Harika bir 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı sabahı uyandınız. Aklınızda güzel fotoğraflar çekmek istediğiniz güzel bir sebep var. Peki, yanınıza akıllı telefonunuzu alıp çıksanız yeterli olur mu? Akıllı telefonlar çıktıktan sonra "Mercekleri değiştirilebilir kameraların sonu geldi" diye kaç defa yazdım hatırlamıyorum. Yaklaşık dört yıl önce bir futbol maçına WiFi üzerinden çalışan mercek ve akıllı telefonla gidip profesyonel kameralarla yarıştırmıştım. Sonucu bilsek bile, esprili ve ilgi çekecek bir yarıştı. O dönem hâlâ futbol maçlarında foto muhabirinin yanına yaklaşamayacağını gösteriyordu. "Şimdi ise çoklu kameralar, gelişmiş yapay zeka yazılımları, daha büyük ve yine yapay zeka kullanan sensörlerle ara iyice kapanmıştır" diye düşünebilirsiniz. Portre modu çekimleriyle arka planı bulanıklaştıran, yani profesyonel tada yakın görüntülerden sonra aranın kapandığını, profesyonel kameraların pabucunun dama atıldığını söyleyebilirsiniz. En azından düşük ışıkta dertlerin sona erdiğini söyleyebileceğimiz amiral gemisi telefonlar olduğunu düşünmek mümkün. Peki, durum öyle mi? Bu soruyu sormadan önce akıllı telefon kameralarında ve profesyonel kameralardaki değişimleri şöyle gözden geçirelim. Nerede akıllı telefonların hükmü kalmıyor, nerede hâlâ profesyonel kameraların borusu ötüyor, şöyle kısaca gözden geçirelim...
YAPAY ZEKA FARK YARATIYOR
Algoritmalar artık sensörler ve merceklerden daha değerli hale geliyor. Özellikle yapay zeka algoritmaları sayesinde tek kamera kullanan Google Pixel örneğinde olduğu gibi sonuç ciddi bir şekilde değişiyor. Keskin renkler, alan derinliği yaratırken saçlar, eller ve yüzün detayları artık portre modunda harika sonuçlar verebiliyor. Her şeye rağmen ışığın değişkenlik gösterdiği, hareketin dahil olduğu alanlarda profesyonel kameralara hâlâ ihtiyaç var. Ancak yazılımın büyük bir avantaj sağlamaya başladığını söyleyebiliriz. Şimdi bu yazılım avantajından profesyonel kameralar da faydalanıyor. Yine de akıllı telefonlardaki dev rekabet kadar hızlı bir süreç değil. Profesyonel kameraları kullanırken daha az hata yapmayı sağlayacak aynasız dijital fotoğraf makineleri piyasaya sürülmeye başlandı. Artık yapay zeka sayesinde çektiğiniz nesneleri tanımlayarak daha iyi sonuç almak mümkün oluyor. Bu durum karmaşık menülere sahip profesyonel kameralarda da kullanılabiliyor. Yani değiştirilebilir merceklere sahip kameralar, sadece profesyonel kullanıcıların harcı olmaktan çıktı. Ayrıca profesyonel kameralarla akıllı telefonlar her zaman rakip değil. Üstelik bazı yerlerde deneyimli fotoğraf markalarının işbirliği yaptığını söyleyebiliriz. Aslında bu işbirliği başından bu yana vardı. Nokia'nın Carl Zeiss işbirliği gibi. Şimdi mühendislik tarafında Huawei ile Leica arasında yapılan işbirliğinin en popüler ve en iyi sonuç veren birliktelik olduğunu söyleyebiliriz. Hasselblad ile Motorola işbirliğinde ise mercek firmasının ağırlığı hissediliyordu. İki Çinli; Huawei ve Motorola markasını satın alan Lenovo'yu karşılaştırdığımızda pazarlama, ürün tasarımı ve satışa yansıma açısından Leica işbirliği açık ara önde yer aldı. Sonuçta işbirliklerinin başarısını satış sonuçlarına göre ölçmek daha kolay.
ÇOK KAMERALI İŞİ ZORLUYOR
Son beş yılda akıllı telefon kameralarında en çok farklılaşan şeylerin başında çoklu kamera geliyor. Önce iki kamera ile başlayan yarış şimdi üç, hatta dört kameraya çıktı. Geniş açı, uzakları yakınlaştıran tele ve güçlü düşük ışık yeteneğine sahip sensörlerle çok kamera profesyonel kameralarla aradaki farkı kapatmaya başladı. Her durumda işinizi kolaylaştıran, çekim hatalarını minimuma indiren akıllı asistanlar da fark yaratmanızı sağlıyor. Hangi kameranın devreye gireceğini, hızlı sonuç yakalamaya odaklı akıllı telefonlarda yazılım çözüyor. İşte bu yüzden çoklu kamerada anahtar görev sensör ve yazılımda.
