Bu yazıyı okurken, beni takip etmenize gerek yok. Üstelik kanalım aktif olmadığı için abone de olmayabilirsiniz. Ancak sosyal medya fenomenleri özellikle 18 yaşından küçük takipçilerini zombiye dönüştürürken harika yöntemler kullanıyor. Üstelik pek çok sosyal medya hesabının 13 yaşından önce kullanılması yasak olsa da Türkiye'de yasağa uyma oranı oldukça düşük. Düşünün sadece sosyal medya hesaplaırnın kullanım yaşına YouTube, TikTok, Instagram ve Facebook neslinin mahremiyet duygusu farklı. Sürekli ekrandan gözünü alamama hastalığına karşı ticari kurumların önlem almasını beklemek saflık olur. Çocukları takip ederek ailenin ne zaman tatile çıktığını, hangi saatlerde evde olmadığını kötü niyetli birileri takip edebilir.
Çocuğunuzun sosyal medya hesaplarında zorbalık yaptığını ya da zorbalığa maruz kaldığını biliyor musunuz? Bu konularda sadece aileler önlem alamıyor.
ACİL AVRUPA BİRLİĞİ UYUMU
Bu konuda Avrupa Birliği aktif önlemler alıyor. Türkiye aktif önlem alma konusunda çerezler dışında etkin önlem almıyor. Regülasyon kurumlarının tümü bu konuda aktif önlem almakta gecikiyor. Yapay zeka uygulamaları hayatımızı sardıktan sonra sosyal medya uygulamalarının bağımlığının dozu daha çok artacak. Sonuçta Instagram, TikTok, YouTube, Facebook gibi saniyelerle dikkatleri üzerine toplayan gelir elde eden kurumların Türkiye'yi Avrupa Birliği regülasyonunun parçası olarak görmesi gerekiyor. Bugün Tik Tok kamu politikaları konusunda Ortadoğu ve Asya ekseninde Türkiye'yi değerlendiriyor. Oysa Türkiye'nin ticareti, regülasyonu, kuralları ile Avrupa Birliği ile birlikte düşünülmesi şart. Eğer çocuklar konusunda önlem almakta gecikmek istemiyorsak eğitimde köklü adımlar atacaksak geç kalmamak şart. Regülasyonun teknoloji devlerini nasıl hizaya getirdiğine küçük örnek Apple'ın 2024 yılından itibaren iPhone 15 modellerinde USB Type C kullanmaya başlamış olması.
SANİYEDE 8.2 YENİ KULLANICI EKLENİYOR
Tüm dünyada 5 milyardan fazla insan sosyal medya kullanıcısı haline geldi. Küresel nüfusun yüzde 62.6'sı anlamına geliyor. Her yıl yüzde 5.4 büyüme oranıyla 259 milyon yeni kullanıcı sayısına ulaşıyor.
Saniyede 8.2 yeni kullanıcı oluşuyor. Pek çok ülkede daha az doğum oluyor diyebiliriz. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 84'ten fazlası sosyal medya kullanıyor. Her gün ortalama 2 saat 20 dakika sosyal medya kullanımı için harcanıyor. İşte böylesine ekrandan kafaların kalkmadığı dünyada çocukların ekrana bakmasını istemiyoruz. Sadece bunun için değil, sosyal medyada zorbalık, çocuk istismarı gibi konularda her gün daha fazla olay meydana geliyor. Bu konuda sosyal medya devleri önlem alma konusunda her zaman çok istekli değil. Bu konuda devlet değil, anne babaların ve sivil toplum örgütlerinin harekete geçmesi gerekiyor. Konu sadece siyasete bırakılmayacak kadar önemli.
