Üç yıl önce nisan ayında bu köşede yeni stadyumların hikayesini anlatırken söz şurada kalmıştı: "Onca hazırlığımıza ve hak etmemize rağmen EURO 2016'nın ev sahipliğini elimizden Platini ve ülkesi Fransa'nın lobisi almıştı." Geride kalan 36 ayda 18 yeni stadyum projesi ve 510 bin seyirci kapasitesi sözü tutuldu. Bugün 'Anadolu'da eski stadyum kalmayacak' projesinde artık sona yaklaşıyoruz. Biz bunu yaparken 2016- 2019 arasının Avrupa için bir X raporunu almanın vaktidir. En sıcak gelişmeyle başlayalım. Tottenham'ın açılışı yılan hikayesine dönen yeni stadyumu en sonunda geçen hafta taraftarlarla buluştu. Bir sponsor ismini verene kadar taraftar ve medyanın gözünde ismi Yeni White Hart Lane olan 62 bin kapasiteli stadyum, İngiltere Premier Lig'in en büyük stadyumu oldu. Şehrin öte tarafında Chelsea'da proje rafa kalktı. Yeni sezon stadında loca satın almayan Rus patron Abramoviç'in kulübü büyük ihtimalle sezon sonunda elden çıkaracağı haberleri daha büyük bir stadyum hayali kuran Chelsea taraftarını elbette hayal kırıklığına uğrattı. İki Manchester kulübünün büyük kapasiteli stadyumlarının yanında efsane stadı Anfield Road'dan vazgeçmeyen Liverpool da yıllardır maketlerle hayal kurmaya devam ediyor...
PROJE ÇOK KAZMA SESİ YOK
İspanyollar ise geride kalan üç yılda yine makete ve projeye doydu. Barcelona ve Real Madrid'in yıllık 1 milyar euro'ya yaklaşan gelirlerine rağmen yeni stadyum inşa etmek yerine bütün tarihlerini yaşadıkları Camp Nou ve Santiago Bernabeu'yu yenileme projeleri mevcut. Fakat ikisinden de hala kazma sesi gelmiyor. Üç boyutlu nefis grafikler, heyecan veren tasarımlar var ama iki İspanyol devi de ekranlara taşıdıkları projeleri 2022'den önce taraftarlarıyla buluşturamayacaklar. Geçen yıl Santiago Bernabeu'nun yenilenme projesi için kulüp üyelerinden 550 milyon euro borçlanma yetkisi alan Real Madrid Başkanı Florentino Perez geride kalan haftada medya karşısına çıktı ve sezon bittiğinde inşaatın başlayacağını müjdeledi. Barcelona'nın da dört yıllık vadede uzay üssü havası olan Camp Nou'nun yeni tasarımını bitirmesi bekliyor. Valencia'nın kaba inşaatı 10 yıl önce biten ve çürümeye mahkum edilen 61 bin 500 kapasiteli Yeni Mestalla için İspanya dışından sermaye bulduğu yine söyleniyor ama benzer haberler zaten 2011'den beri İspanyol medyasının manşetlerinden düşmüyor. Geride kalan 36 ayda gecikmeli de olsa İspanya'da yeni stadına kavuşan kulüp Atletico Madrid. Şehrin kalbindeki Vicente Calderon da yıkım için dozerleri bekliyor.
ROY KEANE'E SELAMLAR
Juventus'un 41 bin kapasiteli yeni stadının ardından Udinese'nin yeni evi 25 bin kapasiteli Friuli dışında yeni bir stadyumla tanışamayan İtalyanlar, Milano ve Roma kulüplerinin yeni projelerini dinlemekten usandı. San Siro yerine yeni bir stadyum yapmayı planlayan Milan ya da Roma Olimpiyat Stadı'ndan ayrılıp daha ufak ama kendine ait bir stada geçmeyi planlayan AS Roma'nın hayalleri her seferinde ülke ekonomisinin gerçekleri ve yabancı patronların işi ağırdan almasıyla çarpışıyor... Avrupa'da yakın geçmişte artık hiçbir kulüp 65 bin kapasitenin üzerine çıkmıyor, çıkamıyor. UEFA'nın getirdiği güvenlik kriterleri gereği uzun yıllar önce teras olarak adlandırılan kale arkası tribünlerde ayakta maç izlemenin yasaklanması, yüksek gelir elde etmek için stadyumu tam tur dönen locaların bir kattan iki kata çıkartılması stadyum kapasitelerini sınırlıyor. Artık kimse rakip sahanın yarısının görünmediği bir koltukta maç izlemek istemediğinden mimarlar, tribünleri sahaya yakın tutmak ve stadyumlarda maksimum izlenebirlik için kafa patlatıyor. Pide, sosisli ile ayran günleri de, gişe önünde sabahlamalar, tribün kapmalar da geride kaldı. İlk yarısı golsüz biten bir maçın devre arasında "Bu maçı alacağız" hayaline artık sushi eşlik ediyor... "Karidesli sandviçini ısırıp bizi ıslıklıyorlar" diyerek yıllar önce taraftarını eleştiren M. United'ın eski kaptanı Roy Keane'e de, size de iyi pazarlar...