DÜŞÜK IŞIK ŞAMPİYONU KAMERALAR
Son beş yıldır kameraların yetenekleri de artıyor. Daha önce düşük ışıkta akıllı telefonlarla iyi fotoğraflar çekmek olanaksızdı. Şimdi mehtap fotoğrafları bile şaşırtıyor. Apple düşük ışık moduna gerek kalmadan çekim yaparken, Android telefonlarda gece modu kolay iş görüyor. Huawei, düşük ışıkta tripod bile kullanmadan başarılı olacağını iddia ediyor. Evet, gerçekten de bunu yaptığı fotoğraflar var. Ancak her seferinde her koşulda aynı başarıyı yakalaması kolay değil. Profesyonel kameralar hele 50 mm bir mercekle çekilen portrenin tadını vermiyor. Çok önemli mesafe kat etmiş olsalar da hâlâ profesyonel kameraların başarısına ulaşamıyorlar.
SAMSUNG'CU MUSUN İPHONE'CU MU?
Yıllardır devam eden Canon'cu ile Nikon'cu tartışması akıllı telefonlara da sıçradı. Yapılan karşılaştırmalarda daha canlı ve daha doğal renkler arasında herkes bir tercih kullanıyor. Ancak burada Canon veya Nikon gibi tek marka değil, çok marka var. iPhone, Samsung, Huawei, Xiaomi, Oppo gibi küresel markalara Casper, General Mobile ve Vestel gibi yerli markalar da ekleniyor. Sonuçta iş yazılıma odaklanınca maliyetler düşmeye başlıyor. Amiral gemisi telefonlardaki performansı az çok orta ve giriş seviyesi telefonlarda da almaya başlıyorsunuz. Her zaman değil, sizi üzmeyecek kadar. Temelde baktığımızda iPhone, Samsung ve Huawei arasında karşılaştırma yaptığımızda Apple, doğal renklere yakın tarafta konumlanır. Samsung ve Huawei ise daha canlı, kontrastı yüksek sonuçlar ağırlıklıdır. Google Pixel de yine Apple ile Samsung arasında gider gelir diyebilirim.
TELEFONLAR VİDEODA GERİDE KALDI
Artık video paylaşım çağındayız. Paylaşımların çoğu da akıllı telefonlarla çekiliyor. Televizyon kanalları canlı yayınlarda akıllı telefonları bile kullanmaya başladı. Ancak sabit muhabir sunumlarında başarılı oluyor. Oysa You- Tube fenomenleri bile profesyonel kameralardan ödün vermiyor. Yani kaliteli görüntü ve ses konusuna odaklananlar profesyonel kameraları veya aynasız profesyonel kameraları tercih ediyor. Bugün Türk Telekom'un Tivibu platformlarda cep telefonuyla çekilmiş özel programlar bile var. Yine de profesyonel kameraların verdiği lezzeti almak kolay değil. Üstelik her koşulda çekim yapma konusunda hala rakipsizler.
?TELEFON KAMERALARI ENGELLİLER İÇİN TANIYACAK
Akıllı telefonların engelleri ortadan kaldırma yetenekleri eşitleyici teknolojilerle gönlümüzü daha çok çeliyor. Türkiye'de ilk kez görme engelliler sesli uyarı sistemi ile hem selfie hem de telefonun ön ve arka kamerasını kullanarak fotoğraf çekebilecek ve etraflarında bulunan nesneleri kolaylıkla tanıyabilecek. Türk Telekom'un görme engelliler için geliştirdiği EyeSense uygulaması kullanıcılar için olması gereken sahne hizalamasını yaparak, selfie veya fotoğraf çekimi yapmalarına yardımcı oluyor. Günlük hayatta hem kendi selfie'lerini çekmelerini hem de telefonun ön ve arka kamerasını kullanarak fotoğraf çekimi yapmalarına olanak sağlıyor. Türkiye'de bir ilk olma özelliğini taşıyan EyeSense uygulaması ile fotoğrafı çekilen kişileri tag'leyerek görme engellilerin ekranda kimin fotoğrafını çektiğini anlamasını hedefleniyor. Ayrıca görme engelli olmayan bireyler için de arka kamera kullanımında sesli yönlendirme yaparak ön kameraya göre daha yüksek çözünürlüklü olan kamera üzerinden özçekim yapılmasına yardımcı olunması söz konusu. EyeSense uygulamasına eklenen nesne tanıma özelliği ile, görme engellilerin hayatlarını kolaylaştıran bir çözüm sunuluyor. Akıllı telefonlar tanıtmak istenilen eşyaya doğru yöneltiliyor ve sesli tanıma sistemi ile ilgili eşyanın tanımını duyulup, etrafta bulunan nesneleri kolaylıkla ayırt edebiliyor.