DUYGULARIYLA TANIŞAN ÇOCUKLAR
Sadece mahremiyet duygusu değil, sorumluluk duygusu için de farklı deneyimlerden geliyoruz. Bu yüzden çocuğu olan ailelerin sosyal medya hesaplarını çocuğunuz yüzde 100 kendisi kontrol ediyorsa, durumu değiştirmek hiç kolay değil. Onlara mahremiyet, sorumluluk ve empati kurma konusunda sosyal yetenekleri kazandırmak zorundayız. Anne babalar rahat yemek için ellerine verdiği cihazların yarattığı kaosun farkında değil. Oğlum neden konuşmuyorsun demenin anlamı yok. Oysa hiçbir sosyal medya bu konuda yatırım yapmadığı pazarda verilerimizden kazanmaya devam ediyor. Sosyal etki yaratacak projelere destek olmuyorlar. Sosyal medya kullanıcı rakamları, birden fazla hesap nedeniyle doğrudan bireyleri yansıtmayabililiyor. Çoğu sosyal medya platformu, kullanıcılarını 13 yaş ve üzeri olarak sınırlıyor. Sosyal medya şirketleri doğrudan ticari kurum. Kar odaklı çalıştıkları için sosyal önlemler almakta gecikmeleri doğal. Onları etkin önlem almaya itmenin yolu başta regülasyon kurumları, siyasiler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının görevi. Bu yüzden sosyal medya şirketleri çocuklara ve ailelere karşı daha sorumlu, vergi konusunda iyi birer kurumsal vatandaş olmak zorunda.
PEK ÇOK AİLE ÇOCUĞU İÇİN SINIRLAMA YAPMIYOR
Aileler şikayetçi görünse de aslında durumdan sorun çıkmadıkça rahatsız olmuyor. Yemek yemesi için ekrana bakması sorun olmuyor.
Kardeşi uyurken, arkadaşlarıyla sakin yemek yerken çocukların ekran karşısında hareketsiz durması artık yeni normal oldu. Haylazlık, yaramazlık yapan çocuğa toplumun tahammülü yok.
Sosyal medyadan yaramazlık yapan aileleri taciz eden ahlaksızlar taraftar topluyor. Aslında sınırlamalar getirerek kullanım kültürü oluşturmak zor değil.
Çocuklar sözü değil, davranışı takip ediyor. Bunun için önce sizin çocuklara beraberken ekrana bakma sürenizi düzenleyerek örnek olmanız şart. Çoğu aile mobil ekran ve TV karşısında saatler geçiriyor.
Sonunda çocuk için doğru örnek olmuyor. Ayrıca çocukların farklı etkinliklerle kendini geliştirmesi için yeterli olanak yaratılmıyor.
Çocuğunuz için YouTube Çocuk aboneliğiniz var mı? Çocuğunuz karşına ne çıkarsa izliyor mu? Instagram, Facebook ve diğer hesaplarda gelen mesajları, kimlerle mesajlaştığını biliyor musunuz? Akşam belli saatten sonra dışarı çıkmasına izin vermediğiniz evladınızın kimlerle mesajlaştığını bilmemek daha büyük tehlike değil mi?
ÖNLEMLER GECİKMELİ DE OLSA GELİYOR
TikTok, ebeveynler ve gençler için aile dostu bir platform yaratmak adına geliştirdiği 'Aile Eşlemesi' özelliğini 2020 yılında kullanıma sunsa da Türkiye'de etkin kullanılması için kampanyaya şimdi başlıyor.
Ebeveynlerin kendi hesaplarını gençlerin hesaplarına bağlamalarına, çeşitli gizlilik ve güvenlik kontrollerini uygulamalarına olanak tanıyan özelliğin detaylarını, pek çok aile bilmiyordu. TikTok yetkilileri kampanya başlar başlamaz Türkiye genelinde 'Aile Eşlemesi' özelliğinin kullanımında yüzde 250'lik bir artış görüldüğünü ifade ediyor. Açıkça görülüyor ki insanlar ne kadar çok şey bilirse, o kadar çok kullanmaya hazır oluyorlar.
