Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Hep kahır hep kahır bıktım be

Sadece iklimin mi sanıyorsunuz?
Siyasetin ayarları çoktan kaydı. Bu kış bıçak sallayan bir delilik olarak geçti tarihlere. Ülke kendini savundu fakat.
Yaz, terli bir imtihan gibi geliyor. Dünyaya merhametli bir ses olmak için toparlanmaya çalışıyoruz. İçimizde bizim olmayan engerekler, yılanlar. İçimizde kendine şu bu diyen, karanlık hesaplar peşinde birtakım nemrut insanlar. İçimizde hırstan köpürmüş birileri ortak bir kötülükte birleşiyorlar.
İşaretler karışmış, büyük sözler yalan olmuş.
Hep birlikte duruyor ve amele bakıyoruz. Amele, yaşama, pratiğe. Oradan okuyoruz hayatı.
İnsanın dinine değil, ne kadar 'insan' olduğuna, komşusuna, ülkesine, medeniyetine, merhamete nereden bağlandığına bakıyoruz. Yürek sızısına, iç döküşüne, gözde tomurcuklanan yaşa ve insaflı bir hayat sürüp sürmediğimize.
Gerisi fasarya...
İstanbul'a bahar kokan bir yağmur çiseliyor.
Tramvayın penceresinde mütevekkil, mahzun bir adam yüzü. Tophanede Mimar Sinan'ın gotiği Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa Camii yakalarını kaldırmış. Karaköy rıhtımında kırmızı şemsiyeli bir kadın telaş içinde gazete bayiine 14. yüzyılı sormakta! Nasreddin Hoca ile mi Ahi Evren'le mi ne onunla tanışmak için, aceleyle...
Yaz geliyor son yağmurlardır bunlar. AKBİL'imi basıyorum. Şiirli bir otobüse atlıyorum. Bir Orhan Veli tadındayım, otobüsleri seviyorum. Tenha otobüsleri daha çok seviyorum.
Telefona bir göz atıyorum.
Belli ki Şems-i Tebrizi evden çıkmamış bugün 'onlayn'! Arama motorlarında mütemadiyen Mevlana'yı aramakta. Asıl maksat: Kimya'sını bulmak fakat! Aşk asıl vazife diye geçiyor aklımdan.
Kanuni'nin şiir döşendiği Nesimi'nin gözleri kadar parlak bir ışık yalayınca alnını, kılcal damarlarında gizli geçitler beliriyor şehrin: "İblisin talim ettiği yola minnet eylemem!"
Öte yandan galeyana gelmiş siyasi garezin elinde çivili bir sopa. Zarif kadınlar bile kırbaç şaklatıyor sosyal medyalarda. Daha dün gözü yaşlı bir inancın müteferrikleriydiler. Zaman geçiyor. Sanki foya akıtan bir filmdeyiz. Ellerimiz klavyede kararmış.
Bir mahalle diğerine kör. Öbür mahalle sağırlar kakofonisinde.
Ecnebi liseleriyle övünen seküler yobazların ve Afgan medreselerinden mezun küt kafa sofuların ve de Kadızade "kaşe" yazarların ortak yanı burun kılları diye düşünüyorum. Çok uzamış, aldırmalılar.
Bırak bunları bana İstanbul'u anlat, diyen kulaklığımdaki Cem Karaca:
"Hep kahır hep kahır, bıktım be..."
Yıkık bir surun tepesinde ilk cumhuriyetten kalma gecekondular. Gecekonduların önünde eflatun çamaşırlar dalgalanıyor. Yağmurda ıslak.
Evin hanımı hasta mı acep sorusu geçiyor içimden. İçimde bir büyük şenliğin hazırlıkları. Olacak inşallah diye mırıldanıyorum. Ağzıma bir çubuk tarçın alıyorum. İnsan mutlu olmak istiyor. Ters bir Osmanlı kıpırdıyor ensemde. Bedreddini bir arıza. Osmanlı ama...
Otobüs şık insanların oturduğu bir restorandın önünden geçiyor. Mültecilerin gözlerinden bakıyorum balık lokantasına. Haz'rolda bekleyen garsonlarla birlikte bacaklarım kopuyor! Rumeli Hisarı'nda serdengeçtileri arıyorum, boşuna. Yoklar. Yaşlı ve huysuz oldular. Sanata soyunmuş eski solcular kadar bir sıkıntı. Homurdanmanın dibinde...
Yağmur sarsıcı bir soru bu şehrin kalbinde: Halleluyah mı, elhamdülillah mı?
"124 bin peygamber geldi buraya" diyor karşımda oturan Edip Cansever kılıklı biri. "Karanfil de, hakikat de elden ele..."
Ne zaman değişmiş böyle? Daha dün Kalem Bar'dı mevkii!
"Rahmet yağıyor, hayat değişiyor" diye söze giriyor içimdeki ihtiyar.
"Bu toprakların ateisti, şusu busu da alıyor günü geldiğinde peygamberin mektubunu! Allamelerin kaybettiği nur, en son duyanlara iniyor, insandan ümit kesilmiyor. Kimin yarın ne olacağı belli olmuyor..."
Fesuphanallah, kendi kendimle mi konuşuyorum ne?
"Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan aşık olup inanınca."
Diye yazıyor Face'te Şems-i Tebrizi.
Otobüs son durağa doğru devam ediyor.
İyiyim böyle...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA