E şimdi mi geldi aklına birader derseniz, haklısınız. Geçen gün biri yazdı "Atatürk'ün ve laikliğin kıymetini bilelim" diyerekten.
"Bu iktidar" diyor, "yoksullaştırdı memleketi, hâlbuki ne güzeldik eskiden!"
Tepki oylarıyla semiren bu 'sinekkaydı'ya ağzının payını verince, demez mi bana "sağcı bilmem ne!"
Düşündüm tabii haliyle. Çok yazdım buralarda karakterimi sere serpe, ama yine de cevap vereyim, bu 'çağdaş' geçinen okuma özürlülerine. Hem de bir hatırlatma olur cümle âleme.
***
Alınlarına bir liderin mahlasını yazdıranlardan da, tarihi bir şahsiyetin imzasını enselerine dövdürenlerle de uzak ara mesafeliyim. Ömür filmimin ikinci yarısındayım, tecrübeyle sabit: Hiç güvenesim olmaz böyle abartılı şahsiyetlere!
De nerden çıktı bu canhıraş aşk, eski
Türkiye'ye?
Eski zamanlar Kemalist- Askeri bir diktatörlüktü cancağazım. Bir siyaset oyunu vardı evet ama iktidar oligarşideydi. Bir kere solcuysan bunu bileceksin. Nasyonal Sosyalizm faşist bir rejimdir. 'Ulusolcu' oradan fırlamış bir nazire.
Bir bir daha iki: Geçmişin merkez akımı antidemokratik bir kafadır. Genlerindeki Batıcı totaliterlik tarafından kontrol edilir. Saniyede değişemezler!
Gazi Mustafa Kemal, İstiklal Harbi'nin başkomutanıdır, evet. Hataları, sevaplarıyla tarihi bir kimlik. O anlamda hürmet de ederiz kendisine.
Ama 'Kemalizm' deyince duracaksın bir saniye! Yok öyle tarih tartışmalarına Koruma Kanunu ile reddiye. Diktatörlük hevesleri tam da burada işte.
Fikir özgürlüğü bu anlamda ve her anlamda mühim hadise. Merkeziyetçilik havasız bir iklim.
Sağcılığa gelirsek Komünizmle Mücadele Dernekleri gelir aklıma. Biliyorsunuz
FETÖ kozasıdır kendileri.
Solculuk, Marks'ın modern kapitalizmin açıklarını bize vermesidir tabii ama kendisi ateist hurafenin yan ürünüdür. Ve İngiliz sömürgeciliğini mâkul görür.
Solculuk aslen -bırakalım sakallıyı şimdi- garip gurebanın yanında olmaksa eğer, Hz Muhammed Mustafa devrimcinin tillahıdır.
Allah'tan başka hiçbir şeyin önünde eğilmemek! Şerefin, hakikatin, gerçeğin, samimiyetin ve adaletin ufku.
Peki küresel sistemin adı ne? Kapitalizm tabii. Finans de, ultra de, ne dersen de, kapitalizm. Para hırsı, kâr hırsı, ipini kopartmış kazma dişli nefsi emmare.
Parayı bulmuş neo-muhafazakârlar peygamberimizin sünnetidir derler ama kulak asma sen. O serbest ticareti onaylamış, doymazların altın putlarını yıkmıştır. Bunu bil, gerisi ihtirasların maskesi, bir karartma perdesidir, çağlardır gelip duran 124 bin peygambere.
Yani ne?
Merhamet bizim dinimizin öteki adı. Biz dine bir hakikatler manzumesi olarak bakarız, taassup değil. Neyse uzun mesele...
15 Temmuz direnişi sınır çizgim.
Irkçılıktan iğrenirim öte yandan. Kur'an'ı öpüp "Suriyeliler ölsün" diyenlere bir mide bulantısı var bende. Paylaşmanın sihrine inanırım, yoksulu olmayan bir ülke var düşümde. Siyasetin kurnaz tilkilerini sevmem, aslında 'kurnaz' sevmem! Feraset başka kelime...
19. Yüzyılda uydurulmuş ideolojileri soruyorsun ya bana! Solcu muyum, sağcı mı? Muhafazakâr mı, modern mi?
Vaktin evladıyım bir kere. Hak edebilirsem, 'Kalender' meşrebim derim, elhamdülillah.
O da yeter de artar bile insan olana...