Sosyal medyada kestirme yoldan ünlü olma, takipçi sayısını arttırma ve hızlı etkileşim alma çılgınlığı tıp çevrelerine de sıçradı. Ezber bozan açıklamalar, hastalıklara hiç duyulmamış tedavi yöntemleri önerenler, uzmanlık alanı olmadığı halde insan sağlığı konusunda her soruya cevap veren fenomen doktorlar sosyal medyada hızla yayılıyor. Peki sosyal medyada şifa arama hatasına düşen TİKTOK fenomeni doktorların elinden kim kurtaracak? Bu konuda yasal bir düzenlemeye ihtiyaç var mı?
Son yıllarda sosyal özelikle medyada sık sık insan sağlığı konusunda şaşırtan ve ezber bozan açıklamalara rastlıyoruz. Digjital ortamda kendisine şifa arayan milyonlarca insan, sosyal mecralarda birbiri ile taban tabana zıt paylaşımları arasından gerçeği bulmaya çalışıyor.
Bir ayda 30 kilo verdiren diyetler… Kestirme yoldan kansere şifa bulduğunu açıklayanlar… 20 yaş gençleştireceğini iddia edenler… Aşıyı savunanlar, aşıları şeytanlaştıranlar… Her hastalığa mutlaka hiç duyulmamış bir tedavi yöntemi önerenler… Tıp bilimini ve ilaçları tamamen çöpe atılmasını tavsiye edenler… Sürekli fikir değiştiren doktorlar… Bu liste böyle uzayıp gider.
'10 yıl daha sabredin ölümsüzlüğa çare bulunacak' diyenlere bile rastlamanız mümkün…
Bazılarının ise zihin dünyaları tamamen komplo teorileri ile dolu. Bilimsel gerçekler ile bilim dışı yanlışlar öyle profesyonel şekilde harmanlanıyor ki işin içinden çıkmak imkansız hale geliyor.
Kendilerine uzatılan her mikrofona, sorulan her soruya uzmanlık alanı olup olmadığına bakmaksızın mutlaka cevap veriyorlar.
Sağlık alanında ne kadar aykırı şeyler söylerseniz takipçi sayınız da o oranda yükseliyor. Peki sosyal medyadan sağlık sorunlarına çözüm arayanlar bu kadar bilgi kirliliği arasında gerçeği nasıl bulacak?
SOSYAL MEDYADA ETKİLEŞİM ALMA ŞEHVETİ
Sosyal medya, kaynağı olmayan bilginin hiç sorgulanmadan çok hızlı yayıldığı, yalan haberin çok fazla müşterisinin olduğu bir mecra.
Milyonlarca içerik arasında bir yarış içerisindesiniz. İçerik üretenlerin tek bir derdi var: Etkileşimi arttırmak. Etkileşimi arttırma yöntemlerinin başında 'ilgi çekici içerikler oluşturmak' geliyor. Yani etkileşim almanın en kestirme yolu biraz 'saçmalamak.'
Bu ilgi çekici içerikler büyük oranda yanıltıcı ve abartılı başlıklardan oluşuyor. Çoğu zaman kullanıcıyı ne kadar gerçekten uzaklaştırırsanız o kadar etkileşim alıyorsunuz. Kısa vadede başarı getiren bu etkileşim alma yöntemi aslında sürdürülebilir değil.
Bazı doktorlar, belki de PR şirketlerinin de yanlış yönlendirmesiyle işte bu etkileşim alma tuzağına düşüyor. Bir magazin haberinde abartılı bir başlıkla etkileşim almak elbette çok yanlış. Ama insan sağlığı konusunda yanıltıcı bir içerik oluşturarak etkileşim almaya çalışmanın sonuçları çok ağır olabiliyor
Cüneyt Turan
Doktorlar elbette sosyal medya kullanmalı. Artık özel hastaneler de iş başvurularında sosyal medya kullanımı şartı arıyor. Kamuda çalışmıyorsanız sosyal medya dışında kendinizi tanıtma şansınız yok. Ama sosyal medya hesaplarını dijital ajanslara devrederken çok dikkatli olunmasında fayda var. Ajans desteği ile sosyal medya hesaplarını büyütme, etkileşimi arttırma ve Google'da üst sıralara çıkmak elbette mümkün. Ancak bunları birileri çok kısa sürede yapılabileceğini söylüyorsa doktorlar için hatalar zinciri de işte burada başlıyor
DOKTOR OLMAYAN İNSAN SAĞLIĞI UZMANLARI!
Sosyal medyada insan sağlığı ile oynayanlar sadece bazı doktorlarla sınırlı olsa mücadele etmek kolay. Yasal düzenleme ile bunun önüne geçebilirsiniz. Bir de hiçbir tıp eğitimi almadığı halde insan sağlığı konusunda hazırladıkları içeriklerle toplumu yönlendiren sosyal medya hesapları var.
