Bir jenerasyonu anlatmak için en güzel karelerden biriydi. 2002 Dünya Kupası'nda Ekvadorlu hakem Byron Moreno'nun etrafında çileden çıkmış İtalyan futbolcular. Kimler yoktu ki! Maldini, Panucci, Buffon, Tommasi, Del Piero, Totti ve Christian Vieri. Yıllar sonra ABD'de uyuşturucu kaçakçılığından hapis yatacak Moreno, Güney Kore lehine verdiği kararlarla İtalyanlar'ın sabrını taşırmış, yıldızlar karması üzerine hücum etmişti. O maç, bizim üçüncü bitirdiğimiz Dünya Kupası'nda İtalyanlar'ın son maçı oldu. Almanya, dört yıl sonra 2006'da ev sahibi olduğu Dünya Kupası'nda sambacılarla birlikte final için en büyük adaydı. İtalyanlar'ın kalesinde elbette yine Buffon vardı. Defans dörtlüsüne ise herkes gıptayla bakıyordu. Zambrotta sağ bekte, stoperler Cannavaro ve Materazzi ve sol bekte Grosso. Önlerinde Gattuso ve Pirlo, yetmedi ileride Totti ve Toni, kanatlarda da Camoranesi ve Perrrotta.
TURNUVALARIN GİZLİ FAVORİSİ
O favori Almanlar, Lippi yönetiminde İtalyanlar'ın defansı karşısında diz çöktü. Yarı finalde 120 dakikada bir gol bile atamadılar 'mavilerin' kalesine. Güzel oyun futbol inci gibi işler kendi tarihini. Berlin'deki finalden kalan hatıra Zidane'nın Materrazzi'ye attığı kafadır ama çok az insan penaltılara giden maçın 120 dakikasında gollerin bu oyunculardan geldiğini hatırlar. Juventuslu Trezeguet'nin Juventuslu Buffon'un koruduğu kaleye atamadığı penaltı, Grosso'nun kupayı getiren o plasesi... 80'ler ve 90'lara damga vuran Serie A bugün dünyanın en büyük yıldızları için vitrin bir lig olmayabilir ama İtalyanlar'ın stadyumlarından sokaklarına kadar işlemiş futbol kültürü, jenerasyonlar değişse de onları büyük turnuvalarda mecburi gizli favori kılıyor. Komşuları Fransa'nın düzenlediği turnuvaya da birçok futbolseverin dudak büktüğü kadrolarıyla geldiler. İki Avrupa Şampiyonası bir Dünya Kupası kazanmış İspanya, son Dünya Kupası'nın sahibi Almanya, yakaladığı iyi jenerasyonları pişiren Fransa ve Belçika varken kim bakardı ki İtalyanlar'ın yüzüne. Üstelik Veratti ve Marchisio gibi orta sahada iki etkili ismi sakatlık yüzünden Fransa'ya getirememiş, pasaport verdikleri Brezilyalı Motta ve Eder'e milli formayı teslim etmişlerdi.
İTALYANLARIN BBC'Sİ
Dört yıl önce 1 Temmuz akşamı Prandelli yönetiminde finalde İspanyollar karşısına çıktıkları defansta kalede yine Buffon onun önünde Barzagli, Bonucci ve Chiellini vardı. Juventus'u çalıştırdığı dönemde vazgeçmediği bu isimlere üçlü savunma oynatan Antonio Conte, milli takımda da ezberini bozmadı. İtalyan savunmasında oynayanların yaşlarının önemi yoktu. Tek gerçek bu adamların mesleklerine olan saygılarından dolayı 365 gün fit olmaları ve verilen taktiği yerine getirmeleriydi. Bu oyunda her zaman rakibinizi forvetinizle imha edemezsiniz, bazen savunma için dizdiğiniz askerler size 90 dakikanın sonunda zaferi getirirler. BBC kısaltmasıyla anılan Real Madrid'in forvet üçlüsü Bale, Benzama, Cristiano (Ronaldo) bu sezon Şampiyonlar Ligi'ni kazanırken, Juventus'un savunma üçlüsünün de bir BBC olduğunu (Bonucci-Barzagli-Chiellini) unutmayalım. Kaleci Buffon da dahil yaşlanmayan bu dört adama en büyük hezimeti dört yıl önce finalde İspanyollar yaşatmış ve kupayı alırken, efsane defans hattı dört gole engel olamamıştı. Euro 2016, ikili mücadelelerde yıkılmayan, çok koşan, yılmayan ve vazgeçmeyen Atletico Madrid'i yaratan Diego Simeone'nin birçok milli takıma ilham kaynağı olduğu bir turnuva. İtalyanlar da Belçika'yı işte bu felsefeyle yıktılar. Önce durdur, sonra vur... İtalya kupayı kazanmayabilir, en iyi golcü, en iyi orta saha onlarda olmayabilir, "30 yaşındaki Alman Neuer, 38'lik Buffon'dan daha iyi kaleci" diyenler de çıkabilir, "Pique ve Sergio Ramos tandeminden daha iyisi yok" diyenler de haklı çıkabilir ama hiçbir şey Buffon+BBC'nin dünyanın en zor açılan kilidi olduğu gerçeğini değiştiremez.