Evinizde veya ofiste, internete bağlı kameraların sayısının ne kadar çok olduğunu düşündünüz mü? Dizüstü-masaüstü bilgisayarların, akıllı telefonların, tablet ve televizyon kameraları ile güvenlik kameralarının hepsi internete bağlı olduğunda, uzaktan kontrol etmenizi sağlasa da güvenlik açısından risk de oluşturuyor. İletişim, eğlence veya güvenlik amaçlı kullanılan tüm kameralar aleyhinize de kullanılabilir. Ama basit bir önlem sizi rahatlatabilir.
RİSKLERİ GÖZ ARDI ETMEYİN
2016 yılında Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'in kullandığı bilgisayarın kamerası ile mikrofon girişini bantladığı görüntüsü ortaya çıkınca aslında milyonlarca kullanıcının çok da güvende olmadığını hissettirdi. Evde ya da ofisteki kameralar bizim için güvenlik, eğlence unsuru olsa da ciddi riskler de taşıyor. Artık dizüstü ve masaüstü bilgisayarlarda kamera kapakları kullanılmaya başlandı. Lenovo'nın, Think Shutter adını verdiği kamera kapakları Think Pad X280, T480s, T480 ve T580'yi iş odaklı dizüstü bilgisayarlarda kullanması gibi. Sonra pek çok marka ve seri de arkasından geldi. Ekstra yapıştırılan bantlar ile kapaklar, hem geçici hem de cihaza zarar veren aksesuvarlar olabilir.
GÜVENLİK PROBLEMLERİ ÇEŞİTLİ
Skype ya da başka görüntülü haberleşme uygulamasını kullanırken, kamerayı açıp işiniz bittiğinde kolayca kapatabilirsiniz. Bunu dizüstü bilgisayar dışında tablet ve telefonlarda da kullanabilirsiniz. Güvenliği kurumsal ve ev hayatı diye ikiye ayırsanız bile toplam çözüm, her zaman riskleri minimize etmenizi sağlar. Kurumlarda güvenlik problemleri hem daha karmaşık hem de daha çeşitli. Lenovo toplam çözüm sağlayan ThinkShield kavramıyla, kurumda kullanıcı kimliklerini ve kimlik bilgilerini koruyarak işe başlıyor. Parmak izi teknolojisiyle çalışanları tanıyarak yetkilendirilmiş alanlarda dolaşmasını sağlıyor. Saldırıların her cihazdan gerçekleşeceğini düşünmek pek de yanlış olmaz. Kullanılan cihazların sadece kablosuz bağlantıları değil, USB bağlantıları da sorun yaratabiliyor. BIOS tabanlı Akıllı USB koruması, BT uzmanlarının USB bağlantı noktalarını yalnızca klavyelere ve işaret aygıtlarına yanıt verecek şekilde yapılandırmasını sağlıyor. Böylece çalışanların bilgisayarlarını daha güvenli bir şekilde koruyor. Ancak kurumlarda daha önemli risk de var: "Şifreni benden mi saklıyorsun çok ayıp" şeklindeki davranış kültürü gibi.
2.6 MİLYAR VERİ ÇALINDI
Yaşadığımız bu dönemde şirketlerin ve bireylerin hareket kabiliyetini kısıtlayarak çözüm bulmak imkansız. Evde ya da ofiste fark etmiyor. Ağda olduğunuz her an saldırıya açıksınız. Sonuçta yazılım seviyesinde müdahalelerle kişisel veya kurumsal bilgilere ulaşmak mümkün. Geçtiğimiz yıl kişisel verilerin çalınmasıyla ilgili olaylar doruk noktasına ulaşmış, 2.6 milyar kez veri ihlalleri gerçekleşmişti. Bu da, bugüne kadar ki en büyük veri hırsızlığıydı. Şirketler, hassas verileri koruyan, çevrimiçi ve kimlik temelli tehditlere karşı koruma sağlayan güvenli cihazlara ihtiyaç duyuyor. CVEDetails. com'a göre, Lenovo 2018'in ilk yarısında büyük rakiplerden yüzde 99'a varan oranda daha düşük güvenlik açıklarına ve pozlamaya sahip. Tüketiciler ve kurumlar, Lenovo'nun ThinkShield teknolojisinden tüm yaşam döngüsü boyunca aygıtları korumaya yönelik devrimci bir yaklaşımdan faydalanabiliyor. Türk Telekom da kurumlara özel güvenlik anlaşmaları yaparken, toplam çözüm geliştirmeyi tercih ediyor.