Psikolog ve psikiyatristlik ise en fazla suistimal edilen alanların başına geliyor. Sosyal medyada hızla yayılan sahte psikologlar birçok insanın hayatını kabusa çeviriyor, hatta intihara bile sürükleyebiliyor. Bu alandaki sahte uzmanlar o kadar arttı ki geçtiğimiz yıl Ankara'da "Sahte Psikolog İstemiyoruz" eylemi bile yapıldı.
Çekiçle bel fıtığı tedavisi yapanlar, ruhsal sorunları cin çıkarma yöntemi ile tedavi edenler ve en ağır hastalıklara bitkilerle çözüm bulanların hazırladığı videolar sosyal medyada en çok izlenenler arasında.
Ayrıca çok detaylı sağlık tavsiyeleri veren, ağır gıda takviyeleri öneren, beslenme ve vitamin tavsiyelerinde bulunan TİKTOK'taki bazı fitnes eğitmenlerini de unutmamak gerekir
Ya da karaciğer yağlanmasından kalp damar hastalıklarına kadar sayısız konuda içerik üreten bazı diyetisyenlerini...
Bir de influencer meselesi var. Instagram'da bir estetik kliniğinde operasyon yaptıran oldukça gösterişle fenomen kadınların videoları önünüze düşmüştür. Oldukça inandırıcı ve bilimsel konuşuyorlar ama bu insanlar bir tıp doktoru ya da sağlık alanında uzman değil. Ücretli olarak sağlık alanında bir tanıtım işi yapıyor. Ondan etkilenerek bıçak altın yatan birçok kadının hayatı, aldığı olumsuz sonuçlarla kararabiliyor.
FENOMEN DOKTOR FURYASI
Son yıllarda havalı fotoğraflar, dekolte kıyafetlerle sponsorluk alıp büyük paralar kazanan sosyal medya fenomenlerinin yaygınlaştığını görüyoruz. Bu moda şimdi doktorlar arasında da yaygınlaştı. Netflix'teki hastane dizilerinden fırlamış gibi bir imajla ortaya çıkan doktorlar artık sosyal medyada çok popüler.
Takipçilerin dikkatini çekip hızlı yoldan başarılı olma hırsı, insanları bu noktalara getirebiliyor.
O kadar çok fotoğraf paylaşıyorlar ki sağlık önerileri geri planda kalıyor. Erkekler biscolata reklamından çıkmış gibi. Kadınlar ise abartılı bakımlı ve çekici fotoğraflar oldukça beğeni topluyor.
Adına fan hesapları açılan doktorlar bile var. Bu hesaplar o kadar etkili ki, hiçbir hastalığı olmadığı halde sadece tanışmak için muayene randevusu alanları görmek mümkün.
Haksızlık etmeyelim, bu doktorlar sosyal medya fenomeni olmak için 6 sene tıp okumuyor. Belki de zamanın ruhu, sosyal medyanın büyüsü, insanların dikkatini çekmek ve hızlı yoldan başarılı olma hırsı insanları bu noktalara getirebiliyor.
İBRETLİK ÖRNEK: SOSYAL MEDYANIN BÜYÜTTÜĞÜ SAHTE BEYİN CERRAHI
Aslında sayısız örnek var ama yargı süreci tamamlandığı için sadece sahte beyin cerrahı Cüneyt Turan vak'asını hatırlatmak istiyorum. Şahıs, sosyal medyada adını duyuruyor. Kendisini "Beyin ve Omurilik Cerrahı Prof. Dr. Cüneyt Turan" tanıtıyor. Videoları yüzbinler izleniyor. Kimse de doktorluğunu sorgulamıyor. Sonra kanal kanal gezerek insan beyni konusunda sağlık tavsiyelerinde bulunuyor. Yüzlerce izleyici sorusuna canlı yayında cevap veriyor. Ünü hızla yayılıyor. Seminerler ve konferanslar veriyor. Birçok hastanede beyin cerrahı olarak çalışıyor. İnsanları muayene ediyor ve beyin ameliyatlarına giriyor. "Beyin Pili" icat ettiğini söyleyerek işadamlarından para topluyor. 2020 yılında bir doktorun dikkati sayesinde yakayı ele veriyor. Mahkeme sosyal medya fenomeni sahte beyin cerrahına acımıyor. 14 yıl hapis ve 63 milyon lira para cezasına çarptırılıyor.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Sosyal medyadan hepimiz sağlık tavsiyeleri alıyoruz. Yapay zekada başdöndürücü gelişmeler bunu belki de kaçınılmaz hale getirecek. Ben de dijitalde çok fazla doktor tavsiyesine maruz kalanlardanım. Ama bir doktora gitmem gerekirse mutlaka sosyal medyasına bakıyorum. Sıradışı açıklamalar yapan sosyal medya fenomeni doktorlardan mümkün olduğu kadar uzak duruyorum. Takipçi kasmaktan hastalarına gerçekten vakit ayıracağını düşünmüyorum.
