeceğim ve Moda'da (hiç unutmadığım ne güzel semt ismidir) denize dalıp sade kahvemi içeceğim. Paris'ten sevgiler, Paul...