Aile Eşlemesi özelliğini ayarlamak (Ebeveyn ve çocuk hesaplarını bağlamak) için:
1. TikTok uygulamasında, alt taraftaki Profil sekmesine dokunun.
2. Üst bölümdeki Menü düğmesine dokunun.
3. Ayarlar ve gizlilik seçeneğine, ardından da Aile Eşlemesi seçeneğine dokunun.
4. Ebeveyn veya Çocuk seçeneğine dokunun.
5. Hesapları bağlamak için uygulamadaki adımları takip edin.
***
DEPREM BÖLGESİNDE SINAVA GİRECEK ÖĞRENCİLERE KÜTÜPHANE DESTEĞİ
Türk Telekom'un teknoloji desteği sağladığı Kızılay 100. Yıl Kütüphaneleri'nde lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilere, sınav öncesi motivasyon desteği verildi. Türk Telekom ve Kızılay arasında gerçekleştirilen iş birliğiyle, deprem bölgesindeki öğrenciler için eğitim ve teknoloji desteği devam ediyor. 2 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek Liselere Giriş Sınavı (LGS) ve 8-9 Haziran'daki Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesinde Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş'ta motivasyon eğitimleri düzenlendi. Türk Telekom CEO'su Ümit Önal, "Türk Telekom olarak, Türkiye'ye Değer anlayışıyla, teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştüren çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Teknolojimiz ve Grup şirketlerimizden Sebit'in eğitim çözümleriyle destek sunduğumuz 100. Yıl Kütüphaneleri'nde yaklaşan sınav yolculuklarında öğrencilerin yanlarında olmayı hedefliyoruz. Bu projelerle, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin eğitim hayatında daha güçlü adımlar atmalarını destekliyoruz" dedi.
20 KÜTÜPHANE GELİYOR
Türk Telekom'un fiber altyapı, teknoloji ve WiFi desteği sunduğu, Türk Telekom'un iştiraki Sebit'in ise dijital ve basılı eğitim çözümleriyle katkı sağladığı ve şu ana kadar yaklaşık 34 bin öğrencinin faydalandığı 100. Yıl Kütüphaneleri'nin sayısının bu yıl sonunda 20'ye ulaşması hedefleniyor. Türk Telekom, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarıyla teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştürmeye devam ediyor. Türk Telekom'un teknoloji desteği sağladığı 100. Yıl Kütüphaneleri'nde yer alan sınıflarda, ortaokul ve lise öğrencileri Sebit'in ders anlatım videoları, deneme sınavları ve çözümlü soruları ile LGS ve YKS'ye hazırlanabiliyor. Bu kapsamda da 2 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek LGS ve 8-9 Haziran'daki YKS sınavlarına hazırlanan öğrencilere Kızılay 100.Yıl Kütüphaneleri'nde motivasyon eğitimleri düzenlendi.
SINAV BECERİLERİ ARTIRILIYOR
Türk Telekom CEO'su Ümit Önal, "Türkiye'ye Değer anlayışıyla geliştirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimizde, teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştürmeye devam ediyoruz. Kızılay ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğiyle deprem bölgesindeki 100. Yıl Kütüphaneleri'nde öğrencilere eğitim ve teknoloji desteği sağlamaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. 100. Yıl Kütüphaneleri'ndeki sınıflara fiber altyapı ve teknoloji desteğimizin yanında, eğitim alanında öncü çalışmalar gerçekleştiren iştirakimiz Sebit'in çözümlerini sunuyoruz.
Bölgede, lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan öğrenciler, Sebit'in dijital ve basılı eğitim çözümleri ile sınavlarına hazırlıklarını sürdürebiliyor, konu tekrarı yapabiliyor ve ilgili konulara yönelik test çözebiliyorlar. Gençlerimizin yaklaşan sınav yolculuklarında yanlarında oluyor ve onların başarılarına katkıda bulunuyoruz. Bu projelerle, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin eğitim hayatında daha güçlü adımlar atmalarını destekliyoruz" dedi.