***
DİJİTAL ORTAMDAKİ KONTROLSÜZLÜK HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek
Tıp eğitimi 6 yıl süren en zorlu eğitim süreçlerinden biridir. Preklinik ve klinik eğitim, temel tıp eğitimi, analitik düşünme, sentez yapma yeteneği, tıbbi literatür takip etme bu süreç içerisinde belli bir sırayla verilir. Tıp öğrencileri altı yılın sonunda ancak bir hastalık ve sağlık konusunda görüş belirtecek düzeye gelir.
Sağlık konusu çok ilgi çeken bir konudur. Halkımızın bu kadar ilgi gösterdiği bir alanda konunun uzmanı olmayan kişilerin herhangi bir sorumluluk almadan tavsiyelerde bulunması, sağlık ile ilgili halkı yönlendirmesi son derece sakıncalıdır. Bugün bilgi kaynağı olarak kullanılan internetteki bilgilerin kontrol dışı olması, hatalı olması, bilimsel süzgeçten geçmemiş olması, bu konuda eğitimli olmayan kişilerce konunun yanlış yöne doğru gitmesine hatta kişilerin sağlığını kaybetmesine neden olabilmektedir. Her bilginin, düşüncenin internette kontrolsüz yer alması, bu bilgilerin konunun uzmanı olmayan kişilerce süzgeçten süzülmeden uygulamaya konulması artık toplum sağlığını tehdit eder hale gelmiştir.
Aile hekimlerinin bu konuda daha etkin hale getirilmesi, sağlıkta bilgi takip sisteminin uygulanması, halkı yanlış yönlendiren ehil olmayan kişilere cezai yaptırım uygulanması ve sağlık okuryazarlığının arttırılması ile bu sorun çözüme kavuşturulabilir.
***
İNSAN SAĞLIĞI İÇİN SOSYAL MEDYADA YASAL DÜZENLEME KAÇINILMAZ
Ankara Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Cevdet Erdöl
Son yıllarda sosyal medyada tıp ve sağlık alanında yayılan bilgi kirliliği, toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Özellikle alanında uzman olmayan kişilerin tıbbi konularda görüş beyan etmeleri ve fitness eğitmenleri, diyetisyenler gibi farklı meslek gruplarının birbirinden zıt açıklamalar yapmaları, güvenilir bilgiye ulaşmayı zorlaştırmaktadır. Sağlık konusunda etkileşim almak amacıyla yayılan uçuk videolar ve yanlış bilgiler, bireylerin yanlış yönlendirilmesine ve potansiyel sağlık risklerine yol açmaktadır.
Bu sorunun çözümü için sosyal medyada sağlık bilgilerinin yayılmasını düzenleyen yasal önlemler alınması gerekmektedir. İlk olarak, sağlık bilgisi paylaşan kişilerin bu konuda yetkin olduklarını kanıtlamaları ve belirli bir sertifikasyon sürecinden geçmeleri sağlanmalıdır. İkinci olarak, yanıltıcı ve yanlış bilgi yayan hesaplar için ağır yaptırımlar uygulanmalı ve bu tür içerikler hızlı bir şekilde kaldırılmalıdır. Ayrıca, sosyal medya platformları, sağlık konularında doğru bilgilendirme yapmak için güvenilir kaynaklarla işbirliği yapmalı ve kullanıcıları bu kaynaklara yönlendirmelidir.
Dünyada bu konuda çeşitli önlemler alınmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Örneğin, Avustralya'da yanlış sağlık bilgilerini yaymanın ciddi cezalarla sonuçlanabileceğini belirtmekte ve sağlık bilgisi paylaşan kişilerin yetkinliklerini kanıtlamalarını zorunlu kılmaktadır. ABD'de, sosyal medyada yanlış sağlık bilgilerini yaymayı önlemek için sıkı düzenlemeler uygulamakta ve yanıltıcı sağlık iddialarında bulunan influencer'lar ve markalar hakkında yasal işlem yapmaktadır.
Avrupa Birliği, Dijital Hizmetler Yasası kapsamında sosyal medya platformlarına çeşitli yükümlülükler getirmiştir. Türkiye de benzer yasal düzenlemeler yaparak, toplum sağlığını korumak adına adımlar atabilir.