Sizden daha fazla saklayamazdım. Android O ile beraber yaşamaya karar verdim. Peki O beni nasıl ikna etti? Gelin ilişkinin detaylarına biraz yakından bakalım.
Önce Android O ile nasıl tanıştığımı anlatmalıyım. Google'ın 7 bin yazılım geliştiriciyi bir araya getirdiği Google I/O 17 etkinliğinde tanıştık. Google, Android, Google Assistant, Google Home, sanal ve artırılmış gerçeklik, güvenlik ve ucuz erişilebilir telefon konusundaki yol haritasını ortaya koyarken onunla ilgili detaylar da ortaya çıktı. Ancak şunu söylemekte fayda var. Android O şu anda Beta yani deneme süresi boyunca yazılım geliştiriciler tarafından kullanılacak. Biz fanilerin kullanabilmek için ekim ayını beklemesi gerekecek.
BENİ VERİLERİM İÇİN SEVİYOR
Android O'nun beni şimdilik param için değil, verilerim için sevdiğini biliyorum. Bana bunca hizmeti ücretsiz verirken beklentisinin ne olduğunu bilerek kullanıyorum. Sonra şikayet etme şansım yok. Zaman içinde mahremiyet duygusunun değiştiğini de biliyorum. Mahremiyet duygusunun değişimiyle bana ailemden yakın davranacak bir Android O'nun karşıma çıkacağına da inanıyorum.
Hemen heyecanlanıp soruyorum. Sana güvenebilir miyim Android O? Hemen en tatlı ses tonuyla "Her zaman güvenebilirsin. İşte senin için hazırladığım güvenlik uygulamasını ücretsiz kullanabilirsin" diyor. Mutluluk sarhoşuyum.
Akıllı mı akıllı
Google'ın mobil, giyilebilir cihazlar için geliştirdiği en güncel işletim sistemi. Peki bu kimin umurumda? Aylık 2 milyar aktif Android cihazın kullanıldığını düşünecek olursanız, güncellemenin rakamlara yansıyan önemi ortaya çıkar. Peki biz ne istiyoruz? Daha akıllı, güvenli ve yetenekli bir telefon istiyoruz. Android O bu beklentilerimizi karşılıyor mu? Aklını yapay zeka ve öğrenen makineler teknolojisinden alan Android O, her uygulamanın içine akıl bulaşmasını sağlıyor. Telefona gelen her mesajın telefon numarası mı, adres mi olduğunu biliyor ve uygulamanın içinden harekete geçmemizi sağlıyor. Yani önerdiğiniz bir otelin adından web sitesi ve telefonuna ulaşabiliyorsunuz.
Açık gözlü maşallah!
Google Lens uygulaması Android O'nun dünyayı tanıyan gözü. Gördüğü her nesnenin ne olduğunu belirleyen bir Google var artık. Google Lens uygulamasının gözünden dünyaya bakarken çiçekleri tanıyor, WiFi ağının adını ve şifresini yazılı olarak görünce anında internete bağlanıyor. Yani gördüğü her şey için hemen sizden komut almaya hazırlanıyor. Bir restoranın önünden geçerken tabelasını okuduğu anda ne kadar beğeni aldığını, yorumları ve iletişim bilgisini görmek mümkün oluyor. Facebook ile büyük veri konusunda yarışacak kadar bilgi sahibi olacağı kesin.
3 boyutlu sohbet
Sosyal medya veya YouTube fenomeni olmana gerek yok. Ancak düzenli yayınlar yapmak isteyen için 360 derece videolar Youtube ekranından taşıyor. Üstelik bu videoları dev boyutlarda akıllı televizyon ekranından izlemeniz mümkün. Ayrıca izleyicilerle SuperChat üzerinden heyecanı yükseltmek hiç zor değil. Yayın sırasında izleyicilere yazılı mesajları vererek ortamı yönetmek mümkün olacak.
Sözden anlıyor
Android O'nun Google Assistant özelliği kullanıcıyla derin diyaloglara girse bile üstesinden geliyor ama henüz Türkçe bilmiyor. Aldığım duyumlara göre Android O platformunda kullanılacak Google Assistant uygulaması 2018'den önce Türkçe konuşamayacak. Ayrıca kulağıma fısıldadıklarına göre Google Assistan uygulaması iOS yani iPhone ve Android cihazlarda da kullanılacak. Böylece rakip platform üzerinden bilgi toplayacak.
Timur gönder şu fotoğrafları
Bir itirafta bulunayım. Çektiğim fotoğrafları arkadaşlarımla geç paylaşmak gibi kötü bir şöhretim var. Kısa sürede 500 milyon kullanıcıya ulaşan Google Photos yeni yetenekler kazanıyor. Özellikle yüz tanıma ve paylaşma yeteneklerini artıran çözümleri Android üzerinden kullanmak mümkün olacak. Fotoğrafıni çektiğim arkadaşımı yüzünden tanıyarak anında paylaşım klasörüne kaydedecek. Böylece "Gönder şu fototoğrafları artık" haykırışları son bulacak.