SAATİNİZ ARTIK KALP GRAFİSİ (EKG) ÇEKİYOR
Artık sadece akıllı saatle kalp elektrokardiyografisini ölçmek ya da uyarıyı kapatmamışsanız düşme anında sağlık kuruluşlarına anında haber vermek mümkün. Böyle olunca akıllı saatler artık sağlık cihazı olarak kullanılabiliyor. Geçtiğimiz günlerde tanıtılan 4'üncü kuşak Apple Watch, kurma çarkına (Digital Crown) yerleştirilmiş elektrotlar ve arkasındaki kristalde bulunan yeni elektriksel kalp sensörüyle kalp kardiyografisini ölçüyor. Böylece kullanıcılar sadece Apple Watch kullanarak 30 saniye gibi kısa bir sürede bileklerinden EKG çekebiliyor. Tüm kayıtlar, ilgili sınıflandırmalar, sağlık uygulamasıyla bir PDF dosyasında saklanıyor. Bu kayıtlar, doktorla rahatlıkla paylaşılabiliyor.
ONAYLI KALP ÖLÇÜMÜ
Üstelik bu ölçüm işlemi ABD'deki en yetkili gıda sağlık kuruluşu (Food and Drug Administration - FDA) onayını da taşıyor. Eskisine göre 2 mm uzayarak 40 ve 44 mm boyutunda ekrana sahip olan 4'üncü nesil Apple Watch'ın ekranını daha ince ve daha küçük kasasıyla eski kayışlar da kullanılabiliyor. WatchOS 5 güncellemesi yüklü Apple Watch Series 4, sert düşüşleri algılayabilen yeni ivmeölçer, jiroskop ve yeni ECG uygulamasını kullanarak elektrokardiyogram (EKG) çekebilen cihaza dönüşüyor.
NEFESİNİZİ TANIYOR
Sağlık özelliklerinin yanı sıra gelişmiş aktivite ve iletişim özellikleri de sunuyor. Telefon görüşmeleri, Siri ve Walkie-Talkie için optimize edilmiş hoparlörü yüzde 50 daha yüksek ses verirken mikrofonunun yeri, ses kalitesini artırmak için yankıyı azaltacak şekilde değiştirilmiş. Aygıt özel bir 64 bit çift çekirdekli işlemcili yeni nesil S4 çipe sahip. Tüm gün dayanan pil ömrüyle iki kat daha hızlı. Apple Watch Series 4'ün arka kısmı da, daha iyi hücresel ağ kullanımı için radyo dalgalarının önden ve arkadan kolayca geçmesini sağlayan siyah seramik ve safir kristalden oluşuyor. Yeni kurma çarkı digital crown, daha mekanik ve duyarlı bir his sunan dokunsal geri bildirim özelliğine de sahip. Daha geniş ekran için optimize edilen kullanıcı arayüzü, uygulama simgelerinin ve yazı tiplerinin daha büyük görünmesi ile daha kolay okunmasını sağlıyor. Komplikasyonlar da daha kesin ve bilgilendirici olacak şekilde geliştirildi. Özelleştirilebilen bilgi görseli kadranından animasyonunun derin bir nefese göre zamanlandığı nefes kadranına kadar, yeni saat kadranları bulunuyor. Bu kadranlar Series 4'ün ekranının tüm avantajlarından yararlanıyor. Ayrıca, buhar, sıvı metal, ateş ve su gibi bir dizi hareketli kadran da, kasanın yuvarlatılmış kenarlarına benzersiz bir şekilde tepki veriyor. Apple Watch eSIM kullanılan versiyonu henüz Türkiye'de kullanılamıyor. Türk Telekom yetkilileri regülasyon kurumunun onayını beklediklerini söylüyorlar.
DÜŞENİN DOSTU AKILLI SAAT
Düşmeyi algılama özelliği, yaşlılar, riskli spor yapanlar, özel sağlık ve denge problemi yaşayanlar için harika bir gelişme. Bunun için Apple Watch, yaklaşık 32 g'ye kadar güçleri ölçebilen ve sert düşüşleri belirleyebilen özel algoritmalara sahip yeni nesil bir ivmeölçer ve jiroskop kullanıyor. Bileğin hareketini ve darbe hızlanmasını analiz eden Apple Watch düşüşten sonra kullanıcıya uyarı gönderiyor. Kullanıcı bu uyarıyı 'benim bir şeyim yok' diyerek yok sayabiliyor veya acil servisleri aramak için kullanabiliyor. Apple Watch bu bildirimden sonra 60 saniye içinde hareket algılamazsa kullanıcının riskte olduğunu düşünerek otomatik olarak acil servisi arıyor. Ve acil servis iletişim bağlantılarına konumu bildiren bir mesaj gönderiyor.